Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Küçük kurtarıcılar

Küçük kurtarıcılar
 

Belgesellerde görmüşsünüzdür. Timsah karşı kıyıya geçmeye çalışan yaban öküzü yavrusunu bacağından kapıyor. Yavru kendini kurtarmak için olağanüstü çaba gösteriyor. Ama hiç şansı yok. Biraz sonra timsah onu yutacak.

Tabloya yavruyu timsahın ağzından kurtarmak için, yüzerek gelen bir kişiyi ekleyelim. Bu devlettir. Güçlü dalgalar arasında o kadar zayıf kalıyor ki değil yavruyu kurtarmak kendi de tehlikede.

Olayı nehrin kenarından seyreden bizler bağırıyor, çağırıyor, şöyle yap, böyle yap diyoruz. Ağlıyor, hayal kuruyor, dilek dileyip, dualar ediyoruz.

Dalgalarla boğuşan devlet nehrin kenarındaki bu manzarayı görünce mücadeleyi bırakıyor. Sorumluluğun bir kısmını kıyıda ağlaşan bizlerin üzerine, kalanını da kadere ve Tanrıya yükleyip Ekinlik adasına tatile gidiyor.

Gren Peace çevre örgütleri, savaş karşıtları, insan hakları savunucuları, hayvan sever dernekleri ve daha adını duymadığım bilmediğim kutsal amaçlı örgütler, evrenin barış Tanrısına, gönüllerimizin sevgi kraliçesine yüreklerimizdeki umutlarla büyütülmüş kucaklar dolusu çiçek buketleriyle gitmiş olsanız da insanlığın yaşam bilançosuna somut bir değer ekleyemiyorsunuz. Çünkü mücadele ettiğiniz güçlerin silahları farklı. Onun elinde top, tüfek var; sende ise kuru sevgi ve inanç. Dünyayı sevgiyle kurtarabileceğine inanan insan aptaldır. Sırf bu sakat düşünce yüzünden insanlığın yarısı yaşamadan ölmüştür.

İnanç sahipleri “Tanrı bizleri kurtarır. Kurtarmazsa da onun takdiridir” demiyorlar mı? Siz dilek tutan tavşanlar, hayal tüccarları dünyada bir günde 150.000 kişinin öldüğünü biliyor musunuz? Bu korkunç gerçeğe “takdiri ilahi” deyip geçenlerle hiç muhatap olmuyorum. İstense bu 150.000 bin kişinin 100.000’i ölmeyebilir. Adam aç olduğu için ölüyor. Karnını doyursan ölmeyecek. Ve siz küçük kurtarıcılar, muhteşem dünya örgütleri her gün ölen bu binlerce kişiden kaç tanesini kurtardınız?

Moğollar bu toprakları yerle bir ettiğinde Anadolu evliya kaynıyordu. Tekkelerindeki çiçekleri bile kurtaramadılar. Biliyorum, ben şimdi güneşi eleştiriyorum. Gren Peace çevre örgütüne “işe yaramaz”demek kolay mı sanıyorsunuz? Ama demek gerekiyor. Irmakları tersine akıtmamız lazım.

Dünyada bir günde 150.000 kişinin ölmesini kabul eden bir kimse hiçbir devletin başında yer almamalıdır.

Gren Peace çevre örgütleri, savaş karşıtları, insan hakları savunucuları, hayvan sever dernekleri ve daha adını duymadığımız, bilmediğimiz kutsal amaçlı örgütler bugüne özgü oluşumlar değildirler. Bu örgütler çağlar boyu farklı kişiliklerle, farklı şekillerde ortaya çıkmışlardır. Havari, aziz, ulema, kahraman, derviş, filozof, ozan gibi adlar altında her çağda zulme baş kaldırmışlardır. Ama gelinen noktaya baktığımızda pek de başarılı oldukları söylenemez. Sadece krallara gaddarlık şansı vererek onların heybet ve asaletlerini yükselttikleri söylenebilir.

Kültür, sanat ve edebiyat alanında eserler veren aydınlarımız maalesef kapitalist sömürü düzeninin tuzağına düşüyorlar. Dünyanın sahipleri kendilerine itiraz edecek bilgi ve kültürde insanları Volterlerin klasik dünya masallarıyla uyuturlar. Söylenenler o kadar güzel, leziz, hoş düşüncelerdir ki sizde eroin etkisi yapar. Alışırsınız onlara. Barış ve kardeşlik masalları her çağda popülerdir. Sizler bu masallarla uyurken onlar ülkeyi soyarlar. Bu nedenle halka öncülük etmesini beklediğimiz aydınlarımızın vatanseverliklerini değil ama düşüncelerini sorgulamaları gerekir.

İnsanların olaylar karşısında duyarsız kalmaları elbette mümkün değil. Tepkisiz insan insan değildir. Küçük kurtarıcılar olarak nitelediğimiz Gren Peace çevre örgütleri, savaş karşıtları, insan hakları savunucuları, hayvan sever dernekleri ve daha adını duymadığımız, bilmediğimiz kutsal amaçlı örgütler aslında insanlığın iftiharıdır. Fakat dünyayı kurtarmanın şekli bu değildir.

Özellikle ülkemiz için bu kişiler, dernekler ve örgütler halkı da arkalarına alarak daha iyi bir düzen için platform oluşturmaları gerekir. Örneğin eylemlerini uzun zamandır üzerinde çalıştığımız yeniçağ devrimi için yapabilirler. Çünkü onların istediği her şey Ağaç Hareketi düzeninde vardır. Ama kendileri medyada görünerek kahraman olmak için eylem yapıyorlarsa rüzgâra karşı ıslık çalmaya devam etsinler. Bizim kahramanlara değil mutlu bir Türkiye’ye ihtiyacımız var. Yüreğinizin gücünü halkımız için kullanmalısınız.

Örneğin hayvan severler ancak bir kısım hayvanları kurtarabilirler; çünkü güçleri, sayıları ve imkânları yetersizdir. Ancak Ağaç Hareketi’nde daha büyük imkânlarla, bütün ülkede bakanlık büyüklüğünde dev bir birimin organizasyonunda, yüz binlerce eğitimli kişi ülkedeki hayvanlar için seferber edilecektir.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..