Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '11

 
Kategori
Kitap
 

KUKLA

KUKLA
 

Başucumda, aylardır okunmayı bekleyen 3 kitap vardı;

Can Dündar’ın “Lüsyen”i, Ahmet Ümit’in “Kukla”sı ve Oğuz Atay’ın “Tutunamayanlar”ı…

Tatile çıkmayı fırsat bilip, üçünü de yanıma aldım.

Tatil işte, ne olacak, tek işim gezmek, tozmak, bunun dışında yan gelip yatmak, kısacası aylaklık etmek ya...

Hele güneşin yaklaşık 18-20 saat batmadığı, serin, sessiz ve yeşile teslim olmuş bir yerdeyseniz kitap okunmaz da ne yapılır ki?

Ben de okudum tabi, ama sadece Lüsyen’i ve de Kukla’yı…

İlk önce; Tanıtımlarından, kritiklerinden etkilendiğim ve de bazı arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine edindiğim “Tutunamayanlar”ı okumaya başladımsa da itiraf etmeliyim ki, çok arzu ettiğim halde “Tutunamayanlar”a hakikaten tutunamadım (!)

Belki yeterince entelektüel bir kişi olmadığımdan, belki felsefeye çok yakın olmayışımdan, ne bileyim belki de içinde bulunduğum tatil atmosferine ağır geldiğinden olacak, 85. sayfasında okumayı bırakıp, tercihimi diğer kitaplardan yana kullandım.

...

En sıradan, en ortalama, en insani herhangi bir durumu, en ince detayına kadar sayfalarca anlattığı halde okuyucunun sıkılmadan ilgiyle okuması…

Okuyucunun kendini, hikâyenin kahramanının yanıbaşındaymış, karşısındaymış gibi hissetmesi…

Okuyucunun kahramanla eş zamanlı, bir duygudan bir duyguya, bir düşünceden bir düşünceye gezmesi…

Olayların arasına bilinçli olarak soktuğu aşk hikâyelerinin de hayatın içinden ve bire bir yaşanan/cak türden olması…

Kullandığı dilin akıcılığı, sözcüklerin yerindeliği, onca grift hikâyenin böylesine ilginç ve anlaşılır kurgusu…

Evet, Ahmet Ümit ‘ten bahsediyorum ve de“Kukla” dan…

Aşk Köpekliktir, Sis ve gece, Bab-ı Esrar, İstanbul Hatırası kadar nefes nefese ve ilgiyle okuduğum bir kitap oldu “Kukla”. Kitabın ilk basımı 2002 yılında, son basımı 2010 da yapılmış.

Romanında, yıllar öncesinin o tam olarak çözülememiş, hâlâ tam aydınlığa kavuşmamış Susurluk Kazası’na göndermeler yaparak, gizli örgütlerden, kendi çıkarları için vatanı satan hainlerden, canilerden, aldatılan gençlerden bahsetmiş Ahmet Ümit…

Ve eskiden yaşanmış ama hâlâ yepyeni, hâlâ güncel ve hâlâ değişik versiyonlarıyla tekrarlanmakta olan, herkesi ilgilendiren, herkesin aklını, ruhunu karıştıran, kimilerininse hayatına mal olan entrikalar dizisini enfes bir kurguyla birleştirmiş, hikâyeleştirmiş.

Alkol bağımlılığı yüzünden bozulan evliliği, dibe vuran kariyeri ve kaybettiği işi nedeniyle depresyona giren, ayrıldığı karısına karşı beslediği duygu ve düşünceleriyle ve de tavırlarıyla “Öyle bir geçer zaman ki” dizisindeki “Ali Kaptan” karakterini çağrıştıran, eski gazeteci Adnan...Onun, eski bir ülkücüyken karanlık güçlerin tetikçisi haline gelen üvey kardeşi Doğan….Ve emniyet üst birimindeki güçlü ve gizemli konumuyla, soruşturmanın en başındaki kişi Müfit'le, çevresindekiler arasında dokunmuş çok ilginç bir öykü…

Başından sonuna kadar merak ve heyecanla ve de soluk soluğa bir Ahmet Ümit klasiği okumak isteyenlere tavsiye ederim.

 
Toplam blog
: 247
: 1493
Kayıt tarihi
: 29.01.08
 
 

Antalya ve Akdeniz aşığı bir öğretmenim. Bol bol okurum, blog yazarım, şiir yazarım. Yazdıkça ve ..