Kullanmadığın şey senin değildir/ Evrensel sorumluluk yasası

“Bir mal kullandığın sürece senindir; sahip olduğun şeyi kullanmak zorundasın, yoksa elinden alınır”

1-Dünya devletleri BM önderliğinde ülkelerin sahip oldukları ama kullanmadıkları toprakların (denizin, gölün vs) isteyen kişi, kurum ve devletlerce kullanılıp işletilebilmesini öngören tüm dünya için geçerli bir yasa çıkarmalıdır.

2-Ülkeler vatandaşlarının sahibi olduğu ama kullanmadıkları ekonomik değer sağlayacak varlıklarını devletin veya isteyen diğer kimselerin kullanıp işletmesine imkân verecek bir yasayı kanunlarına koymalıdır.

Ancak bu kullanma ya da kullandırma sonucu elde edilecek gelirden ilgili ülkeye ya da devletler bazında malın sahibine belirli bir pay (kira) verilecektir.

Böyle bir evrensel yasanın ülkelere ve ülke halklarına çok şey kazandıracağı açıktır.

Örnek Rusya. Bu devlet şimdi bir kıta büyüklüğündeki topraklarını işleyip değerlendirebiliyor mu? İklimi ve toprak yapısı uygun olmayabilir ama başka şekilde değerlendirilebilir. Rusya’nın belki imkânları yoktur ama imkânı olan uluslar arası şirketler vardır. Böyle bir yasa çıkması ve Rusya’nın topraklarını değerlendirmeye açması halinde burada yatırım yapmak isteyen çok sayıda dünya şirketi olabilir. Vergi vs hiçbir şey yok, gideceksin orada ne yapacaksan yapacaksın denildiği zaman (buna yer altı kaynakları da dâhil) cazip görünmese bile bu bedava kaynaktan yararlanmak isteyenler olacaktır.

Bir kazanç elde edildiği zaman %10’u ilgili ülkeye (ya da ülke bazında malın sahibine) verilir.

Rusya topraklarını (işlenip kullanılmayan) birileri bir şekilde değerlendirdi (yonca ekip hayvan yetiştirdi mesela) toplamda diyelim 100 milyar dolar para kazandı. Kira anlamında bunun 10 milyar dolarını Rusya’ya verdi; bu her iki taraf için de kazançlı bir durum değil mi?

Bu işleri de sonuçta insanlar yapacak. Dünyada işsizlik var üstelik. Yani nereden baksan fayda.

Rusya’yı örnek verdik; ancak bu yasa dünyada aynı durumda olan (toprakları geniş ama değerlendirilmeyen) bütün ülkeler ve Antarktika, Grönland, Alaska gibi yaşamın fazlaca olmadığı boş kıtalarda da uygulanacak.

Tarlanız var, devlet ya da birileri ekti dikti değerlendirdi 10 ton buğday üretti, 1 tonunu size verdi; tarlanın boş durmasından iyi değil mi?

Bu şekilde özellikle Afrika’daki toprak sahibi fakir ülkeler kısıtlı imkânları, yetersiz teknoloji ve yetişmiş insan gücü eksikliği nedeniyle(petrol, doğalgaz gibi yer altı kaynakları da dâhil) kullanıp değerlendiremedikleri kaynaklarını bunu yapabilecek dünya şirketlerine (hatta tek tek kişiler de gidip çalışma yapabilirler) anlattığımız şekilde kiraya verebilirler.

İlk bakışta bu, küresel kapitalist şirketlere sömürü alanı açmak gibi görünse de kiralamanın yapıldığı ülkelere de faydası olacaktır.

BM denetiminde, hesapların BM kontrolünde tutulduğu, kazancın BM’nin belirleyeceği bir hesaba yatırılacağı ve ülke paylarının BM tarafından yapılacağı bu tür kiralama dünya ekonomisine hareket getirecektir.

Bugün dünyanın yarısı boş ve değerlendirilmiyor. Halkların milliyetçi duygularının canı cehenneme. Zaten bu baş belaları yüzünden dünya bu durumda. Toprağını, madenini, doğasını işleyip değerlendirmekle ülkenin sahibi olmuyorsunuz. Bu ülkelerde yatırımlarınız sonsuza kadar değil. Süreci BM belirleyecek. Çalışmalar yolunda gittiği, kazanç elde edildiği ve ülke itiraz etmediği sürece faaliyet devam edecek. BM tarafından bir ülkedeki bazı çalışmalar sonlandırılması gerektiğinde de yatırımcı şirketler/devletler/şahıslar yatırımlarını devletin kendisine ya da başka yatırımcılara devrederek geldikleri gibi ülkelerine dönecekler.

İstanbul’da oturuyorsun, köyünde 100 dönüm arazin var. Ekmiyorsun dikmiyorsun. Fakirlerin çöpten ekmek topladığı ülkemizde güzelim toprak boş boş duruyor. Olmaaaaaazzzzzz! Kati surette olmaz. Arazi kullandığın zaman senin, değilse elinden alır, kullanmak isteyene veririm. Kullanmak isteyen çıkmazsa benim milyonlarca işsizim var, alır devlet olarak kendim eker biçerim.

Aladağ’ın meralarını hayvancılık yapmak isteyenlere kiraya veririm. Vergi yok, hiçbir şey yok; faizsiz kredi de veririm. Eminönü kaldırımlarını arşınlayacağına al 1000 baş sığır. Götür otlat. Malını da ben satın alacağım. Karından %10 kira alır o köye veririm.

Sahibi olduğunuz şeyleri kullanıp değerlendirme sorumluluğunuz vardır. Bu sorumluluğu yerine getirmeden bir şeye sahip olamazsınız. Bir şeye ancak onu kullanıp değerlendirmek şartıyla sahip olabilirsiniz.

Evrensel sorumluluk yasası Kerim Korkut’un insanlığın açlıktan, sefaletten kurtulması için BM’ye önerdiği çok faydalı bir proje olacaktır.

Dünyanın boş yerlerinin zaten işe yaramadığına ben katılmıyorum. Her yerde yapılabilecek mutlaka bir şey vardır. Dünya şirketleri bunun uzun uzun analizini yapacaklardır. Yasa bence dünyanın önünü açar.