Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '09

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Krizin sermayenin çıkarına dönüştüğü ülke; Türkiye...

Krizin sermayenin çıkarına dönüştüğü ülke; Türkiye...
 

Küresel ekonomik kriz teğetti, sürtündüydü derken işin ciddiyeti üzerine hükümet krizin etkilerini azaltmak için önlemler alıyor. Tabi burada aldığı önlemlerin sermayenin kârına kâr katmak gibi sonuçları da göz önünden kaçıyor. Küçük maaşlara çalışan emekçilerin ay sonunu getirmek için kılı kırk yardıklarını düşünürsek alınan önlemlerin ceplerine yansımadığını, refah seviyelerini artırmadığını söyleyebiliriz.

Öyleyse onca önlem, teşvik neye hizmet ediyor sorusu takılıyor aklımıza. Yanıtı basit. Aldığı önlemlerle sermayeye destek vererek büyük sermaye sahiplerinin desteğinin devam etmesini sağlayarak krizi onların lehine fırsata çevirip teşvik ediyor.

Oysa asıl sorun yoksul halk kesimlerinin. Kriz en çok onları mağdur ediyor. İşsiz olanların içinde bulunduğu karabasan kriz ortamında daha da artarken bordro mahkûmlarının yaşadığı ekonomik sıkıntılara yönelik önlem hükümetin aklına nedense bir türlü gelmiyor.

Sermaye sahiplerini destekleyecek önlemler yerine çalışanların maaşlarına yapılacak etkili zamlar hem onları rahatlatacak hem de piyasaya para gireceği için ekonomi canlanacaktır.

Görülen o ki ekonomi yönetimi uyguladığı önlemlerle oy deposu olarak gördüğü insanların refahını artırmak yerine büyük sermaye sahiplerini, fabrikatörleri, dolayısıyla zengini daha zengin etmeyi yeğliyor.

ÖTV indirimlerinin devletin vergi gelirlerinin düşmesine neden olduğunu gazetelerden okuduk. Yaşanan gelir kayıplarını hazine borçlanarak telafi etmeye çalışıyor. Sonuçta toplum olarak bedelini hep birlikte ödüyoruz.

Bankaların Türkiye dışı ülkelerde neredeyse zarar ettikleri için devletleştirilirken ülkemizde ise tam tersine olağanüstü kâr açıklamaları krizin başka bir boyutunu gözler önüne seriyor.

Emek kesimleri krizin bedelini ödememek için sendikalar ve sivil toplum örgütleri ile gerekli tepkilerini olanakları ölçüsünde dillendirirken hükümetin uyguladığı reel politikaların değişmesine yönelik sonuç alamıyorlar. Burada sendikaların birçoğunun neredeyse devlet güdümlü eski deyim ile “sarı sendikalar” olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor.

İktidar içinde bulunduğumuz koşullarda meydanı boş bulup aldığı ekonomik önlemlerle tercihlerini sermayeden yana politikaları hayata geçirmek için kullanıyor. Eski bakan Ufuk Söylemez’e göre Türkiye’ye kaynağı belli olmayan 17 milyar dolar para girmiş. Anlaşılan bu para ekonomiye bir şekilde girmemiş olsa memleket krizin bedelini daha katmerli olarak ödeyecek. İktidar ekonomiyi çevirmekte zorlanacak. İktidarın sürmesi için örtülü destek anlamına gelen bu para girişi üzerinde kafa yormanın bazı sorulara yanıt bulabileceğimize dair fikir yürütmeyi siz okuyuculara bırakıyorum.

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..