Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '08

 
Kategori
Deneme
 

Küçük kız

Küçük kız
 

Küçük kız


İki katlı, eski ahşap bir evin önünde küçük kız çocuğu plastik bebeğiyle oynuyor, bebeğinin karnını ayıkladığı ay çekirdekleriyle doyurmaya çalışıyordu.

Sonra, bebeğinin susamış olduğunu düşünerek, minicik ayaklarıyla mahalledeki çeşmeye doğru koşmaya başladı. Çeşmede tanıdığı komşu teyzeler kovalarını dolduruyorlardı, araya girerek çeşmeden bir avuç su aldı ve bebeğine içirmeye çalıştı.

Doydun mu Nil ? dedi.

En çok sevdiği resimli roman kahramanının adını bebeğine vermişti.

Nil’ in maceralarını merakla okur hayalle dalardı.

Akşamları gaz lambasının aydınlattığı küçük odada yemek yedikten hemen sonra kitaplarını çıkarır okumaya başlardı.

Kendini çok şanslı sayıyordu bu kadar çok kitabı olduğu için. Büyükannesinin çalıştığı Adliye Sarayı'nda küçük kızı çok severlerdi, dergici teyze ona bir çok kitaplar verir, avukat Orhan amca da, kızının eski oyuncaklarını ona getirirdi.

Kaşları yukarı kalkık hakim amca onu stajyer avukatların yanına oturtturur, bazen de duruşmaları dinlemesine ses çıkarmazdı.

Bu yüzden hep hakim olmayı istedi küçük kız, hakim amcasını çok seviyor, kalın ses tonuyla her zaman doğruları söylemesini ve haklı olanları nasıl bildiğini anlayamıyordu.

Başkatip Adile teyze bir çok hafta sonları onu kendi evlerinde misafir etmiş ve kızı Reyhan’la iyi bir arkadaş olmasını sağlamıştı.

Evleri çok büyüktü, yatağı yer yatağı değildi, yemeklerini masada yiyorlar, banyoları kocaman ve sıcak su musluktan akıyordu.

En çok hoşuna giden şey yatarken giydiği Reyhan’ın geceliğiydi.

Hava kararmaya başlamış, yaz akşamı olmasına rağmen serinlemişti.

‘Hadi Nil eve gidelim, üşüyeceksin’ dedi.

Evin yanındaki yokuştan aşağıya inerek, geniş bir kapıdan kocaman bir avluya girdi. Kapının yanındaki bir odada simsiyah bir at, kocaman gözleriyle ona bakıyordu. Ev sahibinin atı Siyah İnciydi bu.

Ev sahibi, gündüz at arabasıyla birşeyler taşır bazen de meyve sebze satardı.

Küçük kız bu atı çok seviyordu. Akşamları Siyah İnci oradaysa onunla konuşurdu.

Ahırın karşısındaki kapıyı açtı ve içeri girdi.

Orası; onun yaşadığı, kitaplarını okuduğu, dedesinin masallarını dinlediği, üşüdüğünde mangalın başında uyuyakaldığı küçük evleriydi.

Büyükannesi kuru fasulye yapmıştı, kokusunu duydu.

Nil’ in karnı doymuştu ama kendisinin acıktığını hissetti.

Dedesinin yanına uzanarak, ona sarıldı ve yanaklarından öptü.

 
Toplam blog
: 118
: 663
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

İ.Ü İktisat fakültesi mezunuyum, özel bir şirkette mali işler ve personel müdürü olarak çalışıyorum...