Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '12

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Kriptolu facia senaryosu

Kriptolu facia senaryosu
 

Şu aralar çevremde ilginç filmler dönüyor. (Bu “FİLM DÖNÜYOR” terimi biraz argo ya da sokak ağzı bir ifade ama yazımın kurgusunu bağlamak için bunu kullanmam gerekiyordu.)

Daha önce de senaryo yazmıştım ama bu seferki farklı. Bu senaryo, Osman Sınav filmlerindeki gibi gerçek hayata çok yakın bir olayı işliyor. O yüzden filmleştirilirse hem fragmana hem de jeneriğe, “tamamen hayal ürünüdür” diye yazıp yaşanacak benzerliklerden dolayı çıkacak sorunları BERTARAF etmekte fayda var.

Gelelim dönen filme, daha doğrusu senaryoya: Olay küçük bir kasabada geçiyor. Günlük yaşamlarını normal seyrinde devam sürdüren kasaba halkı, hiçbir şeyden habersiz hayatlarını yaşarken BÜYÜKŞEHİRDEN gelen şirketin kasaba yakınlarındaki maden ocağının bulunduğu tepede çalışmalar yapmaya başladığı haberleri alınır. Meraklı kasabalıların ilgileri, şirketin çalışma yaptığı alana ve kasabada kurduğu ofise odaklanmıştır. Sonunda o tepede atık depolanacağını öğrenilir. Önce çevre derneğine sonra gazetelere gidilir. Böylece kasabalılar uyarmaya çalışılır. Bir süre sonra çevreciler bir araya gelir yapılacak tesisin tehlikeleri anlaşıldığında kasabanın desteğini sağlamak için toplantılar yapılır. Birçok gazeteci, mühendis, doktor, avukat ve konuya duyarlı çevreci konuya odaklanır. Bu tesisin yapılmasını isteyenler de vardır. Onca kişiye iş olacağını söyleyenler, yapılması gerektiğini söyleyenler de çıkar. Tehlikeli atık tesisinin diğer atık tesisleri gibi olduğu, sıradan bir iş olduğu iddia edilir.

Tehlikeli atık tesisini engellemek için yapılan baskılar işe yarar ama belediye onaylama ya da engelleme yetkisini yasal olarak kaybettiği için verdiği karar bir anlam taşımaz. ŞİRKET planlarda yaptığı değişikliği bakanlık yetkililerine onaylattırır. İstemeyenler bu onaylama sonrasında örgütlenir.

Mücadele devam ederken sessiz sedasız bir değişim yaşanır. Tehlikeli atık tesisi çalışmalarını ilk fark eden gözler, aynı dikkat sayesinde bu değişimi de fark etmiştir:

Yapılmaması ile ilgili propagandaları yürüten en dişli savaşçılardan biri bir süre sonra sessizliğe bürünür. En aktif savaşçı; sokaklarda gördüğünüz, sıradan, duyarsız, umursamaz, bana-neci vatandaşlardan farksız hale gelmiştir…

(Senaryonun devamını siz getirin)

* * *

Başlık neden ‘facia’ biliyor musunuz?

O küçük kasabaya kurulacak TEHLİKELİ ATIK TESİSİNİN depolarında yaşanacak bir sızıntı sonrasında etrafa yayılan ZEHİR binlerce kişiyi öldüreceğinden dolayı değil.

Ya da tehlikeli atık tesisini bizzat kendi ürettiği ZEHİRLİ GAZLAR, koku ve kirlilik yüzünden kasabanın artık yaşanamaz bir yer haline geleceği için değil.

Ya da atık deposunun olduğu yerde bir yangın ya da patlama olacağı ve bunun sonucunda binlerce kişi öleceği, sakat kalacağı için de değil.

Bütün bunlar senaryonun devamı için düşünülebilecek “güzel” birer facia hikayesi. Ama asıl “facia”, o kasabada; halkın sıradan, duyarsız, umursamaz, bana-neci duruşuna rağmen yapılmak istenen ATIK TESİSİNİN engellenmesi için dik duruş sergileyen, üstelik o tepkinin en önünde gidenlerden birinin, ‘pes etmesidir’, ‘savaşı bırakmasıdır’, ‘yorulmasıdır’

Ya da “DAHA ÖTESİ”dir, facia..!

Hep sevgi ile kalın.

Murat SEVGİ

http://twitter.com/muratsevgi

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..