Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '09

 
Kategori
Futbol
 

Kriz yönetimi!

Kriz yönetimi!
 

Starların mantıklı veya uyumlu olmasını beklemek hatadır.


Lincoln, spor kamuoyunun ve özellikle Galatasaray camiasının önüne dillere pelesenk olacak bir gündem bırakarak gitti gider.

Hamasi sözleri sever misiniz?

Ben size son günlerde en çok duyduklarımızdan bir demet sunayım :

“Hiçbir futbolcu veya birey camiaların üstünde değildir.”

“Kimse Galatasaray’ın (veya diğer büyük camiaların) prensiplerinden ve itibarından daha önemli olamaz.”

Bu sözler doğru sözler, hem de tartışmasız doğru.

Ama bunları söylemeden önce neden şunu sormuyoruz kendimize: bu değerleri yan yana koyup birinden vazgeçme noktasına gelmek zorunda mıyız?

Sadece sonuçları tartışanların varması kaçınılmaz nokta burasıdır: Yardan mı vaz geçeyim, serden mi?

Sonuçlar yerine nedenleri tartışanlar ne yardan geçer ne serden.

Spor kulüplerinin teknik direktörleri sadece mesleki ve insani birikimleriyle değil aynı zamanda ve hatta daha fazlası yöneticilik hünerleriyle başarıya ulaşırlar.

Yönetmek, özellikle de kriz yönetmek az bulunan ve özel meziyetlerdir ve büyük camiaların yöneticilerinin bu meziyetlere sahip olmasını beklemek fazla bir beklenti değildir.

“Adam kaprisli, ne yapsın yani hoca, yüzüne küfür edilince görmezden mi gelsin?”

Hayır, asla!

Ama bu krizi bu şekilde açıklamak bir acz göstergesidir, çaresizliktir.

Yapılması gereken şey, Lincoln’ü oyundan aldığınızda o küfürü size ettirmeyecek saygıyı daha önce oluşturmaktır.

Oyundan çıkarken sporcu hocasına küfür ediyorsa sevgi - saygı bağını oluşturamadınız demektir.

Tüm sporcular sağlam kişilikli iyi birer profesyonel olsa sorun olmazdı. Böyle sporculardan kurulu bir ekip, hocaları psikopat bile olsa onu idare ederlerdi zaten.

Ama siz kendisini dünyanın en hünerli ayaklarına sahip sanan, hatta belki de gerçekten öyle olan bir ekiple çalışıyorsanız, onları nasıl yöneteceğinizi bilememe lüksünüz olamaz.

Düzen ve disiplin sadece höt höt ile sağlanmaz. Bazı insanlar çok özeldir ve onları burnunu sürterek eğitemezsiniz.

Onların hüneri sadece ayaklarına iyi hükmetmekten ibaret olabilir, çok akıllı ve mantıklı olmalarını bekleyemezsiniz, kendi kayıplarını dahi düşünmeyip çeker giderler. Zaten bir arada bulunmak zorunda olduğunuz süre bir – iki yıl olduğuna göre bir çırpıda onları değiştirmeye çalışmak da boşuna bir uğraştır.

***

Bülent Korkmaz kriz yönetiminde ve öncesinde çok kötü bir sınav verdi. Şimdi orda burada “helal olsun Bülent Korkmaz’a” diyenler bunu Lincoln’a olan öfkelerinden yapıyorlar ve Lincoln’ü cezalandıracaklarını sanıyorlar.

Bunu yaparken asıl mağdur olanın Galatasaray olduğunu göz ardı ediyorlar.

Giden sadece Lincoln değil.

Giden aynı zamanda Şükrü Saracoğlu’nda UEFA finali şansı ve tüm rakipler kaybederken gelen Turkcell Süper Ligi şampiyonluk şansı ve hatta belki de gelecek yılın şampiyonlar ligi katılma şansı.

Giden aynı zamanda Lincoln’e ödenmiş milyonlarca euro bonservis ücreti.

Bülent Korkmaz bu takımın başına zorla getirilmedi, karşılıklı rıza ile gelindi. Transfer olanağı da olmadığına göre ne yapıp edip başaracaktı geçinmeyi

Lincoln’ün adı, çok değil, daha iki ay önce Türkiye’ye gelmiş geçmiş en iyi yabancı o mudur bu mudur tartışmalarında geçiyordu. Skibbe oynatabildiyse, Bülent Korkmaz da oynatmayı becermeliydi Lincoln’ü.

**

Ya da bu işi Lincoln olmadan başarabilmeliydi Bülent Korkmaz, bunun başka mazereti yok.

Yıllar önce Daum da Fenerbahçe seyircinin sevgilisi ve örnek sporcu olmasına rağmen Van Hoojdonk’u sildiğinde onsuz da başarmak zorunda olduğunun farkındaydı ve başardı da.

Doğanın yasaları her zaman başaranın yanındadır, Bülent Korkmaz da haklılığının tartışılmasını istemiyorduysa ya Lincoln'u yönetmeyi becerecek, ya da Lincoln’suz da başaracaktı.

 
Toplam blog
: 130
: 2132
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İnsanın kendini anlatması zor, gereksiz de! Yaptığı işlere bakmak yeter, ne gerek var fazla i..