Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Kültür mü Turizm mi? Bir karar verin artık!

Kültür mü Turizm mi? Bir karar verin artık!
 

Bu mesele,içimi çoookk acıtıyor,çoook..Benimle aksi fikirde olan sayın Oğuzkan Bölükbaşı'ya yanıtlar,yorumlar yazmakla uğraşıyordum ki,bir baktım yazılarım blog olmuş.Bana bloglar da yetmez,bu mesele için ama...

Artık "KÜLTÜR" mü "TURİZM" mi ;buna ivedi olarak karar vermenin zamanı geldi de geçti bile..

Kültür ve Turizmin bir arada yürümediği,Turizmin kültürden elini çekmesinin zorunlu olduğu,çoktan çıktı ortaya !

Sayın Bakan "UYUYAN GÜZEL ATİLLA KOÇ",şimdi de AKM nin yıkılmasına karşı protesto eylemi yapan sanatçılara,"ne kadar meraklılarmış sanat yapmaya..."yanıtını verdi..

Sayın Bakan,bundan 15 gün kadar önce de,Devlet tiyatro sanatçılarının , sadece dizilerde değil,sinema filmlerinde,yabancı ülkelerde oynayacakları oyun ve benzeri tüm çalışma hakları demek olan; tiyatro dışında "kendi hesaplarına çalışma hakları "konusunda,Danıştayın dava konusu yönerge hakkında verdiği, yürütmenin durdurulması kararına karşı,25 marta kadar "YENİ BİR DÜZENLEME SÖZÜ " verdiği halde,yeni düzenlemeden haber yok hala..

Bu yetmiyormuş gibi AKM nin yıkılması gündemde ! Mutlaka yeni projede rant amaçlı birimler vardır.Ve yeni AKM nin ne zaman biteceği belli olmadığı gibi,inşaat aşamasında tiyatro oyunlarının ,balelerin,operaların nerede oynanacağı da meçhul..Bu konuda hiç bir açıklama yok! Üniversite yıllarımda İstanbul AKM yanmış ve tamirat halindeydi.Oyunlar küçücük Maksim sahnesinde gerçekleştirilebiliyordu sadece.Ve biz de ancak çok sınırlı sayıda oyuna gidebildik ve çoklukla,bilet fiyatları öğrenci bütçemizi aşan, özel tiyatrolarla yetinmek zorunda kaldık.Tüm üniversite yılları böyle geçti.Bu,TİYATROSUZ GEÇEN BİR NESİL DEMEKTİR...


Tiyatro emekçilerinin,sanatçılarının çok haklı olarak,yaptıkları işe,kendi işlerini aksatmadan kendi hesaplarına çalışma haklarına ve işlerini gerçekleştirdikleri mekana sahip çıkma,seslerini duyurma,kamuoyu oluşturma anlamında ortaya koydukları DEMOKRATİK eylemlerine,Sayın Bakanın göstermiş olduğu tepki ve sözler,bence sadece KARA MİZAHtır..Bu konuda en çok söz söyleme,tepki koyma hakkı çalışanındır,sanatçınındır.

Çok yakın bir gelecekte,Şehir Tiyatrolarının Harbiye MUHSİN ERTUĞRUL sahnesi de yeni vadi projesi kapsamında yıkılacaktır.Bu KÜLTÜR VE SANAT DÜŞMANLIĞINI,ben anlamakta çok zorlanıyorum.Bütün bu yıkılacak tiyatro salonlarından sonra,zaten sanatçıların sanatlarını icra edecekleri mekan kalmayacaktır.Bence,açıkça söylenmese de hedeflenen budur :
Sanatı,yok etmeye çalışmak...
Kültür ve sanatla, rantın bir arada yürümeyeceği ortadadır.KÜLTÜR BAKANLIĞI,mutlaka turizmdan ayrılmalı,Cumhuriyetin ilk yıllarındaki sanat politikalarına geri dönülmelidir.Ama anlaşılan odur ki ; siyasilerimizin HAYALET CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ tartışmalarından,genel seçim kaygılarından başlarını kaldırıp,TOPLUM İÇİN SANAT politikaları üretmeye,sanatçılarımızın haklarını kendilerine teslim etmeye niyetleri , arzuları ve çabaları yoktur!

Bu toplumun bir ferdi olarak bize düşense;sanatçılarımızı haklı davalarında desteklemek,var gücümüzle SANATA VE SANATÇIYA sahip çıkmaktır !

Devlet tiyatro sanatçılarının bir kısmı her sezon oyunlarda görevli değillerdir zaten.Ama kadrolu oldukları için maaş alırlar,yasal ve doğal olarak.Aldıkları da 1.000 civarında bir maaştır.Oyunda görevli olanlarsa,bunun biraz üstünde maaş alırlar.Sanatçılarımıza reva görülen meblağ bu mudur? Bu sanat emekçisine yakışır mı?Dizilerin kalitesi,tartışma konusu olabilir ama sanatçıların ayakta kalarak ,bir yandan da sanatlarını yapma hakları tartışılamaz.

Bu sene,Türk sinema filmleri gişelerde hasılat rekorları kırmaktadır.Bir kısmı,dış ülkelerdeki festivallerde ülkemizi temsil etmekte,ödüller almakta,ülkemizin ve Türk Sinema sanatının adını duyurmaktadır.Türk Sinema yapımcıları,dizilerden kazandıklarını sinema filmlerine yatırmaktadır.Sinemamızın yeniden altın çağını yaşamaya başlamasının önemli nedenlerinden biri budur.

Ayrıca ben,uzun zamandır taşrada yaşayan bir insan olarak; SUMRU YAVRUCUK ve UĞUR POLAT'ın İstanbul AKM deki kapalı gişe oynayan oyunlarına çok istediğim halde gidemedim.Biletleri bir ay öncesinden tükeniyordu zira.Oysa,şimdi altın portakallı Sumru'yu YABANCI DAMAT' da izliyorum büyük bir keyifle..Yine altın portakallı UĞUR POLAT'ı,YEDİTEPE İSTANBUL dizisinde canlandırdığı melankolik ve yaralı karakterde beğeni ile izlediğim gibi,SALKIM HANIMIN TANELERİnde,keza MAVİ GÖZLÜ DEV filminde de izledim büyük bir hayranlıkla..O kadar çoklar ki...Bunlar sadece iki örnek..Ve ben bir kişi değilim.BEN HALKIM....

Sanatçı,sanatını sanat için yapar.Ama DEVLETİN SANAT POLİTİKASI "SANAT, TOPLUM İÇİNDİR" olmalı..Sanatı yok etmeye,sanatçıyı küçümsemeye ,onun sesini kesmeye kimsenin gücü yetmez.Tarih bunun örnekleri ile doludur.Çünkü SANATÇININ ELİNDE "SANAT" GİBİ ÇOK GÜÇLÜ BİR SİLAHI VARDIR...

Resim:Sis ve Gece filminden Uğur Polat

 
Toplam blog
: 171
: 2319
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Düşünen, üreten, kendine, insana, çağına sorumlu, tavırlı, taraflı , çağdaş ve yüzü aydınlığa dön..