Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Küçük şeyler

Küçük şeyler
 

Eskiden ama çok eskiden yani biz çocukken...her şeyden mutlu olmasını bilirdik. Hayal gücümüz kocaman, hayatımız ise küçücüktü. Saf, temiz ve de galiba masumduk.

Küçük şeylerle mutlu olmasını bilirdik ya meğerse ne harika bir şeymiş bu durum.
Doyumsuz ve henüz bu kadar kirli bir dünya da olmadığı için şanslıydık. Ya da dünya yine aynı dünyaydı da biz bilmiyorduk daha.

Mutlu çocukluk yaşayan insanlar ilerideki yaşamlarında da çevrelerine mutluluk saçıyorlar. Sevimsiz ve asabi insanlara dönüşmüyorlar. Hayatın kirliliğine ve acımasızlığına karşı tuhaf bir bağışıklık kazanıyorlar ve iyiki de kazanıyorlar. Belki de bu sayede dünyamız hala ayakta kalabiliyor.

Neyse yani...küçükken herşey daha masumdu ve kolaydı, mutluklarımız bile. Aşağıda anlatacağım olayda böyle basit bir şey işte.

Geçen haftaki kar fırtınası, ardında bir yığın kar bıraktı.
Caddeler ve ara sokaklar itina ile trafiğe açık tutulacak şekilde temizlense de yol kenarlarında arabaların park edildiği yerler ne yazık ki temizlenmedi. Ürkütücü kar dağcıkları oluşmaya başladı. Karın yağması güzel bir manzara oluşturmuş olsa da sonrasında geriye bıraktığı zorluk ve o dağcıklar işi tatsızlaştırdı.
Kar fırtınası sonrasındaki iki gün boyunca her iş çıkışı, evimin önünde park etmiş olduğum arabamı karların arasında sıkışmaktan kurtarmak için küçük küçük temizlemeye başlamıştım. Fakat üç gün sonra ise yeniden gelen başka bir kar fırtınası herşeye tuz biber ekti. Arabamın önü ve arkası iki dağcık ile sarılmış, kapının yarı hizasına kadar da kar yükselmişti. Hakikaten oradan çıkarmak zor görünüyordu.

Bu geçen bir hafta boyunca çok stratejik çalışmış karlar buz kütlesine dönmeden azar azar etrafında temizlikler yapmıştım. Perşembe gecesi yine böyle temizlerken.

Bir adam yanıma yaklaştı “Beyefendi, afedersiniz bir şey sorucam...çok merak ettim de, bu arabayı buradan nasıl çıkarmayı düşünüyorsunuz” dedi. Evet, aynen böyle kibar bir şekilde sormuştu adam. Moral bozucu bir soruydu aslında.

Ben direk cevap vermek yerine “Azar azar temizliyorum, bakın tam etrafını temizlemişken bugün de kar fırtınası çıktı yine başa döndüm..ama temizliyorum işte” deyivermiştim.

Eee...nasıl çıkarmayı düşünüyordum?...Bunun cevabını vermediğimi sonra farkettim.

Sanırım durumun korkunçluğu beni direk cevap vermekten alıkoymuştu. Olsun ama biliyordum çıkacaktı bu araba buradan.

Dün yani cumartesi günü toplam 5 dakika bir zaman harcadım etraftaki karları şöyle yer açacak şekilde temizledim. Bir ileri iki geri derken o kar dağcıklarının arasından hooooop çıkmıştım işte , hani biri seyretse bravo bile diyebilirdi...Fakat ben kendi kendime dedim ki zaten! (sonra tırstım ama...acaba arabanın orasını burasını çizdim mi çıkarken acaba dedim. Neyse...yok çizmemişim.)

Sonrasında bu küçük olay beni öyle mutlu etmişti ki sormayın. Arabayı yüzümde salak bir tebessümle kullandım sonraki bir buçuk saat boyunca.

Karşıdan yola aniden atlayan yayalara yol verdim,
yan yolda kıvranıp bir an önce ana yola geçmek isteyen şoförlere buyrun geçin dedim,
angut gibi bütün yolu kaplayarak gelen kamyonetlere de yine gülümseyerek madem hızlanmışsın gel geç bakalım selektörü yaptım.

Kısacası tüm gün yüzüme kocaman bir gülümseme hakimdi. Bu küçücük olay beni fena halde mutlu etmişti.

Aslında küçük şeylerden mutlu olabilmeyi hayatın koştumacasında unutuyoruz. Çocuk masumiyetinde ki saf bir heyecanı ve mutluluğu yaşadığımız küçük olaylara yansıtamıyoruz.

Sonrasında evime geldiğimde elbette aynı yere park etmedim. Daha güzel, daha temiz bir yere yanaştım...O kadar da saf ve masum değildik tabii ki.

 
Toplam blog
: 237
: 1302
Kayıt tarihi
: 06.08.07
 
 

Biyolojinin son yıllarda, özellikle son 10 yılda içeriğinin yoğun bir şekilde moleküler düzeye inmes..