Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '09

 
Kategori
Tarih
 

Krizler ve Öncülükler

Önkoyutlar:

Kategorilerde muğlak mantık geçerli, yani herhangi bir öğe belli bir yüzdeyle ve zaman içinde değişen oranlarda bir kategoriye ait olabilir. Herhangi bir öğenin tamamı değil, bellirli veya belirsiz bir yüzdesi de bir kategoriye ait olabilir.

Artı, kategoriler istatiksel olarak birbirinden karşılıklı bağımsız değil: Örneğin, şimdiki robotların tamamına yakını bilgisayarlı ama robotların kültürel etkileri bilgisayarlarınkinden bambaşka.

Kriz etkenlerinin kültürel gelişme ve avangard öğelerin kültürel gerileme veya durağanlık yaratma olasılıkları da var.

Artı, bildiğimiz kadarıyla, tarihte kriz dönemleri ertesindeki bir dinlenme döneminin ardından, büyük değişimler gelebiliyor.

Tüm bu kategorileri 2. Sanayileşme, yani 2250 menzilinde düşünüyoruz ama çoğu 250 yıldan daha uzun dönemde de etkili olabilecek. Örneğin, tarihsel durağanlık dönemlerinde nüfusun da artmadığı, gözlemi uzun dönemli bir bilgi.

Bir de tam tersine, söz geçen avangard kültürel öğeler, 12.000 yıllık tarih döneminde ilk kez ortaya çıkan olgular. O nedenle, kestirim yapılabilme olasılıklarında bir belirsizlik sözkonusu. Örneğin, Neolitik Devrim’in başarılı olmayabileceğine ve bazı toplumların tarımdan avcılığa geri döndüğüne ilişkin veriler elimizde mevcut. Pekala bu avangard külütrel öğeler de toplumu kilitleyebilir.

Avangard kültürel öğelerin, toplumun bu yeniliklere en açık olduğu varsayılan seçkin entellektüel kesimde bile çok çok eksik algılandığına, yeni terminoloji ve ideoloji arayışlarına ve yaratılarına pek girilmediğine, 1950-2000 arasında açıkça tanık olduk. O dönemdeki gelecekbilim kitaplarına bakıldığında, 2000-2010 arası için tümüyle yanılma sözkonusu.

2000-2100 arasında 7 kriz etkeni var:

Salgın, kıtlık, kuraklık, enerji, çevre (iklim değişimi), savaş, nüfus (artış / azalış, göçmenler).

2000-2100 arasında 7 avangard kültürel etken var:

Ölümsüzlük (yazılım ve donanım), siberuzaycılık (internet ve 5 duyu-dilli), uzaycılık, bilgisayarcılık, robotçuluk, siborgculuk (organik ve inorganik), genetik manipülasyon.

Bunların 2250’de sonul menzillerine pratik olarak limitte varmış olacağını kabul ediyoruz.

Bunların kendi içlerinde (21+21=) 42 ikili etkileşim ve karşılıklı (7x7=) 49 etkileşim var. Küsurat (altkümeler) ile bu daha da artıyor:

Çevre sorunundaki iklim değişikliği; kuraklık, kıtlık ve salgın gibi 3 konuda olumsuz etken olacak ama ısınma sorununu da azaltacak ki G-7 ülkeleri kullandıkları enerjinin neredeyse yarısını ısınmaya harcıyor durumda.

Ölümsüzlüğün uzayıcılığı olumsuz etkileyebilmesi gibi, avangard kültürel öğelerarası anti-sinerjik (neganerjik) durumlar da var.

Robotçuluğun altkümesi olan androit çalışmaları, kültürü robotçuluktan daha çok etkiliyor. Diğer bir deyişle, medyada daha çok haber oluyor.

Dış tanım sınırları da var:

Örneğin 2100’de:

Dünya benzeri bir gezegende yeterince büyük bir insan yerleşimini o zaman için şimdiden umamıyoruz.

Ölümsüzlerin sayısının dünya nüfusunun binde birini geçebileceğini de o zaman için henüz ummuyoruz.

Olası sürprizler, kaoslar ve novumlar da var:

Dünyadışı bir zeka ile karşılaşma olasılığımız her an var. Pratikte olasılık belki sıfır ama teorikte hekala bu olanak mevcut.

Dünya benzeri gezegenlere yerleşme konusunun ana akım kültürel öğe kılınması 2250 ötelerinde gibi görünse de, o da tümüyle novum bir konu.

3 kuşak boyunca tüm Dünya nüfusuna bugünkü üniversite düzeyinde eğitim verilmesinin sonucunu şimdiden kestiremiyoruz. Bambaşka bir kültür de oluşabilir, herşey de aynı kalabilir.

Dahilerin barış ortamlarında pek sık çıkmaması sorununu çözümüne ilişkin elimizde hiçbir ipucu yok. Şimdiye dek tarih, dahiler olmadan bir hiç bile değildi, eksi bir olgu idi.

Yani, şimdiden bu 14 öğenin dışında etkenler var.

Onun dışında büyük sayılar kuramı geçerli:

1900 ilk 10 ülkesinin 2000’de de aşağı yukarı aynen var olması gibi, bu dağılımların da 2100’de de aynen mevcut olacağı kanısındayız. Şerh: Bir tek nüfus konusu, 21. Yüzyıl’da artış, 22. Yüzyıl’da artmayış olarak sorun olacak.

İnsanlık büyük olasılık hala var olacak.

Eski kültürel modların hepsi muhakkak hala var olacak ve bunlar birbiriyle demokrasi içinde birarada yaşıyor değil, birbirleriyle ölümüne savaşıyor olacaklar, şimdiki gibi.

Aristo-Lao Tzu sentezi, 2250’de hala kültüre pratikte tümüyle yedirilmemiş olabilir. Bunun bir yorumu şu: Makro-makro kültürel kategoriler sentez yerine, birbirinden uzakta ve etkileşmemiş veya az etkilemiş olarak kalmaya eğilimli.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..