Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '07

 
Kategori
Güncel
 

Kredi kartlarını, herkese verirsen.

Kredi kartlarını, herkese verirsen.
 

Biz adam olmayız! Daha doğrusu olamayız!

Neden mi?

Kendimizi yeteri kadar yetiştiremedik. Bundan dolayı da birbirimize karşı olan hep iyi niyetimizden ötürü bizler suiistimal ederek karşı tarafı hep kötüye kullanıyoruz. Kim olursa olsun.

İşte size birkaç çarpıcı örnek!

Bakkala gidiyorsunuz ve ihtiyacınız olan malzemeleri alıyorsunuz. Önümüzde ki günler de verilmek üzere veresiye yazdırıyorsunuz. İyi güzel de ödeme günü geldiğin de bakkala gidip gereken ödemeyi yapmıyorsunuz. Daha doğrusu gerekeni yapamıyorsunuz. Benim geçen sene bakkal çalıştıran çok sevdiğim bir arkadaşımın yanında durduğum anlarda yaşadığım ve gördüklerim bunlardı.

Bakkal sahibi bu durumu şöyle açıklıyordu. “Beni hiçe saymıyorlar, gidiyorlar büyük marketlerde Tanşaş, Kipa, Migros veya Gima gibi yerlerden gereken malzemeleri alarak harcamalarını orada yapıyor ki bunu peşin ve kredi kartları ile sağlıyorlar geri kalan kısmı da benden alıyorlar bir de üstüne veresiye yazdırıyorlardı. Zamanın da veren de oluyor ama vermeyen de çıkıyordu elbette” diyordu.

Alıp vermemek. Tabi ki veremez ya. Evin temel giderleri olan elektrik, su, telefon varsa internet harcamaların ödemeleri öncelikle bunlar olmaktadır. Kredi kartlarını da hani büyük marketler de yaptıklarımız harcamaları ödedikten sonra elimize bir şey kalmamaktadır.

Elektrik, su ve telefon gibi harcalar zaten ödenecekte gelgelelim büyük marketler de ki faturaların ödemeleri, hep onlar düşündürmüştür beni. Ne iyi değil mi? Orada her şey var. Alırken doldur sepete. "Bunu da al çocuk ağlamasın. Yok, bu da ne güzelmiş böyle, bunu da alalım hayatım" diyen eşinizin hadi hatırı kırılmasın. Onu al. Bu da tam benim istediğim gibi geçen günler de çok aradığım bir şeydi. Burada şimdi gördüm, bunu da hadi alalım. Kasiyere ödemeye gittiğimizde kasiyerde ki görevli aldığınız malzemelerin toplam tutarını söyler ama nedense rakamı biz duymak istemeyiz ve o an demeyiz ki “Fiyat bana çok yüksek geldi bunları almaktan vazgeçtim.” Kartı uzatırsınız cırt geçir, nakit ödemeden torbaları doldur ve eve gel. Kardeşim senin maaşın ne ki!”

Kart ödeme günü gelir ve işte o bakarız rakama. “Ne o! Ben bu kadar mı harcadım? Yanlışlık olmasın. Ne yanlışlığı kardeşim kart numarası doğru. Herhalde bilgisayar yanlış toplamaz. Sen bir kontrol et bakalım nerede yalnışlık yaptın. O gün rakamı kontrol etmedin ve kasiyerde ki görevliye kulak asmadın ya ve kartını uzatıp cırt diye makineden geçirtmiştin ya. Banka dan gelen dökümana bak bir, en az yatacak tutarı yazmış. Altıda birini (1/6). Şimdilik sen onu yatır. Geri kalan beşte altısını (5/6) sonra yatırırsın. Olur, olur da ama ödeyeceğin tutar biraz fazla olur. O da gecikme faizi. "Pekiyi, önümüzde ki ay ben ne yiyeceğim, ne içecğim. Dur bir dakika benim mahallem de ki bakkala bir söyleyeyim bari. Beni idare etsin. Kendisi iyi insandır. Ona birkaç ay ödemesem de olur."

Bakkal sizi bekliyor gelsede veresiye yazsam diyor ya. "Tabi olur, ağabey ne demek lafı mı olur? Yenge hanım gelsin istediğini alsın. Ben yazarım sen de ödemeyi ay sonunda yaparsın.” Der bakkal sahibi.

Der de adam görünürler de yoktur. Bir ay daha geçer üstünden. Bu ara yenge hanım her şeyden habersiz alışverişini yapar ve fatura gittikçe kabarır. Biz yine iyi niyetimizle yenge hanıma ses çıkartmayız ve mağdur durumda hep biz oluruz. Bakkalın içinde azalan malları yerine koymak için bizim de toptancıdan alışveriş yapmamız gerekmektedir. Ne var ki alacaklarımızı alamadığımızdan toptancıya gereken ödemeler gittikçe aksar. Sonuçta vitrinlerde olması gereken malzemeler azalır.

Hep bunlar bakkalın "İyi niyetinden" kaynaklanmaktadır.

Beyler, bayanlar evet size sesleniyorum. O bakkala gereken ödemeleri yapmamız gerekmektedir. Bunlar bilinen şeyler ama genelde ödemeyi yapmayanlara hatırlatayım dedim de.

Acaba sebep sizlerin kredi kartlarında ki yüksek miktarda faturalar sizi bu durumlara mı getirdi?

Cevap: “…”

“Yok mu?”

Bana kalırsa bir yer de öyle. Sakın gocunmayın, kabahat siz de değil. Kabahat olsa, olsa bankacılar da olur. Bonus Card, CardFinans gibi kredi kartları millete satmak adına her cadde köşesin de elemanlar bulunduruyorlar ama bu işi onlar elemanlarına ve kendileri para kazanmaları adına elbette yapacaklardır. Fakat haddinden fazla bu işi yaptıklarından herkese veriyorlar. Bu kişi neyin nesi, neyin fesi hiç araştırmadan ve ne iş yapar ve harcamalarının bedelini öder mi ödemez mi? Sonuçta herkese veriyorlar. Ta uçra köşesinde ki fakir insan da alyor bu kartı.

Kredi kartını ödeyemeyince icra memuru geliyor. Fakir olduğundan o icra memurları tutar kadar olan miktarını eşya olarak iki tabure, bir iki kanepe ve bir siyak-beyaz televizyon için işlem yapmayıp kendisini tutuklattırıp habise sokmak zorunda kalıyorlar ve benim fakir vatandaşım içeri giriyor. Giriyor da ama bir farkla. Gülerek giriyor içeriye.

“Tabi memnuniyetle. Zaten de karnı mı doğuramıyorum. Karnım aç. Hiç olmazsa orada sıcak bir yatak bulurum, sıcak bir yemek yerim. O ne güzel, oraya gitmeye dün den razıyım ben.”

Devletimiz çok zengin ya, bunlara da bakar.

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..