Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '12

 
Kategori
Deneme
 

Küçükken doktor ya da avukat olmak istemeyen var mı aranızda?

Küçükken doktor ya da avukat olmak istemeyen var mı aranızda?
 

Herkesin hayatı biryerlerde aynı noktalardan mı geçiyor ne? Küçükken doktor ya da avukat olmak istemeyen var mı aranızda? Eğer o sensen tebrik ediyorum seni..Çünkü çocukluğun biraz farklı kriterlerle, farklı düşüncelerle gelişmiş haliyle bu da insanlık için güzel bir adım..

Genelde hatırladığım ‘doktor olucam ben’ dememizin sebebi neydi? Beyaz önlük mü fiyakalı gelirdi ? Korktuğumuz şeyi neden olmak istedik yahu bilen biri varsa beni aydınlatabilir mi? Doktora gideceğiz diye söylendiğinde yuppi demedik hiç. Ağlaya ağlaya gittiğimizde ise dondurma almaya gidiyoruz sana, gezmeye gidiyoruz denmedi mi? Oynadığımız evcilik oyunlarında da öyle değil miydi? Anne – baba ve çocuk ! Sevmediğimiz ya da bizden yaşça küçük olan arkadaşımız hep çocuk olmaz mıydı? Çocuk olmayı kimse sevmezdi ama hepimiz çocuktuk. Ama anne babalarımızın her kızdığına kızar, oyunlarda da biz aynı şeyleri yapardık. Niye yaşayıp kızdıklarımızı yapmaya programlandık ki acaba? Bizi ne etkiliyor bu kadar? Ta o zamanlarda birşey yapmak istemediğimizde bahane uydurmadık mı hepimiz? Karnımız ağrıdı , uff oldu , biraz büyüdük ve ateşimiz çıktı tebeşir tozlarıyla, uykumuz vardı hep. Akşam gelen misafirler hep sevinç ve üzüntü olmuştur mesela. O gün yaramazlık ve erken yatma günüdür hep.

Dışarı çıkmak istediğimiz ve izin alamadığımızda nedense bütün arkadaşlarımız dışarıdadır ama, hepimizin mi ? Peki o zaman içeride yalvara yakara izin almaya çalışan diğerleri kimdi? Anne herkes sokakta ama, hadi lütfenler gırla gider.Sende gidersin ama diğer arkadaşın kapısına hadi , lütfen hava kararmadan gelicez olur , tüm dayatma ve direnmelerle galibiyet senindir..
Öğretmen yeni ayakkabı da ister genelde, hep te nedense senin ayakkabıların sana eski geldiğinde , değiştirmek istediğinde. Öğretmen renkli olmasın dedi ama, değil mi demişti ama..
 
O zaman ki arkadaşlıklarda hiç bitmeyecek şekilde sözlerle , kankardeşliğiyle ebede taşınacaktır. Sen kıskançlık nedir , haset nedir , erkek-kadın nedir nereden bileceksin değil mi ama? Hayatını paylaşabileceğin başka birinden kastediyorum erkek – kadın derken..
Tüm şarkılar, reklamlar ezberindeo gün. Hepsini bilirsen zekisindir,afferin(afferin - aferin in baskı kurulmuş haliyle dökülür ağızlardan) benim yavruma diye içten sevgi kucaklaşmaları olur. Çok hoşuna gider , başarılı birşey yapmışsındır aslında o an için. Biraz büyüyünce sen aldığın tepki aynı olur ve o zaman kızarsın, of anne ya abartmasana diye kızarsın. Anlamaz ebeveyn senin büyüdüğünü önceden hoşuna giderdi , anlatırdı şimdi kızıyor diyerek alınır.
Sen büyüdükçe o kabullenmez. Tek başına dışarı çıkmana izin verilmez , zorlanır şartlar. Hep aynı laflar dillerde. Sana güveniyorum yavrum, dışarıdakilere güvenmiyorum. Eee onlarında anne-babaları dışarıdakilere güvenmiyor. O dışarıdaki de benim aslında. Görmezler. Gördükleri sadece 3. Sayfa haberleridir ve seni o haberlerden uzakta büyütmeye çalışırlar, kızarsın. Aslında haklısın da sen o gözle bakmasan da aynı kapıya çıkıyor olay, senin güven problemi yaşamamak için ilk adımların gibi adım atmalısın sokakta, tek başına. Ki öğrenesin gerçek hayatı. Yarın düştüğünde kalkmasını bilesin, insanlara güvenmeyi ve güvenmemeyi , kime güveneceğini, nerede yanlış yapmayacağını görmelisin. Hani derler ya 1 musubet 1000 nasihatten iyidir gerçekten öyledir işte. Sen istediğin kadar söyle , ben yaşamadan inanmam ki , yapımız gereği görmeliyiz doğruyu , yanlışı!
 
Zaman geçer , sen ebeveyn olursun ve o zaman dersin ki haklılarmış. Ben bu minik bedenin sorumluluğunu aldım , paniklersin. Ve üstüne titrersin. Afferin dersin, gözünden sakınırsın. O dışarı çıkmak ister ve bu sefer sen dersin dışarıya güvenmediğini. Neden hep böyledir ve değişmez bir kalıptır hayatımız. O zaman yapılan yanlışsa bugünde mi yanlış yapılıyor ya da doğruysa neden kalıplaşmış cümlelerin yerine yenileri gelmiyor. Neden yanlış yaptığında ben sana demedim mi deriz de , doğruyu sana inat yaptığında iyi ki beni dinlememişsin demeyiz. Nedir bu büyüklük taslamalar. Herzaman doğruyu sen bilmek zorunda mısın? O zaman niye herşey istediğin gibi değil.
 
Demem o ki tüm doğrular ve yanlışlar bizim için. Yaşadığımızsa bir çıkmaz değil , hayat. Hayatın neler getireceğini bilemeyeceğimiz gibi , güvenmesini bilmeliyiz. Yanlışlarımızdan ders alalım , bulunduğumuz kalıplardan çıkalım artık : ) 
 
Toplam blog
: 12
: 433
Kayıt tarihi
: 22.03.12
 
 

Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama bölümü ile İşletme üzerine eğitimimi tamamladım. Yazılı..