Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Kulaklarıma İnanamıyorum

Kulaklarıma İnanamıyorum
 

Kulaklarıma inanamadım.

Konya’da çöken “sözde” yurtta evladını kaybetmiş bir babanın cahil tesellisine, kör avuntusuna, ağzından çıkanlara inanamadım.

“Benim yavrum köpük partisinde, deniz kenarında, barda, pavyonda eğlenirken ölmedi…” diyordu. Zavallı kızın, ölürken bile masumiyet abidesi olmasıyla övünülüyor, buna mı yanarsın.

Babası, en acı anında bile kızının yaşam hakkının peşine düşeceğine bu yobazları cesaretlendirip, aymazlaştıracak savunmaları eleriyle veriyor buna mı yanarsın. Of diyorum of, bu kızları bu adamlardan nasıl kurtarmalı…

Doğalgaz denetimi yapılmamış, ihmal edilmiş, yaşam hakkı önemsenmemiş, çocuklar ölmüş ötesi var mı? Demek ki varmış efendim neymiş namusuyla ölmüşmüş, eğlenirken değilmiş.

Bu sözüm ona yurtlar, kurslar ve hatta kreşlerde ne anlatılıyor, ne öğretiliyor denetleyen var mı?

Erzurum’da neredeyse her apartmanın altında minik korkaklar, günahları az olsun diye çocukken ölmeye heveslendirilen oyun çocukları güya dinini de öğrenerek yazlarını değerlendiriyor haberi olan var mı? Sanmıyorum…

Dinimiz bu mu, korkudan titreyen, karanlıkta yatamayan minik kaygılılar yetiştirmeyi mi emrediyor.

Suresini ezberleyemedi diye sınıftan atılan 3 yaşında bir çocuğu “benim çocuğumda dikkat eksikliği olabilir mi” diye getiren bir anneye ne anlatırsın.

Burada herkes bilir “ bilmemkimcilerin medresesi” (sanırsın astronomi, matematik, fizik ve İslam bilimleri birlikte öğretiliyor) içinde ne safsatalar dilleniyor, ne saçmalıklar dönüyor diyanetin haberi var mı (umurunda mı)?

Din dersleri, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda bile öğretmenin öngörüsünün insafına bırakılmış durumda. Ortaokul çağında çocukları canlandırmalı (film gösterimi şeklinde) mezar, kabir azabı gibi dinin “en birincil, en gerekli” unsurlarıyla baş etmek zorunda bırakanları bir denetleyen var mı? İslam denince ilk bu mu akla geliyor. Müfredat dışı söylemler, eylemler kimin insafına bırakılıyor.

9 yaşında bir çocuğu “ anne, ya sen de başını ört ya da artık veli toplantısına gelme, utanıyorum” diyebilecek duruma getiren zihniyeti denetleyen var mı?

Keza her mahallenin cemaati kendi camisine gitmek zorunda ve tüm camiler evlere yürüme mesafesinde olmak mecburiyetinde midir? Daha merkezi ve gerektiğince ihtişamlı, seçkin personeli olan, özenli ibadethaneler yerine sırf altına dükkân açmak gayesiyle her köşeye cami yapmak, Müslümanlık göstergesi mi?

Bizim yeşil alanlarımızı, çocuklarımızın parklarını, her canı cami çekene hibe ediveren belediye başkanları Müslüman diğerleri kâfir mi?

Yüksek volümlerle ayarsız, kaidesiz sesleriyle nöronlarımızın canına okuyanlar görevini yerine getirmiş mi oluyor?

İzmir Gaziemir’de tam evimizin dibinde (dedemin ve birkaç kararlı arkadaşının sayesinde…) İstasyon camii vardır. O volümde ve o kaidesizlikte bir ezan asla duymamışsınızdır, her vakit bütün mahalle eziyet çekiyor desem abartı değil. Çocukları ezandan sonra uyuturduk ki bir sonraki vakte kadar uykusunu alsın. Kim mi ezan okur, canı çeken her ihtiyar olabilir, belki de dernektekiler sırayla, bir de arada hevesli çocuklar. En akıl almazı da Cuma vaazının hoparlörle bütün mahalleye verilmesi. Ne akılsız yorumlar, ne sığ öneriler, destek yok, kaynak göstermek yok, tamamen imamın kendi serbest çağrışımları, kişisel hezeyanları ama yarım gün bas bas bütün mahalleye bağırıp duruyor. Ve müftülüğe “ben bu nizamsızlıktan şikâyetçiyim” diyen de kem küm geçiştiriliyor. Burası da İzmir’in göbeği, varın gerisini siz düşünün.

Tabulu bir milletiz vesselam, kim neyin paçasına yapıştıysa onun kör takipçisi olup, uğruna her türlü düzensizliğe de “gönüllülük” diyerek saplanıyor. Adı din olmuş, başka şey olmuş fark yok.

Hastalıklı yaklaşımlar en güzel değerleri, en kıymetli insanları, en yüce öğretileri “insan kurban edilen” tapınaklara çeviriyor vesselam.

 
Toplam blog
: 39
: 625
Kayıt tarihi
: 31.07.07
 
 

34 yaşına girdim profilde hala 30 yazıyor bir türlü değiştirmeyi beceremedim, dur bakalım bu sefe..