Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '09

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Kriz sürüyor

Kriz sürüyor
 

GERÇEĞİN HABERİ-GERÇEK HABER...


Kuşku akrebinin zihnimdeki küt kuyruğunu sallayarak dolaşması: Acaba?

(Uluslar arası mali krizin Türkiye’ye etkilemesi, hükümetin aymazlık politikası olmasaydı bu derece yıkıcı ve perişan edici olmaz mıydı?)

Kriz sürüyor

Başbakan “teğet”ten “sürtünüp geçer”e terfi etse de, gazeteler, Türkiye sanayi üretiminde müthiş bir çöküş yaşandığında ısrarlılar…

Türkiye'nin sanayi üretimi Mart ayında, yüzde 2, 6 arttığı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20, 9 geriledi.

Sanayide en büyük düşüş imalat sanayi alt gruplarında yaşandı. Yüzde 53 ile otomotiv sektöründe ve yüzde 41, 8 ile Büro Makineleri ve Bilgisayar sektöründe düşüş oldu.

İmalat sanayisindeki gerilemede yüzde 23, 5…

Krizle birlikte giderek gerileyen sanayi üretimi 2008/ Ekim ayında yüzde 8, 5, 2008/ Kasım’da yüzde 13, 9, 2008/ Aralık’ta yüzde17, 6, 2009/ Ocak’ta yüzde 21, 3, Şubat’ta yüzde 23, 7 ve mart'ta yüzde 20, 9 gerilemiş oldu. (Ulusal/ 9 Mayıs 09)

Bursa’da tekstil ihracatında düşme

Bir başka ekonomik gösterge alanı…

Türkiye’nin ihracatında büyük gerileme devam etmektedir.

Uludağ İhracatçı Birlikleri verilerine göre, Türkiye'nin önemli tekstil ve konfeksiyon merkezlerinden Bursa'da yılın ilk 4 ayında yapılan ihracat, tekstilde yüzde 28, hazır giyim ve konfeksiyonda ise yüzde 34 oranında düştü. Bu dönemde, tekstil ve konfeksiyon sektörlerinin ihracatı ise 413 milyon 840 bin dolar olarak gerçekleşti.

275 milyon 599 bin dolara gerileyen tekstil ihracatı, geçen yılın aynı döneminde, 381 milyon 633 bin doları bulmuştu.

138 milyon 241 bin dolarda kalan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı ise geçen yılın aynı döneminde 208 milyon 975 bin dolar olarak gerçekleşmişti.

Yılın ilk 4 ayında, tekstil alanında 10 serbest bölgeyle, 102 ülke ve özerk bölgeye ihracat yapılırken, hazır giyim ve konfeksiyonda 6 serbest bölgeyle, 94 ülke ve özerk bölgeye ulaşıldı. Gelişmiş batı ülkelerinde ihracatta düşüş gözlenirken, komşu ve çevre ülkelerde önemli oranlarda ihracat artışları kaydedildi. (Ulusal/ 7 Mayıs 09)

Patronlar kulübünün de krizle ilgili görüşleri olumlu değil…

Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD’ın), 3 ayda bir yayınladığı “Konjonktür Değerlendirme Raporu”nda açıkladığı tahminine göre, ekonomi yılın ilk çeyreğinde yüzde 13 küçülecek. TÜSİAD, ikinci çeyrekten itibaren toparlanma olsa bile 2009'un tamamında Türkiye ekonomisinin yüzde 4, 1 daralacağını açıkladı. (Ulusal/12 Mayıs 09)

İşsizlik giderek kâbus oluyor.

Türkiye’nin en temel sorunu olan işsizlik giderek artıyor ve bir kâbus haline dönüşüyor. İşkur’a 111 bin 623 kişinin işsizlik için başvurduğu Nisan ayında, Kuruma yapılan işsizlik başvuruları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 51 artış gösterdi. Böylelikle kayıtlı işsiz sayısı nisan ayı itibari ile 1 milyon 266 bin kişiye yükseldi.

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük Şubat ayı işsizlik rakamlarıyla ilgili olarak yazılı bir açıklama yayınladı. Küçük, açıklamasında istihdam kaybının en çok sanayide yaşandığına dikkat çekti. Tanıl Küçük, gerçek işsizlik oranının yüzde 24 olduğunu belirterek acilen önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Ulusal/ 16 Mayıs 2009)

Halkı kandırmak ve oylarını gaspedebilmek için krizle alay edercesine “teğet geçer, bizi etkilemez!”, şimdilerde de “sürtünür geçer!” gibi hafife alma tutumları gösterilmeseydi acaba durumda bir değişiklik olur muydu? Bugün yılın beşinci ayının sonlarında geriye dönüp baktığımızda, dünyayı kasıp kavuran 1929 krizinden hiç denecek kadar az etkilenen Türkiye neden bugün büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldı? O zaman krize rağmen büyümesini sürdüren, Cumhuriyet ekonomisinin temelleri olan en önemli KİT’lerin inşasını başaran Türkiye bugün neden bu kadar küçülmeye maruz kalmakta, işsizlik dağı taşı tutmaktadır?

Atatürk’ün sayesinde Başbakanlık makamında oturan şahıs acaba bunları kendi kendine sorup vicdan muhasebesi yapıyor mu?

Birkaç gündür bu düşüncelerle kıvranıp durmaktayım. Bu bağlamda araştırma yapmaktayım. Yukarıdaki ekonomiyle ilgili sorulara ekonomi uzmanları nasıl yanıt verirlerdi ya da vermişlerdir? Soru akrebi, küt kuyruğunu yukarı doğru yarım çember yaparak kıvırmış durumda, sallayarak zihnimde dolaşıp duruyor. Beynim patlayan yanardağların cehennemine dönmüş, kıvrandırıyor.

IMF’nin, Alman ekonomisinin 2009 yılında yüzde 5, 6 oranında, dışsatım ve büyüme rekorları kıran Japon ekonomisinin ise yüzde 6, 2 oranında küçüleceğini tahmin ettiğini haber veriyor gazeteler. İngiltere ekonomisi için bu oran yüzde 4, 3. Ve nihayet ABD ekonomisindeki küçülme de ilk üç ay için yüzde 6, 2’dir. TÜRKİYE tahmini yüzde 5, 1. Bu tahminlerin de yıl içinde revizyona uğradığı, yani düşüşün aylara yayılmış gerçekleşme oranının giderek yükseldiği geçmişin kanıtlanmış gerçeklerinden olduğu unutulmamalıdır. Türk sanayisindeki 2008/ Aralık, 2009 Ocak ve Şubat aylarındaki (sırasıyla yüzde 17–21–23 olan) yüksek gerileme düşünüldüğünde IMF tahmini olan bu yüzde 5, 1 oranının ne kadar gerçekçi olduğu anlaşılır.

Esasen uzun yıllardır devleti yöneten işbirlikçi iktidarların “sel yatağına ev yapmaları” gerçek etken olmakla birlikte, uzmanlara göre, Türk ekonomisinin bu derece hali perişanının esas sorumlusu AKP hükümetinin kriz karşısındaki gafleti ve dalaletidir; halkı kandırarak oy avcılığı peşinde koşmasıdır. Bundan dolayı krizi küçümser edalarla medyada görünmüştür Başbakan. “Bundan dolayı “kriz bizi teğet geçer; kriz bizi etkilemez!” diyebilmiş, önlemleri zamanında ve yeterince almamıştır. Hal böyleyken bir de seçim ekonomisi uygulanmış, ulufe dağıtır gibi halk kitlelerine görülmemiş oranda para ve erzak dağıtılmış, müflis tüccar gibi bol keseden hovardaca harcama yapılmıştır. Şimdi alındığı söylenen ekonomik ve mali önlemler de yoksul halkın derdine derman olmaktan uzak, daha çok sermaye kesiminin taleplerine yanıt verir niteliktedir. Yani krizin külfeti halkın sırtına yıkılmaktadır. (Kafaoğlu/ 3 Mayıs 09)

Avro bölgesinde rekor küçülme.

Resmi istatistik kurumu Eurostat'ın verilerine göre, Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin ekonomileri 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4, 6 ile rekor oranda küçüldü. Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya'da küçülme ise yüzde 7'ye ulaştı. (Ulusal/16 Mayıs 2009)

Bu bilgi bile dışsatımımızdaki daralma gerçeğinin aynasıdır.

Avrupa Birliği'nin açıkladığı verilere göre, birliğe üye 27 ülkenin dış ticaretinde görülen gerileme, en çok Türkiye ile yapılan ithalat ve ihracatta yaşandı. AB'nin Türkiye'ye ihracatı yüzde 41 düşerken, ithalatı ise yüzde 30 azaldı.

Avrupa Birliğinin istatistik kurumu Eurostat, birlik üyesi 27 ülkenin dış ticaretine ilişkin Ocak-Şubat dönemine ilişkin detaylı rakamları yayımlandı. Buna göre, yılın ilk iki ayında Avrupa Birliğinin başlıca ticari ortaklarıyla yaptığı ticarette gerileme oldu.

Ancak en büyük azalma, Türkiye’ye yapılan ihracatta... Yılın ilk ayında önceki yılın aynı aylarına göre, Türkiye’ye satışlar yüzde 41 düştü. İthalatta da önemli düşüşler oldu. AB’nin Türkiye’den yaptığı alımlar yüzde 30 geriledi.

Eurostat verilerine göre, AB üyesi 27 ülke, Ocak-Şubat döneminde Türkiye’ye 5 milyar 600 milyon Euro tutarında mal sattı. Türkiye’den ithalat da 5 milyar 600 milyon Euro düzeyinde gerçekleşti. İhracat ve ithalat, 2008 yılının eş döneminde ise sırasıyla 9 milyar 400 milyon ve 7 milyar 9 milyon euroya ulaşmıştı.

Bunun sonucunda geçen yılın Ocak-Şubat döneminde Türkiye ile ticarette ortaya çıkan AB lehindeki 1, 5 milyar Euro fazla bu yılın aynı döneminde sıfırlanmış oldu.

(Ulusal/ 21 Mayıs 2009)

Tahminler kötü

Cumhuriyet Portal’ın 21 Mayıs 2009 günü AA’na dayandırarak verdiği bir haberde “tahminler kötü.”

ABD Merkez Bankası FED, Amerikan ekonomisine yönelik yeni tahminlerde bulundu. FED'in yeni tahminlerine göre ABD ekonomisi bu yıl, yüzde 0, 5 ile 1, 3 yerine, yüzde 1, 3 ile 2 oranında küçülecek.

FED'in yeni tahminlerine göre, işsizlik, daha önceki yüzde 8, 8 oranına karşın yüzde 9, 6 oranında yükselecek.

Analistler, bu yıl işsizliğin yüzde 10'a ulaşabileceğini vurguluyor. Bu arada eski FED Başkanı Alan Greenspan, ABD ekonomisinin ve mali piyasaların toparlanmaya başladığını, ancak bankaların sermaye yetersizliği riskiyle karşı karşıya bulunduğunu, bunun da ekonomik toparlanmayı yeniden kötüleştirebileceği uyarısında bulundu.

Bu koşullarda en köklü çözüm, en aklı başında, ayağı Türkiye toprağına basan ve yüreği halk için çarpan uzmanların dillendirdiği gibi aslımıza dönmek, 1929 krizi karşısında Atatürk’ün uyguladığı metodlara sarılmak, halkçı-devletçi ekonomi rotasına girmekten geçmektedir.

www.fatihozcan.org

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..