Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '11

 
Kategori
Deneme
 

Küçük bir kız

Küçük bir kız
 

Küçük kız ve papatyalar


Soğuk bir kış akşamı, yağmur asfaltın üzerinde sokak lambalarıyla dans ediyordu çılgın gibi. Bense tenha sokaklarda, yalnızlığımla kolkola girmiş, gölgelerin arkasında usul usul gezinirken, ara sokaklardan birinden, küçük bir kız çıktı karşıma. Saçları yağmurdan ıslanmış, sırılsıklam! Üzerlerinde yağmur damlaları yıldızlaşmışlar parlıyorlar, dolanmışlar birbirlerine. Ya o gözler birer kara boncuk, simsiyah ürkek ürkek bakıyorlardı. Küçücük ellerini, avuçlarımın içine aldım. Buz gibiydiler, üşümüştü. Baktım ki gözlerinde yağmura karışmış damlacıklar. Kimsin? Nereden geliyorsun dememe fırsat vermeden, birden çekti ellerini ellerimden, geldiği gibi karanlık sokağın içinde koşarak kayboldu gölgelerin arasında. 

Öylece kalakaldım sokağın başında. Gittim anılara, unutmak isteyip de unutamadığım anılara. 

Yıllar önce kaybettiğim, küçük kızı anımsattı. Acıyla kasıldım, adımlarım dondu. 

Onun da, cin gibi bakan kara kara, kömür gözleri, doru atın yeleleri gibi saçları vardı. 

Hem de acı talihi, şiddet, eziyet gören bedeni vardı. Ağlasa da ne gözyaşlarını göreni, ne de sileni vardı. 

Ve bir gün o küçük kız gitti, meçhul bir diyara, belki de sonsuzluğa. Kim bilir nereye? 

Bir daha dönmemek üzere. Ne bir gören oldu, ne de bir bilen! 

 

Ayşen Arslangiray Kura 

 

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..