Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

Küçük Partiler: Seçimlerde oyumuzu kime, niçinn vereceğiz? (4)

Küçük Partiler: Seçimlerde oyumuzu kime, niçinn vereceğiz? (4)
 

Yüksek Seçim Kurulu oy pusulaları için sıra belirlemeye yönelik kura çekilirken, bildiğiniz gibi seçime katılma hakkına sahip tam iki düzine yani 24 parti vardı. Seçime katılma hakkı kazanamayanları da sayarsanız sayıları 60’ı geçiyor.

Bu partilerin hepsinin iktidara gelip ülkeyi yönetmek amacı taşıdığını söyleyebilir miyiz? Doğrusu çok zor. Ütopik olarak hayali geniş olmadan insanın parti kurması zor tabii. Bir lider partisinin iktidara geldiğini öncelikle rüyalarında görmeli ki, onu gerçekleştirmek için gayret göstersin.

Ancak partisinin alabileceği oy oranını doğru dürüst hesaplayamayan bir liderin eline, koskoca bir ülkeyi yönetsin diye vermek de herhalde mümkün değil.

Şu anda birleşik oy pusulalarında bizden oy bekleyen tam 15 parti var.

Barajı aşabilecek durumda 3 parti olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunların dışında hepsi “geliyoruuuz geliyoruuuz” diye propoganda yapmaya çalışsa da barajın kenarına yaklaşacak bir parti bile yok bunların içinde…

Demokrat Parti

En son seçimin 4. sırasında % 5,42 ile DP vardı. Anavatan’la Doğruyol’un birleşmesinden meydana gelen bu derleme parti, yine de iyi oy almıştı bu seçimde. Ama artık bana sorarsanız DP diye bir parti yok. Zaten bu DP adıyla milleti kandırmak için oluşturulmuş sanal bir oluşumdu. Adını değiştirmekle partinin fonksiyonu da değişmiyor.

Başına doğru dürüst bir lider bile getiremediler. Namık Kemal Zeybek bey partiyi üstlendi. O da partinin yerlerde süründüğünün farkında. Kendince bir ittifak oluşturup hiç değilse ayakta kalmaya çalıştı ama, Saadet Partisi’nden olumlu cevap alamayınca, yanında sadece Bağımsız Türkiye Partisi adına Haydar baş kaldı.

13 haziran’da iktidar olacaklarını söyleyip Zeybek’ten daha hızlı çalışan Haydar baş, geçen seçimlerde sadece binde 34 oy alabilmişti. Bu durumda DP, tahminimce % bir barajını bile aşamaz.

Saadet Partisi

2007 seçimlerinde % 2,34 oyla altıncı partiydi Erbakan’ın partisi. O günden bugüne iki büyük değişim yaşadı. Önce genel başkanı partiden ayrılıp kendine yeni bir parti kurdu, sonra da Erbakan hayata veda etti.

Erbakan’ın yapamadığını Kamalak’tan bekleyemiyeceğimize göre, % bir barajını yakalayamayacağını tahmin ettiğim bir parti de bu.

Büyük Birlik Partisi

Geçen seçimlere bağımsız olarak katılabilmek için partisinden istifa eden rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun partisi, en son 2002 seçimlerine katılmış ve % 1,02 oy almıştı.

Her ne kadar Muhsin başkanın resimleriyle propoganda yapıyor olsa da, partinin Muhsin Yazıcıoğlu zamanından daha çok oy almasını bekleyemeyiz. Yüzde biri aşamayacak bir parti daha.

Millet Partisi

Eskilerden geriye kalan son parti MP. Aykut Edibali’nin partisi de en son 2002 seçimlerine katılmış ve binde 22 oy alabilmişti. Bu sefer daha da az oy alacağını sanıyorum.

Liberal Demokrat Parti

Ben Besim Tibuk’la siyaset sahnesine atılan Liberal Demokrat Parti’nin, hayli ilgi göreceğini düşünmüştüm ama milletimiz bir türlü ona itibar etmedi.

1999 seçimlerinde binde 41 oy alan LDP’nin oyları 2002’de binde 28’e 2007’de ise binde 10’a düşmüştü.Bu seçimde artması için bir sebep göremiyorum.

*****

İktidar partisinin görüşüne yakın olarak seçime katılacak diğer partiler yeni kurulanlar.

Halkın Sesi Partisi

Saadet Partisi’nden bir şekilde kovulan Numan Kurtulmuş, genel başkanı olduğu partiyi elinde tutamayınca, o da kendine bir parti kurdu.

Yüzde bir oy alması bile mucize…

Milliyetçi ve Muhafazakâr Parti

MHP’den kopan bir grubun kurduğu bir parti. Adını pek duyurmuş, yeterince tanınmış değil. Aynı akıbete uğrayacak partilerden biri.

Doğruyol Partisi

Anavatanla birleşerek adı DP olan Doğruyol Partisi adı siyaset sahnesinden çekilince, aynı adı yaşatmaya veya faydalanmaya çalışan bir grubun kurduğu bir parti. Kazara adını ve amblemini karıştıranlardan alacağı oy dışında hiçbir şansı yok.

Hak ve Eşitlik Partisi

Osman Pamukoğlu paşanın kurduğu parti başta bazı çevrelerde ilgi odağı olmuştu. Pamukoğlu paşa da hayli iddialı konuşmaya başlamıştı. Ama seçim sathı mailine girilince, pek de ilgi çektiğine şahit olmadık. Yüzde biri geçerse büyük başarı.

*****

Demokratik Sol Parti

CHP’ye yakın görüşe sahip partilere gelince, tabii ki ilk sırada DSP var. 1999’un birinci partisi, iktidara geldiği dönemde yaşanan olaylar nedeniyle, daha Ecevit’in sağlığında girdiği bir sonraki 2002 seçimlerinde oylarını % 1, 22’ye kadar düşürmüştü.

Ecevit’in ölümünün ardından partide hayli fırtınalı günler yaşandı. 2007 seçimlerine CHP ile ittifak yaparak giren DSP, bu seçimde ilk kez yeni kimliğiyle seçmenin karşısına çıkacak.

Nostalji seven kaç kişi var bilemiyorum ama, % biri aşabileceğini sanmıyorum.

EMEP

TDKP’nin yasal uzantısı olarak kurulan Emek Partisi, katıldığı ilk seçimde (1999) binde 17 oy almıştı. 2002 seçimlerine katılmayan EMEP’in 2007’deki oyu binde 8’e düştü.

Bu seçimde BDP’nin aday göstermediği yerlerde EMEP’i destekleyeceğini açıklaması, bu parti hakkında tahmin yapmayı zorlaştırıyor. Ama yüzde 2’yi geçmesi mümkün değil.

Türkiye Komünist Partisi

Türkiye’nin en eski partisi diye kendini tanımlayan TKP, yasaklı olmaktan kurtulduktan sonra legal olarak kurulan partiyle 3 genel seçime katıldı. 1999’da Sosyalist İktidar Partisi adıyla binde 12 oy alan parti 2002’de oyunu binde 19’a, 2007 ise binde 23’e yükseltti.

Bu seçimde oyunu daha da artırsa bile % 1 barajını aşması mümkün değil.

*****

İşte seçime katılan ve baraj sorunu yaşayan partilerin durumu. Bunların içinde parlamentoya girmesinde yarar umulan bir lider, Türkiye siyasetine yön verecek bir isim var mı? Yok..

Bence % 10 barajıyla ilgili tartışmaların odak noktası demokratik değil, tamamen politik. Çünkü görüldüğü gibi, iktidara yakın 9 tane parti, % 1 civarında dolaşıyor. Hani baraj olmasa belki bunlar % 2’ye doğru gidecekler. İşte o zaman iktidar partisi kafadan % 10 kaybedecek.

CHP bu hesabı yaparak ikide bir barajı kaldıralım, ya da indirelim gibi sözler sarfediyor.

Bir kere daha tekrarlayalım ki, bugüne kadar ülke koalisyonlardan hiçbir fayda görmedi, ama çok zarar gördü. Ben bu küçük partileri kuranlardan daha çok, onlara oy verenlere hem kızıyorum, hem üzülüyorum.

Bile bile lades diye bir tabir var bilirsiniz. Bunlarınki de aynen öyle. Parlamentoya girmesi asla gerçekleşmeyecek partilere verilen oyun kime ne faydası var ki… Sonuçta ya iktidarı destekliyorsunuzdur, ya da muhalifsinizdir.

Bir sohbet toplantısında ben falan partiyi kendime daha yakın buluyorum veya görüşlerine daha çok katılıyorum diyebilirsiniz. Ama seçimde bize “hangi parti iktidarda olsun” diye sorulmaktadır. Cevabını da iktidara gelme imkanı olan bir parti için kullanmamız lazım diye düşünüyorum.

*****

Yarın MHP ile ilgili düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..