- Kategori
- Haber
Küçük “Ergenekon” iktidar oldu…
Öyle sanıyorum ki sizin de dikkatinizden kaçmamıştır.
Hani şu bizim ünlü davamız, <ı>“Ergenekon” ı>var ya. Hani koca hararın[1] içine ele geçenin doldurulduğu ve sonucunun ne olacağı kestirilemeyen dava…
İşte o büyük çuvalın içine bir anda yavru vatan Kıbrıs’ı da kattıydık…
Kıbrıs’ın başbakanı <ı>Ferdi Sabit Soyerı>, Türkiye’nin başbakanı Erdoğan gibi oraya buraya dolaşmadan <ı>“Tak”ı> diye soruşturma açtırmıştı kendi ülkesi dışında görülen bir davadan ötürü, kendi ülkesinin ve ülkesindeki bazılarının adı geçince.
Demem o ki, bizdeki <ı>“Deniz Feneri” ı>gibi olmamıştı.
Hoş, Kıbrıs açısından baktığınızda bir avantajı var, hiç değilse Türkçeleştirilmeyecek iddianame, zaten Türkçe…
<ı>Ferdi Sabit Soyer,ı> Kıbrıs’a yansıyan iddiaya göre <ı>Mustafa Özbekı>'in bilgisayarında bulunan belgelerin, Kıbrıs'ta seçimlere müdahale edildiğini gösterdiğini belirtti.
<ı>Ferdi Sabit Soyerı> şöyle devam ediyor: <ı>"Bu belgelerde eski cumhurbaşkanı ı><ı>Rauf Denktaş'ı><ı>ın telefonlarının dinlendiği, ekarte edilmesi için çeşitli çalışmalar yapıldığı, Ulusal Birlik Partisi'nin birinci parti çıkması ve 2000'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerini doğrudan doğruya Eroğlu'nun kazanması çerçevesinde şekillendirilmeye çalışıldığı görülüyor." ı>
Soruşturma, kavuşturma, ifade alma ya da başka bir etkinlik görüldü mü bu konuda, takip edemedim, bilmiyorum…
Ancak çok garip bir gelişme oldu; Kıbrıs’ın <ı>“Yavru Ergenekoncuları” ı>yapılan seçim sonucunda gerçekten hükümete karşı demokratik bir darbe yaptılar ve iktidara geldiler…
Ya tek başlarına iktidarlar ya da yanlarına bir azınlıkta olan bir partiyi de alarak.
<ı>“Yavru Ergenekoncu” ı>olarak nitelenen <ı>Rauf Denktaş’ı>ın kurduğu ve şu anda <ı>Derviş Eroğlu’ı>nın genel başkanı olduğu Ulusal Birlik Partisi % 44 oranında oy alarak iktidar oldu.
Seçimlerin öncesinde ortaya atılan bu iddiada adı geçen <ı>Ergenekoncular ı>şu anda eski hükümeti devirdiler ve yerine oturdular.
Ergenekon davasının iddiasının temeli de <ı>“Hükümeti devirmek”ı> değil mi? İddia <ı>“Sübut” ı>buldu, yani gerçekleşti…
O halde Kıbrıs’ta davanın sonucunu <ı>“Sandık” ı>belirledi diyebilir miyiz?
Bana göre diyebiliriz…
<ı>“Kayıtsız şartsız millet” ı>olan egemen güç, Kıbrıs’ta bu kez <ı>“Egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle”ı> değil de kendi eliyle kullandı.
Yani, demokratik haklarını kullanarak <ı>“Yavru Ergenekon’u” ı>karara bağladılar…
Eğer olaya böyle değil de <ı>“Ergenekon” ı>davasına yüklenen suçlamadan yola çıkarak bakarsak, bu kez daha ilginç bir sonuca varmak mümkün.
İşin burası biraz komik, ama bizde benzer komiklikler çok değil mi?
<ı>“Yavru Ergenekoncu” ı>olarak suçlanan, seçimi kazanarak iktidar olan ve hükümeti yıkan UBP genel başkanı <ı>Derviş EROĞLUı> ile birlikte, ona oy veren ve oranı % 44 olan seçmen kitlesinin tamamını <ı>“Ergenekon hararı”ı>nın içine tıkıştırıp tutuklamak ve yargılamak gerekir.
Ne kadar neşeli olur değil mi?
Aynen şimdi bizde olduğu gibi, hatta daha da komik…
<ı>21 NİSAN 2009 ı>
<ı>[1]ı><ı> Çoğu kıldan dokunmuş, büyük çuval… Deyim: Harar gibi (ı><ı>içine çok şey alabilen, geniş, büyük)ı><ı>ı>