Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '12

 
Kategori
Deneme
 

Kronoloji 9

Kronoloji 9
 

23/03/97

FULYA/İSTANBUL

         

Basitlikten kompleksliğe yükselir       

HERŞEY

Dolayısıyla aslolan BASİTLİKTİR

En zor olan basitte

SEVMEKTİR

Sevmek zaten basitte vardır

VAROLANDA

İnsanda varolandır ve

BASİTTİR

O zaman kompsleklikte düşünmeye

YER YOKTUR

VAROLDUĞUNU kabul et 

YETER!!!!

 

 

02/01/97

FULYA/İSTANBUL

 

“ Sevdiceğim, Geleceğim, Sevincim, Çılgınım, Eşsizim, Mükemmelim, Herşeyim, Benim “

           Okyanustan merhaba sana! Biz balıklar bu sene parti yapmaya karar verdik! Tabi ki sen de davetlisin. Partide gözümüzü yumup ürkmeden, korkmadan, çekinmeden ve hissederek yukarıdaki sözleri söyleyeceğiz birbirimize. Tekrar gözlerimizi açtığımızda, karşımıza çıkan ilk balıkla, bir familya kuracağız. Okyanusun dalgaları bizi hangi rüyamız sahile götürür bilinmez ama biz yine de okyanusa güvenmeye kararlıyız. Korkmuyoruz tehlikelerden! Korksak ne değişir ki, biz balıklar okyanusta yaşarız. Bazen küçük denizlerde buluruz kendimizi, bazen de göllerde ve ırmaklarda!.

 Yeni yılda okyanusta biz balıklar partideyiz ve seni de bekleriz....

 BİZ OKYANUSA GÜVENİYORUZ.....

04/12/96

FULYA/İSTANBUL

 

“ Y...’e bir mektuptan alıntı “

           

            “Bence hayatın bir şekilde düzene girmesi için bir bekarın şiddetle evlilik kurumuna ihtiyacı var. Nitekim 18 yaş sınırı aşılınca insanın ailesinden beklentileri farklılaşıyor. İşin içine, bir erkek ya da bir kız/kadın, ve onların birbirlerinde uyandırdığı hayalperest duygular ile bu duyguların en uç noktası olan aşk giriyor. Aşk, ne kadar karmaşık ve sebepsiz, ne kadar özgün ve özgüven, ve bir o kadar da acı ve mutluluk uyandıran, duygu ve düşünce demeti. İçinde fışkıran, yoğun bir kasık emeli var. Cinsellikte insan belki de en çok aşk ile ödüllendirilmiştir, ve de dolayısıyla ve neyazıkki, cinsellikle kazanılan tüm o sonsuz duygular çoğunca aşk olarak yorumlanma yoluna gidilmiştir insanca düşüncede. Öyleki, bir genç kadından sık sık duymaya alışageldiğiniz şu tümceler, aşkın nasıl yanlış anlaşıldığı konusunda insana ayrıntılı bir fikir verebilir: “Ben aşık olmadığım bir erkekle yatamam” ya da “Ben bir erkekle yatıyorsam şayet, ona aşığımdır”. Bu gibi yanlış koşullanmalar kadınların ekserisinin aşkı tanıyamama ve neticede, aşkı yaşayamama sonucunu doğuruyor. Erkekler içinse durum daha kötü: Bu duygunun uzaydan ithal edildiğini ve döviz ile satın alındığını ya da alınabileceğini düşünmekteler. Ne mi anlatmak istiyorum, birçoğumuz, insanlığının %99’u, aşk evliliği yapmıyoruz, daha doğrusu, yapamıyoruz, ve sadece YALNIZLIĞIN doğurduğu ihtiyaçlar ve alışkanlıklar için evlenme kararı veriyoruz. Ben yalnızca sonucu merak ediyorum yoksa bu kararımızın yanlışlığını değil. Bunu yaşamadan da göremeyiz. Aşk evliliği yapsaydık, sonuç ne olurdu? Merakım bu yönde sabit kalacak. Ama yinelemekte fayda var, hayat yanlış kararların sonuçlarını telafi edebilecek ölçüde yeterince uzun. İnanalım lütfen...”

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..