Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '21

 
Kategori
Güncel
 

Kudüs'ü Tanıyalım;

          Kudüs, tarihin ve coğrafyanın kavşak noktasında bir şehir. Tarih boyunca hiçbir imparatorluğun görmezden gelemediği ve her komutanın rüyasını süsleyen bir şehir. Kurulduğunda adı, Darusselam yani, “ Selamet Yurdu” olsa da, uzun serüveni boyunca barışı ve esenliği nadiren bulabilmiş bir şehir. 
       
        52 defa saldırıya uğrayan, 44 defa el değiştiren, 23 defa kuşatılan ve 2 defa da taş taş üstünde kalmayana kadar yıkılan bir şehir. Zaferlere de hezimetleri de şahit olan, Fatihlere de zorbalara da kapılarını açan bir şehir. Bağrında, kahkahalarla gözyaşlarını bir anda taşıyan bir şehir. 
     
      Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar için aynı anda kıymetli, aynı şekilde vazgeçilmez ve yeri doldurulmaz bir şehir. Mescidi Aksa ile ağlama duvarının omuz omuza Kıyame Kilisesi'ni seyrettiği bütün insanlığın da gözlerini bunlara diktiği bir şehir.
           Ve  hep yaşadığı onca şanlı hatıradan sonra bir kez daha işgalle acıyla ve sabırla sınanan bir şehir.
 
        O, Uruşalim, o Yebûs, o Aelia, Capitolina, İlya ve Kudûs !
     
     Kıyamete kadar, tarihi ve coğrafyanın kilit taşı olarak kalmasına hükmedilmiş, ondan vazgeçenin bütün iddialarından da vazgeçmiş olacağı Kudüs.
   Dünyaya hâkim olanların elinde tuttuğu, elinde tutanların da dünyaya hâkim olduğu Kudüs. 
     
     Eski şehrin sokaklarında dolaşırken gözümüzün gördüğü her bir taş yüzyıllardır nelere şahit olmadı ki, Kudüs'te;
     
Hz Süleyman'ın ihtişamı, Selahaddin Eyyubi'nin tevazuuyla kardeştir burada. Aksa avlusuna 12.000 şamdan yaktıran Yavuz adalette Hz Ömer'in ayak izlerini takip eder. Kılıçların kan damlayarak Kudüs'ten geçip giden Haçlılar, insanoğlunun en kutsalın kutsallığını gözünü hiç kırpmadan nasıl tahrip edebildiğini gösterir hepimize. Ve İsrail, vaktiyle zulme uğramış bir milletin eline güç geçtiğinde adaletten saparak en acımasız hikayeleri yazabileceğinin örneğidir. 
 
     Kudüs'ü izlerken onu kahramanları ve hainleri ile adaletli hükümdarları ve zalim istilacıları, zaferleri ve hezimetleri ile acıları ve sevinçleri ile birlikte göre bilmelisiniz. Kudüs, tam olarak bütün bu iniş ve çıkışların toplamıdır çünkü. 
     
             Her bir taşı ve duvarı bağrında nice hatıraları saklar. Taşlarla ve duvarlarla konuşmayı öğrendiğinizde Kudüs'te insanlığın uğruna kavga verdiği şeylerin özetine de vakfı olursunuz. Kudüs'ün tarihini adım adım izlemek onun taşlarını konuşturmanın da ilk adımıdır aynı zamanda. 
       
        Beyti Makdis’i  Kabe'den sonra yeryüzünün ikinci büyük mescidi olarak inşa ettiren Hz Süleyman'ın kudret ve hükümranlığını canlandırmalısınız gözünüzde. Allah'ın muradı ile meleklerin işaret ettiği yerde yükselen mabedin inşaatını izlerken Süleyman'ın dudaklarından dökülen dua ve şükürleri duyabilmelisiniz. 
     Kudüs'ü işgal eden Babillerin gözlerindeki acımasız şimşekleri odaklanmalısınız. Kudüs'ün şahit olduğu ilk büyük yıkımın Beyti  Makdis’de  taş taş üstünde kalmayıncaya kadar yerinden sökülüp devrilmesini, Yahudilerin Babil sürgünlerini ondan sonra yeniden Kudüs'e dönüşlerini hayal etmelisiniz.
 
    Beyti Makdis’in ikinci kez inşasının bu defa Hz Süleyman'ın bir peygamber olarak vazgeçtiği ilkelerden epey sapmış bir toplumun, binayı mabed olarak kendilerine tahsis edişini düşüneceksiniz. 
Mesih’in diriltici nefesini Kudüs’ün üzerine esişini duyabilmelisiniz ardından. İsrail oğullarına ‘Ahmed’ adlı son peygamberi müjdelemek üzere gönderilen Hz İsa'nın karşılaştığı direnişi zorlanışını ve kendisine açılan isyan bayraklarını göre bilmelisiniz.
     
        Sırtına haç yüklenen bir benzeri hem çarmıha gerilmek hem de böylece yeni bir dinin temellerini atmak üzere aslanlı kapıdan Golgota tepesine doğru yürürken Ortadoğu tarihindeki bu dönüm noktasının hiçbir saniyesini gözden kaçırmamalısınız. 
    Yahudilerden ve Yahudilikten nefret eden Pagan Roma'nın insafsız valisi Titus'un Kudüs'ü öfkeli gözlerle izleyişini hatırlaya bilmelisiniz. Ardından gelen yıkım emrini işitebilmeli, Beyti Makdis ve Kudüs'ün bu defa toprağın altındaki temellerine kadar yıkılıp yok edilmesini tefekkür edebilmelisiniz. 
   
           Yanında 3 kişi ve bir hizmetlisi ile  Başkent Medine'yi Münevver eden, şehri teslim almaya gelen adaletli halife Hz Ömer gelmeli şimdi de gözlerinizin önüne. Hani şehrin, Hristiyanlara sağladığı tam özgürlüğü, kendisinden sonraki Müslümanlar hassas davranamaz diye Kıyamet Kilisesi içinde namaz kılmaktan kaçınmasını, Beyti Makdis in yerini sormasını ve sonrasında inşaatında kendisinin de çalıştığı ilk mescidin inşasını zihninizde canlandıra bilmelisiniz.. 
       
       Kubbet-üs Sahra ve Kıble Mescidi’ni yapan Emevi ihtişamını, Abbasilerin Kudüs'e fazla özen göstermeden kenardan bakışını. Haçlı sürülerinin İslam topraklarını çiğneyerek coğrafyanın kalbine ilerleyip, işgal edilerini ardından kanlı bir hançer gibi saplanmalarını. 
   
      Şarkın en sevgili Sultânı Selahaddin'in Kudüs'ü almaya odaklanan yürek ve akıl davasını, boğucu bir yaz günü Hıttin'de kazanılan o çağlar üstü zaferi. Şehrin yeniden islamla ve Müslümanlarla kucaklaşmasını Kudüs'ü sebillerle, medreselerle, sütun ve kemerlerle donatan Memlük medeniyetini... 
           
       Şehre yalnızca küçük dokunuşlarda bulunarak adeta önceki Müslüman imparatorlukların emanetine halel getirmekten çekilen Osmanlı zarafetini. Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle Kudüs'ün şık duvarlarla çevrilmesini, 400 yıllık sükunet devrinden sonra İngilizlerin Kudüs'e girişini... 
     
       Sancılı manda döneminin ardından Filistin topraklarında İsrail'in kuruluşunu kısacası günümüze doğru devam eden yürüyüşün her aşamasında bir çırpıda aklınıza getirebilmelisiniz. 
İsmi, “ Temiz Kutsanmış”anlamına gelen Kudüs, bugün yeniden adaleti ve iyilik seferberliğini bekliyor dört gözle…
   
     Hz Ömer'in adaletini Selahaddin'in kararlılığını, Yavuz'un şefkatini, Abdülhamit'in dikkatini özlüyor.
 Kudüs, insanlığın boynunda bir borç olarak kendisine yeniden sahip çıkacak kahramanların yolunu gözlüyor.
      Kalplerin akıllılarla, duaları okumalarla aksiyonun, samimiyetle kararlılığın sabırla birleştiği günler için dua ediyor ve gözyaşı döküyor Kudüs. 
   Tarihte zaferle ve adalet buluştuğu zamanların ancak böyle zamanlar olduğunu çok iyi biliyor çünkü. Ve bize de siz de bunu bilirseniz kavuşmamız yaklaşıyor diye fısıldıyor…
 
Selam ve dua ıle...
 
MERYEM KADIOĞLU
 
 
Not:Haber sitelerindeki  haberlerden istifade edilerek hazırlanmıştır.
 
Toplam blog
: 42
: 672
Kayıt tarihi
: 07.02.17
 
 

İstanbul'da doğdu. İstanbul'da yaşıyor. Evli, ev hanımı ve çocuklarının annesi. Aklına estikçe yaza..