Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '06

 
Kategori
Eğitim
 

Küçük Ali

Küçük Ali
 

Ali daha 11 yaşındaydı. İlkokul 5.sınıfa yeni geçmişti. Okulunu ve okumayı çok seviyordu. Sessiz fakat çok zekiydi. Bu zekiliğini okullar arası yapılan sınavlarda gösteriyordu.

Öğretmenini çok severdi Ali'yi. Fakat öğretmenleri onları 5.sınıfta başka bir eğitmene emanet ederek emekliliğe ayrılmıştı. Ali çok üzgün olmasına rağmen yeni öğretmenine alışmaya çalışıyor, fakat eski öğretmenindeki sıcaklığı onda hissedemiyordu.

Öğretmen öğrencileri tanımaya çalışıyor… Kim kimdir, babası/annesi ne iş yapar,kaç kardeşler vs gibi bilgilerin bulunduğu kağıtları okuyordu.

Ali’nin babası ayakkabı boyacısı,annesi ise evlere temizliğe giderdi.Dört kardeştiler.En küçükleri Ali’ydi. Ev kirası,çocukların okul masrafları,ev geçindirme derken baba çocuklarına zaman ayıramazdı.Anne ise temizliğin verdiği yorgunluğun üzerinde birde kendi evinin işlerinden çocuklarıyla ilgilenmezdi. Onlar dört kardeş birbirlerine yetmeye çalışıyorlardı.

Okul açılalı yaklaşık üç hafta olmuştu. Öğretmen elindeki dergilerle sınıfa girdi.Eski öğretmeni kendi dergisini Ali’ye verirdi. Çünkü biliyordu,dergiye para verecek durumları yoktu.Hem verirkende içi çok rahattı. Dergi Ali gibi bir öğrenciye veriliyordu.Yeni öğretmeni de bütün öğrencilere sırayla dergiyi verdi.Ertesi gün ise herkesin dergi ücretlerini getirmelerini istedi.

Ertesi gün

Çoğu öğrenci parayı getirmişti.Getirmeyenlere gerekçeleri soruldu.Sıra Ali’nin yanıtına geldi.

-Evet Ali sen niye getirmedin?

-Öğretmenim ben dergi parası vermiyordum.

-Nasıl yani?

-Gül öğretmenim bana kendi dergisini veriyordu.

-Olmaz öyle şey.Arkadaşların nasıl getiriyorsa sende getireceksin.

Ali üzgün şekilde yerine oturdu.

Akşam evine gittiğinde dergi parasını nasıl bulabileceğini düşünüyordu.Babasından ya da annesinden isteyemezdi.Çünkü paraları onları zarzor geçindiriyordu.Tüm gün bunu düşünerek uyudu.

Sabah okula gittiğinde öğretmeni parayı sordu.Evde unuttuğunu söyledi.Yarın mutlaka getirebileceğini sözlerine ekledi.

Eve gittiğinde ne yapabileceğini düşündü.Aklına babası gibi ayakkabı boyamak geldi.Babasının yedek malzemelrini aldı.Gizlice dışarı çıktı.O kadar gezmesine rağmen bir dergi parasına yetecek parayı anca kazanabilmişti.

Sabah olunca parayı verdi öğretmenine.Fakat günden güne çeşitli sebeplerle para isteniyor,öğretmen para getirme konusunda çocukları çok sıkıyordu.

Artık Ali her gün boyacılık yapmaya başladı.Derslerine zaman ayıramaz oldu.Öğretmeninin kızmaması için istenilen parayı kazanabilmek için sürekli çalışıyordu.Annesi babası da farkında değillerdi.

Ali’nin küçük bedeni daha fazla çalışmaya dayanamadı.Çok hastalandı.Ailesi ancak o sabah kalkamayacak kadar ateşlendiğinde farkına varabildiler.Hastaneye kaldırıldı hemen.Uzunca bir süre orda kaldı.

Ali uzun bir süre okula gidemeyince öğretmeni merak etti ve evini aradı.Duyduklarından sonra kendisine çok kızdı. Hemen hastaneye gitti.Yol boyu öğrencileri tanımadan haklarında bilgi edinmeden nasıl baskı yapabildiğini düşündü.Halbuki haklarındaki bilgileri okumuştu.Ali’nin durumunun gözünden nasıl kaçtığına inanamıyordu.

Hastanede Ali’yi görünce kendini tutamadı ve ağlamaya başladı.Bir karar aldı.Kendi çocuğu olmadığı için Ali’nin bütün masraflarını rahatlıkla üstlenebilirdi.

Artık öğrencilerini tanımadan baskı yapmıyordu.

Ali şuanda öğretmen olarak hayatına devam ediyor…

Aslında çokta yabancı bir anı olmasa gerek değil mi?Çoğumuz karşılaşmışızdır kitap kontrolu yapan kitabı olmayanı rencide eden eğitmenlerle ya da başka konulardan sınıfın ortasında öğrencisine bağıran öğretmenlerle.Öğrenciyi tanımadan,onun kişiliğini anlamadan,durumunu bilmeden “öğretmen öğrenciyi ilk görüşte tanır”mantığı ile öğrenciye yüklenmek ne kadar doğru bilmiyorum.

 
Toplam blog
: 31
: 2812
Kayıt tarihi
: 11.06.06
 
 

Bilgisayar Mühendisi arakibul.com site yöneticisi ..