Küçücüktü tanıştı kaderin cilvesiyle...

Yıkıp, döken, savurup darma duman eden en büyük kasırgaydı yaşamın kıyısından geçen... Felaketi olduğu kasırganın geçsin istermiydi evinin köşesinden... Tanık olduğu cinayette tanıştı kaderin cilvesiyle...

Genç adam yirmidokuzunda, Pakize cahil gençliğinin en çılgın halleri yirmi ikisinde. Boşanmaya karar vermişler evliliklerin en yeni döneminde...

Karşılıklı davalar açılmış, hakim kasım ayına gün vermiş...

İki evlat var. Abla beşbuçuk altısında, minik kız bebe annesinin kucağında...

Pakize minik kızını özlemiş, doğum günün de yanında olurum demiş.

Yüreğine koymuş hasretini, tutmuş gelin girdiği evini yolunu...

Kayınvalide o zamanlar acüze, bağırmış Pakize geline...

__Ne işin var burada ? Gitt !! oğlum gelmeden işten...

Yavrusunun hasretiyle bağrı yanan ana dinler mi ?

"Bırak ana yavrumu göreyim demeden" ... Genç adam görünür dört yol ağzından...

Pakize başına geleceklerden habersiz, sessizce bekliyor köşede...

Minik yavru duymuş anasının sesini daha durur mu? Kaldığı evin merdiveninde...

" ANNE, ANNE " seslenmiş... Bu seslenişe kimse yanıt vermemiş !!!

Genç adam öfkeli, içinde eşinin yokluğunun sancısı, boşanınca başkasının olur endişesi, kaplamış yüreğini ...

Herşeyi hesaplamış besbelli, atlamış öfkeyle Pakizenin üzerine !

Pakizenin kucağında bebesi...

Daha yapma diyemeden girmiş sol göğsüne bıçak darbesi! Can havliyle düşmüş minik bebesi koynundan... "Dur"! dedikçe vurdu bıçak darbelerini Pakize geline...

VURUR ! VURUR ! VURUR !...

Dokuz bıçak darbesiyle, son nefesini verir minik kızının gözleri önünde, yığılır Pakize olduğu yere...

Pakize kan gölü içinde... Minik kız kaderin cilvesi çaresizlikle işte o gün tanıştı... Minik kızın yüreğine kin, öfke, korku girmişti bir kere... Kimse duymadı küçük kızın çığlıklarını...

Küçük kız çaresiz, çığlıklar içinde duruyor hâla anasını beklediği köşede... Pakizenin etrafı doldu mahalleli...

VAH !VAH !!! daha su gibi gençti.

Her iki ev yangın yerine döndü. Analarının acıyla bağırları yanık... Pakizenin ana evinde yası ne zaman biter bilinmez...

Günlerce bekledi minik kız anasının vurulduğu o köşede... Bilemedi anasının son nefesini oracıkta verdiğini... Öfkeyi yüreği tanık olduğu cinayette öğrendi...

Genç adam beklemede cezası kesilecek ilk mahkeme'de... Müebbet dedi hakim... İki avukat tutulur, birkaç yalancı şahit bulunur ...

Ağır tahrik, hafifletici sebebler cezası on üç yıl kesilir... AF'ın çıkmasıyla, iyi hal gözönünde bulundurularak adam çıkar dokuz senede mapustan....

Geride bırakılan evlatlar, analar, babalar, bacılar, yarım kalmış sevdalar halleri nicedir bilinmez... Çekilen, görünen sayılı gün dam cezasıdır...

Yaa, savrulan sönmüş darma duman olmuş yaşamlar, onların cezasını, hesabını kim verecek... Vicdan hesaplaşması biter mi yüreklerde...

İncinmiş, ezilmiş ruhların cezasını kim çekecek ???

Minik kız yıllarca sustu sustu... Öfkesini kinini hesaplaşma gününe sakladığı yüreğine...

Abl , kız kardeşin yaşama tutunmaları şaşırttı herkesi... Hiç konuşulmadı bu işlenmiş cinayet evlerinde... Sevgi doldu yürekleri, taştı annelerine olan özlemleriyle...

Kaderin oyunumuydu minik kızınlarının gözü önünde işlenen bu cinayet... Kimbilir ne kadar var böyle kader diye işlenmiş cinayet...

Minik kızlar çok şanslıydı... Yaşananları yok saymadılar ama hatırlamakta istemediler... Onlarda herkes gibi kaderin bir oyunu, cilvesi demek çok istediler...

Çekilen ceza getirir mi? verilen son nefesleri ...

Ne ocaklar söndü kimbilir... Bu da PAKİZENİN yaşam öyküsü... Gözü yaşlı, her gördüğü kadına "ANNE" diyebilecek kocaman, sevgi dolu yürekleri olan iki evlat bıraktı ardından... Bizde tanıklık edelim kaderleryle oynadıkları bu oyuna...

Küçük kızın yüreği mühürlü, içindeki korkular endişeler, güvensizlikler müebbet hapiste... Bunca incinmişlik geçer mi? bilinmez küçük kızın yüreğinde ...

Kötü ruhların olmadığı, sevginin hep varolduğu bir yaşam diliyorum dostlarım size... Sahip çıkalım AİLE değerlerimize...