Küçük prens

Bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur ve geceleri gökyüzüne bakarsın. Her şeyin çok küçük olduğu gezegenimi gösteremem sana.. Belki böylesi daha iyi. Yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. Böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin..."

Büyümek mi? Daha neler... Hepimiz çocuğuz ama kendi içinde kaybolan... Vücudumuz büyüdükçe aynı kalan (çocuk) ruhumuz o büyük alanda kayboluyor, biz de kendimizi olgunlaşmış ilan ediyoruz.

Biliyor musunuz?

Aslında yıldızlar uzakta değil hatta şu an bir tanesi kalbinizde.. (düşünün kalbinizde bir yıldız olduğunu ve şu an dilediğiniz her neyse onun olacağını, hatta o kadar çok inanın ki ol-muş- gibi davranın)

Aslında tüm dünya sizin (büyük değil ki o kadar) farkında değilsiniz bir yerlerde oyalanıyorsunuz...

Bu gece bir rüya göreceksiniz... (bu bloğu okuduğunuz için beni pollyanna ilan edebilirsiniz ama değilim.) Sabah kalktığınız da kabus bile olsa onun rüya olduğunu düşünün ve böyle birşey olsa böyle mi davranırdım diye düşünüp gelecekte başınıza gelebilecek kötü ihtimalleri engelleyip, davranışlarınızı anlamlandırı.

Bilgisayar başında geçireceğinz vakti (işiniz değilse ve şu an işte değilseniz) yarıya indirip pencereyi açın ve nefes alın (öylesine değil) hissedin mutsuzluğa kapılmak için en kötü şeyleri düşünün. Sonra pencereyi kapatın ve oturun. Düşündüğünüz herşey aslında hiç olmadı, pencere dışında kurduğunuz bir hayaldi ve öyle kalacaklar. Yeniden hayata başlayın, amaçlarınızı yazın (kağıda değil gönlünüze.)

Ve sonraki sabah.. çocuklara daha dikkatli hayvanlara daha merhametli yaklaşın.

Kim bilir belki ileri de bir yardımları dokunabilir...

En önemlisi... Gülümseyin. Bir kez şansınız var sadece.

-YILDIZLARA ULAŞAMIYORSAM VE ONLAR BANA ÇOK UZAKSA...

-Yıldızları kağıda çizerim çekmecem de saklarım, yıldızlar asla uzak değillerdir.