Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Kriz imtihanı notumuz

Kriz imtihanı notumuz
 

Kriz imtihanı kitlellerin refahıdır, Başbakanın çevresinin değil.


Başbakan "kriz imtihanında çok başarılı olduk" dedi. Birlikte bakalım gerçek nedir. Türkiye işsizlikte, gerçekte, dünyanın en kötü duruma düşmüş bir kaç ülkesinden biri haline geldi. İşsizlik ABD nin ve Avrupa Birliği ortalamasının gerçekte üç katı civarındadır. 2009 yılı boyunca böyle devam edceği mevcut politikalar ve göstergelerden anlaşılmaktadır. Toparlanma açısından 2010 yılı göstergelerinin 2009 çöküntü yılına göre mukayese edilmesi doğru değildir. 2010 yılının iktisadi göstergeleri bırakın 2008 i, 2007 yılının bile gerisinde kalan bir yıl olacaktır. Demekki bazılarına göre halkın işsizliği, sefaleti kriz ölçüsü değilki Tayyip Erdoğan 30 Mayıs 2009 da “ağır kriz sürecinde çok başarılı bir imtihan verdik” diyebiliyor. Teğet gececek sözünü kanıtlama çabasımıdır acaba, yoksa halkın sefaletinin ve işsizliğinin önemi yok, bankalar ayakta ya siz ona bakın demeyemi getiriliyor? Muhtemelen her ikisi birden.

Kriz imtihanı döviz kuru değildir. Kriz imtihanı banka sisteminin Hazine'den halkın vergileriyle ödenen yüksek faizlerle, gelecek nesiller sömürülerek beslenip ayakta tutulması değildir. Kriz imtihanı sadece dar bir grub yöneticinin yüksek maaşlarını, lojmanlarını ve diğer imkanlarını aynen sürdürüp fantastik yaşaması değildir, kitlellerin istihdamı ve sefaletten kurtarılmasıdır, gelecek nesilleri sömürmeden onlar için neler yapıldığıdır.

Türkiye’de kriz bu yaklaşım nedeniyle ağırlaşmış ve halkı en zor duruma düşen ülkeler arasına girmiştir. Bigpara’da 23 Eylül 2008 de yayınlanan “ Türkiye’ de kriz kronikleştirildi, geçici değil ” başlıklı yazım, 2009 yılı ve sonrasını o zamandan görmüştü. Çünkü Türkiye’nin krizinin tohumları önceki yıllardan ekilmişti ve toprağın yüzüne çıkmaya başlamıştı. Çünkü Türkiye 2009 öncesi 2008 Eylüllüne kadar geleceğini yiyerek refahcıılık riyakarlığı içindeydi. Üretken ciddi yatırımlar yapmadan hazırları satarak ve borçlanarak yeme imkanlarının sonuna yaklaşmış geriye fazla birşey kalmamıştı. Küresel kriz Türkiye’ye özğü bu kötü ve riyakar gidişi su yüzüne çıkardı ve engelledi.

Küresel kriz sadece iktisadi olan varlıkların satışını engelledi, hemde onlardan çok azı kalmıştı geriye. Ancak hem iktisadi hemde ulusal ve stratejik olan değerlerimizin, yani ülkemiz sınırlarının, ülkemizin kan damarları olan yollarımızın, limanlarımızın, enerji kaynak ve nakil hatlarımızın da satılabileceği ümitleri yeşermektedir galiba. Nedenmi? Çünkü, yakında meyvelerini verebilecek hiç bir ciddi üretken yapılanma ve tedbir uygulanmamış iken, ekonomik dönüşüm programları yerine ithal arabalara, ithalata OTV indirimi yapılır, ithalat teşvik edilir iken, Tayyip Erdoğan neye güvenerek “Baharla birlikte başlayan bu güzel gelişmeler, yaz aylarıyla birlikte inşallah kalıcı bir atılımın müjdecisi olacak.” diyebiliyor. Kalıcı satışlar mı başlıyor acaba?

Dr Hamit Bozkurt

 
Toplam blog
: 54
: 1229
Kayıt tarihi
: 08.08.08
 
 

1950 yılında doğdum, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 1974 mezunuyum. 1986 yılında Gazi Ün..