Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

05 Şubat '08

 
Kategori
Balıkçılık
 

Küçük Bir Balıkçı Limanı

Küçük Bir Balıkçı Limanı
 

Ufak tefek lâkin, şirin mi şirin evleriyle küçük bir balıkçı limanı...

Bir öğle sonrasının güneşi, kuzey rüzgârının kovaladığı bulutların akın akın geçtiği gökyüzünde parıldıyor. Sıra sıra gemiler, rıhtımda en iyi yerleri almak için, limana doğru hızlı hızlı geliyorlar.

Limanın bir köşesinde, küçük tekneler görülüyor. Bunların içerisinde iki ya da üç kişi veya bir ihtiyar balıkçıyla afacan yardımcısı var. Onlar, kıyıya yakın bir yerde, oltayla balık tutuyorlar.

Oltayla balık avı iki şekilde yapılır... Balıkçılar, daha önceden kıyıya koydukları işaretler sayesinde yerini buldukları bir kayalığa demir atar ve oltayla istavrit, izmarit, mezgit, çitari gibi ufak balıkları avlarlar. Her balıkçının kendine göre bazı işaretleri vardır ve bu işaretleri başkalarından titizlikle saklar! İkinci usül de "sürütme" şeklidir ki, bu usülde, yelkenli tekne yavaş yavaş yürütülürken, yem takılı olta da tekneden, yedekte çekilerek sürüklenir. Sürütme balık avıyla uskumru, turnabalığı ve bazen de yılanbalığı, zargana gibi uzun ve ağızları kuş gagasına benzeyen, ilginç balıklar yakalanır.

Orta boyda olan diğer balıkçı tekneleri de "kirtil" ya da "kasa" denilen sorgun ağacından veya madeni kafesten av sepetleriyle yüklenmiş hâlde bekliyor. Dip kayalıklarına daldırılıp yerleri şamandıralarla belli edilen bu kasalar, ertesi gün istakoz, langust, yengeç, deniz örümceği, çalı karidesi gibi kabuklu deniz hayvanlarıyla dolu olarak sudan çıkarılır.

Büyük bir kürekli sandalda, sarı muşambalar giymiş adamlar, balıklar ve yengeçlerle dolu bir ağı silkeliyorlar. Bu bir sürtme ağı veya geceden suya bırakılmış, fanyalı bir ağ olabilir. Lâkin bu iş kolay olmuyor; çünkü bilhassa yengeçler ağa çok sıkı tutunuyorlar.

Ne var ki, ana rıhtım boyunca sıralanmak amacıyla acele eden teknelerin çoğunu, sardalye avcılarınınkiler meydana getiriyor. Onların kıyıya yakın yerlerde avladıkları sardalye o kadar boldu ki; suyun içerisi gümüş gibi, pırıl pırıl parlıyordu.

Sardalyeler çok sık örgülü ağlarla avlanır. Kötü havalarda esmer, iyi havalarda ise mavi renkte ağ kullanılır. İşte, liman kıyılarında gördüğümüz, kurumaya bırakılmış o çok ince ve güzel ağlar, sardalye ağlarıdır.

Balıkçılar, teknelerinin güvertesinde gümüş gibi parlayan sardalyeleri, düz kasalara itina ile yerleştiriyorlar. Diğerleri ise, güverteyi yıkamaktalar. Güverteden denize akan su, denizin yüzeyini ışıldatacak binlerce pulu da beraberinde sürüklüyor.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..