Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '10

 
Kategori
Anılar
 

Küçük bir kızken...

Küçük bir kızken...
 

 

Atkuyruğu yapılmış saçlarını savurarak karşıdan gelen adama doğru koşar, çırpı bacakları birbirine karışır.

“Babacım!”

Adam, elindeki çantayı yere atıp boynuna atlayan küçük kızı kucaklar, solgun yüzü renklenir…

Gülümseyerek öper sonra kaydırarak yere bırakır, elini tutar, yürürler.

Evin sokağa bakan bahçe kapısına yaklaşınca, kız bağırır:

“Anneee! Babam geldi…”

Genç, etine dolgun, kara gözlü, elma yanaklı, mutlu ve güler yüzlü bir kadın açar kapıyı, kıkırdar…

“Hoş geldin Dündarım!”

Kocasının elindeki çantayı alır, bahçenin ortasındaki taşlık bölüme doğru yürürlerken yükselir, hafifçe yanağını öper…

İşte, günlerdir evde olmayan babasının yoldan gelişine dair bir ritüel daha keyifle tamamlanmıştır.

Şimdi yeniden sokağa dönmelidir, arkadaşları onu beklemektedir.

Küçük kız mutlu, sekerek sokak kapısına yönelir.

O esnada annesinin sesini duyar:

“Haydi, sokağa çık, evde gürültü yapma; baban yorgun, uyuyacak! Sakın evin önünden de uzaklaşma, seslenince duyacağım mesafede ol ha!”

(Dejavu gibidir, babasının her eve dönüşünde, annesinden aynı sözleri duymak zorunda mıdır?)

Ahşabı eskimiş bahçe kapısını hırsla çeker.

Arkadaşlarına doğru ilerlerken durumu anlamaya çalışır (!)

Biliyordur; Babası yorgundur, uyuyacaktır, uyuyacaktır da, annesi onu neden yine alelacele sokağa postalamak istemiştir?

!

Iııhh... Yine bir şey anlayamamıştır…

...

 
Toplam blog
: 247
: 1493
Kayıt tarihi
: 29.01.08
 
 

Antalya ve Akdeniz aşığı bir öğretmenim. Bol bol okurum, blog yazarım, şiir yazarım. Yazdıkça ve ..