Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Eğitimci ve Yazar Uğur KALKAN

http://blog.milliyet.com.tr/ugurkalkan

08 Haziran '14

 
Kategori
Eğitim
 

Kuantum fiziği ve kuantum öğrenme *

Newton’un dünyasında yaşayanlar için

Kuantum Teorisi bir bilmece gibi

ve bunu şimdilik çok az insan anlıyor.

Kuantum kelimesi ilk olarak fizik biliminde kullanılmış ve ‘küçük enerji birimi’ olarak tanımlanmaktadır. Kuantum, 1900 yılında Max Planck tarafından ortaya atılmış ardından Albert Einstein, Niels Bohr, Werner Heisenberg, Erwin Schrödinger, Max Born, John von Neumann, Paul Dirac, Wolfgang Pauli gibi birçok bilim adamı bu konuda çalışmalarda bulunmuştur.Kuantum Mekaniği denen bu yeni yaklaşım atom, molekül ve çekirdeklerin davranışını başarıyla açıklamıştır.

" Olabilir desinler; ama olur demesinler."   - Cicero

Bu teori olasılıklar vebirliktelikler üzerine kurulmuştur ve Kuantum Teorisini anlamaya çalışmak için etki-tepki, gerçeklik, bağımsızlık, kesinlik ve bunun dışında birçok şey hakkında geçmiş bilgilerimizi unutmanız gerekmektedir. Örneğin; günlük dünyamızda olayların birbirinden bağımsız gerçekleşemeyeceğini ve oluşumlarında da bir kesinliğin olmayacağını, olasılığı ifade eder.

Kuantum Fizikçilerinden Niels Bohr şöyle bir olay anlatır: "Bir süre önce Kopenhag' da bir felsefe konferansı vardı. Filozofların önünde kuantum teorisinin yorumunu yapmaya çalıştım. Konferansımı verdikten sonra karşıt hiçbir düşünceyle ve zor herhangi bir soruyla karşılaşmadım. Ama bunun benim için çok korkunç olduğunu itiraf etmeliyim. Çünkü bir insan kuantum teorisinden ürkmezse, onu anlaması da olanaksızdır. Belki de o kadar kötü bir konferans verdim ki, kimse neden söz ettiğimi anlamadı."

Evet, ben de gerçekten korktuğumu söylemeliyim. Kuantum Fiziğini açıklamak ne bana düşer ne de bilinenleri yazmak için yer bulabilirim. Bahsetmek istediğim önemli bir gelişmeyi de söyleyerek bu konuyu bağlamaya çalışacağım. Einstein’ın 1905 yılında öne sürdüğü "Enerji ve kütlenin aynı şey oldukları, birinin diğerine dönüşebileceği"savı, bir devrim niteliğindedir. Gerçekte kütle ve enerji aynı şeyin farklı görünümleri olduğunu öne süren klasik fiziğin son temsilcisi Einstein modern fiziğin kapısını da aralamaktadır.

Somut deney ve gözlemlerden yola çıkarak olayları açıklamaya çalışan Newton Fiziği, yerini bilgiyi sorgulayarak ele alan ve bilgi teknolojilerini yoğun bir şekilde kullanan, maddenin enerjiden ibaret olduğunu savunan ‘Kuantum Fiziğine’ bırakmak üzeredir. Bırakmak üzeredir diyorum; çünkü Kuantum Fiziğini halen araştırılmaya devam eden ve hala tam olarak açıklanamayan bir teoridir. Ama geleceğin bu bilim üzerine yeniden inşa edileceğini söyleyebilirim. Her geçen gün yeni bilgiler ve gelişmelerle karşılaşıyoruz, adını her alanda daha sık duymaya başlıyoruz.

 

***

… / Kuantum fiziği ile birey olayların nedenlerini ve sonuçlarını derinlemesine ve yaratıcı bir şekilde sorgulamaktadır. Olayların bu şekilde sorgulanması günümüzde beynin çalışması ve beyinde meydana gelen öğrenmeleri açıkladığından, bireylerin üst düzey düşünmesini sağlamakta ve kuantum öğrenmeyi gerçekleştirmektedir. / …

 

Kuantum öğrenme; kuantum fiziğinin bulgu ve varsayımlarından yola çıkarak bireyin bir bütün olarak kendini gerçekleştirmesini hedeflemektedir.

Bobbi Deporter kuantumu ‘enerjiyi ışığa çeviren etkileşim’olarak tanımlamakta ve Kuantum Öğrenmeyi ise ‘kişinin bilgilerini kullanarak ışıması’olarak tanımlamak-tadır. Burada kuantum kelimesinin anlamı çok önemlidir. Eğitimde yeni bir yaklaşım olarak gelişmesinin nedeni, bilgiyi alırken ve kullanırken kullandığımız teknik ve stratejilerin Newton fiziğinin somut gözlemlerinin dışına çıkılabileceğini söylemesidir.

Başka bir tanım ise şöyledir: Beyindeki tüm sinirsel ağları kullanarak, anlamlı bilgi oluşturmak için yapıları özel ve bireysel yollarla bir araya getirmektir. Başka bir tanımda ise Deporter: Etkinliği okul ve iş hayatında ispatlanmış öğrenme metot ve felsefe bütünlüğünün etkileşimi olarak açıklamaktadır.

Kuantum Öğrenme Metodunun özünde öğrenmenin her yolla olabileceği ve bireylerin öğrenme biçimlerini en iyi kendilerinin belirleyebileceği vardır. Yani somutlaştırmak gerekirse öğrencilere dayatılan ders çalışma rehberleri, teknikleri genellikle işe yaramazlar. Lütfen, kendi çalışma sistemlerinizi gözünüzün önüne getirin. Denilen her şeyi yaptığınız halde birçok kez istenen sonucu alamadığınız olmuştur. Herkesin çalışma yolları farklıdır; bu metotta ne kadar insan varsa o kadar yol vardır. Aslolan herkesin kendi yolunu doğru çizebilecek yeterliliğe gelmesidir.

 

* Uğur KALKAN’IN Hayat Boyu Başarı ve Mutluluk İçin - Kuantum Zeka adlı kitap çalışmasından…

 

Uğur KALKAN / Kişisel Gelişim Eğitmeni

 

 
Toplam blog
: 16
: 1189
Kayıt tarihi
: 28.01.14
 
 

Eğitimci ve Yazardır. Uzmanlaştığı alanlarda seminer ve eğitimler veren yazar, farklı kurum ve de..