Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '10

 
Kategori
Sinema
 

Kubilay

Kubilay
 

Cumhuriyet'in ilk yılları.. Kulluktan gelip yurttaş olmaya giden yolda ulusumuzun sancıları sürüyor. Bir yandan Kurtuluş Savaşı'nın yaraları sarılmaya çalışılırken diğer taraftan çağı yakalayabilmek için statükonun inadı kırılmaya çalışılıyor. Savaştan bitap çıkmış, cahil, umutsuz, özgüveni olmayan halkımızın önündeki engeller artık başka boyut almış. Eski düzenden beslenen, cübbeyi giyip cebini dolduran, dini argümanları dünyalıkları için kullanan gericiler, samimi Müslüman'ları da kullanarak devrimlerin altını oyuyorlar. "Din elden gidiyor" nidalarıyla ajitasyon ve provakasyonlar yapıyorlar. Düşman devletlerle işbirliği halindeler. Görünen amaçları şeriat düzenini geri getirmek. Tokat, Düzce, Konya, Yozgat'ta kalkışmalar oluyor. İngiliz'lerden destek alarak patlak veren Şeyh Sait İsyanı yüzünden Musul'u kaybediyoruz.

Bu şartlar altında inanmış Cumhuriyet sevdalıları, önderleri Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda ilerliyor. Kanayarak, bedel ödeyerek, can vererek... Mustafa Fehmi Kubilay da inanmış Cumhuriyet sevdalılarından. Bir öğretmen. Menemen ilçesinde askerlik görevini yapıyor. " Şeriatı koruma ve kollama" görevini mehdilik iddiasına kadar abartan Derviş Mehmet ve arkadaşlarıyla Kubilay'ın yolu Menemen'de kesişiyor. Gözü dönmüş yobaz caniler savunmasız Cumhuriyet'i kana buluyorlar. 23 Aralık 1930'da Menemen'de Derviş Mehmet, yirmi dört yaşındaki Mustafa Fehmi Kubilay'ın inanmış başını bağ bıçağıyla gövdesinden ayırıyor. Sonra da şehidimizin kafasını şeriat sancağına geçirip sokaklarda dolaştırıyorlar. Bunu da din adına yapıyorlar.

İşte bu tarih belgesini ibret alarak izliyoruz filmde. İrticanın neden bir iç tehdit olduğunu daha iyi anlıyoruz. Senaryoyu da yazan yönetmen Faik Ahmet Akıncı'ya ne kadar teşekkür etsek azdır. Oyuncular Arda Kural, Ünsal Emre, Selahattin Taşdeğen, Özcan Varaylı, Yalçın Mıhçı, Cumhur Sarı ve diğerleri de çok iyiler. Cumhuriyetimizin hangi bedellerle bu güne geldiğini hatırlatacak böyle yapıtlara gereksinimimiz var. AB üyeliği sürecinde, Postmodern Küresel Kapitalist Sistem'in dayattığı her ayrıntıda Sevr'in bir parçasını bulursunuz. Bu oyunlara gelmememizin en önemli şartı da özellikle Cumhuriyet tarihimizi iyi bilmemiz ve ulusumuzu birarada tutan değerlere sahip çıkmamızdır. Laiklik dinin güvencesidir. Farkındalık düzeyimizi arttırarak, hukukun üstünlüğüne inanmış, demokratik anlamda örgütlü, talep eden bir toplum HALİNE GELİRSEK insanca yaşama şansımız olacaktır. Aksi taktirde bu kör döğüşü devam eder gider. Artık satacak vatan toprağı kalmayıp küresel pazar dahi olamayacak kadar yoksul düşene kadar. Benden söylemesi..

 
Toplam blog
: 68
: 644
Kayıt tarihi
: 17.11.08
 
 

1964 İstanbul doğumluyum. Bekarım. Çocuk hastalıkları uzmanıyım. Halkla İlişkiler ön lisans ve İk..