30 Haziran '06
- Kategori
- Anne-Babalar
Küçüğüme...
Küçücük bir kız... İki yıl olmamış dünyaya geleli... Kalbi onun için titreyen bir anne ve bir baba... Onun varlığıyla mutlu, ama bir o kadar da endişeli...
Küçüğüm! Nasıl bir dünya, nasıl insanlar bekliyor seni? Kırdığım, üzdüğüm, kızdırdığım, incittiğim, aldattığım insanlardan birisi mi olacaksın? Benim gibi biriyle mi karşılaşacaksın yoksa, ya da benim gibi bir mi olacaksın? Her insan kendisi gibi olsun ister çocuğu ya, dönüp bir baksa arkasına, bir düşünse, hesaba çekse... Bir an olsun dışardan bakabilse kendine, bir kez olsun tarafsız kalabilse.
Küçüğüm! Çok tuzaklara yakalandık bugüne kadar, bir o kadarından kurtulduk. Sen hangilerine yakalacaksın? Sen kimlere tuzak kuracaksın? Hangi tuzaklardan, hangi yaralarla çıkacaksın? Yaranı sarmak için, o gün de, başucunda olabilecek miyim?
Küçüğüm! Hiç de güzel bir gelecek sunamıyoruz sana. Berbat ettiğimiz bu dünyaya gelmeni istemek bencillik miydi, yoksa seni de düşünerek bir şeyler yapmanın zamanı mı şimdi? Ah yavrucuğum, ne ağır bir yük bindirdin sırtımıza!