Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Kültür politikamızın değişme zamanı geldi mi acaba?

Kültür politikamızın değişme zamanı geldi mi acaba?
 

Osmanlı - İngiliz ortaklığı ile Kurulan İlk Osmanlı Bankası Banknotu 1856


Zaman gazetesinden Gülizar Baki'nin 17 Nisan 2011 Pazar günü “Alman Arşivleri de Olmasa Yandık” başlıklı bir haberin özeti; 

Osmanlı'nın ilk fotoğrafçılarından Sebah&Joallier Fotoğrafhanesi, 30 yıl önce bu topraklara, ait 100 yıllık bir tarihe ışık tutan görseller arşivini satmaya karar verir. Kültür Bakanlığı'na müracaat ederler. Bakanlığın oluşturduğu bir kurul üç ay boyunca fotoğrafları inceler, o dönemin parasıyla 3 milyon lira bedel biçerler. Fakat Kültür Bakanlığı'ndan ödenek çıkmaz. Alman Arkeoloji Enstitüsü, o zamanın parasıyla 45-49 milyon lira vererek bir günde satın alır. Çünkü birçok tarihi yapının eski görüntüleri yalnız bu arşivde vardır. Bu gün tarihçilerimiz, mimarlarımız ve akademisyenlerimiz Kültür Bakanlığı elinin tersiyle itercesine sahip olamadığı, devletimize mal edemediği bu görsel malzemeleri Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden Fotoğraf başına 150 dolar ödeyerek temin ediyor. Acaba Kültür politikamızın değişme zamanı geldi mi? 

Biz koleksiyoncuların tek amacı bin bir zorluklar içinde servet harcayarak, yıllarca toplayıp meydana getirdiğimiz kendi geçmişimize ve kültürümüze ait ünik değerlerin zamanı gelince olgunlaştıklarında layık oldukları yerde ülkemizde korunup sergilenmeleri. Değerli koleksiyonlarımız önce Kültür bakanlığına, daha sonra kültürümüzle ilgili banka ve kurumlara sunuluyor. Bilindiği gibi ilgililer ne olduğunu dahi incelemeden ellerinin tersiyle itercesine ilgisizlik tavrı sergiliyor. Devletimiz zamanında sahip çıkmadığı kültür mirasımızı sonradan yurt dışından bulabilirse fahiş bedellerle toplamayı, satın almayı adet haline getirmiştir. Devletimizin parası çarçur olmaya devam ediyor

Geçmişten ders almak istemeyen, “benden sonra tufan” zihniyetli, yüreksiz ve bilgisiz yöneticiler yerlerinde kaldığı sürece KOLEKSİYONCU MEZARA KOLEKSİYON MEZATA gidecek, oradan da koleksiyonların kıymetini bilen gelişmiş ülke müzelerine. 

Bu haberden cesaret alarak örnek verilecek birçok hadiseden birini ilgililere ikaz amacıyla yazmak istiyorum. 

Devletin yapması gereken dünyanın en büyük Osmanlı İmparatorluğu Kâğıt Paraları koleksiyonu tarafımızdan yapılmıştır, Kültür bakanlığınca, Kültür Yayını olarak ilan edilen kitabıyla tescillenmiştir. 91 senelik, 4 Nesil “Tarihi Sultanahmet Köftecisi” olarak koleksiyonun parçalanmadan yurdumuzda kalıp sergilenmesi halinde maliyet bedelinin yarısına satmaya karar verdik. Yaklaşık 4 senedir Siyasi Sorumluluk makamları dâhil tüm ilgili kamu kuruluşları ile iş birliği yapmak istedik. Türkiye ye yakışır gerçek bir Para Müzemiz ve içinde sergilenebilecek devlet koleksiyonlarımız olsun diye uğraşıyoruz. Fakat devamlı olarak yapıcı tüm çabaların bir şekilde önü kesilerek milli Koleksiyonlarımız bir daha bir araya gelemeyecek şekilde parçalanıyor, yok oluyor. Koleksiyon içindeki Kaimeler dünyanın son imparatorluğuna ait olup üzerlerinde atalarımızın alın terleri ve kalem izleri vardır. Osmanlı sosyal ve finans tarihinin gerçek canlı kanıtları, kutsal emanetleridir. Kaimelerin tedavül ettiği coğrafi sınırlar, Osmanlı İmparatorluğu’ndan bağımsızlığını ilan ederek ayrılmış olan Bulgaristan, Arnavutluk, Yunanistan, Romanya, Moldova, Kırım, Yugoslavya, Sırbistan, Bosna Hersek, Slovenya, Hırvatistan, Makedonya, Karadağ, Suriye, Irak, Ürdün, Lübnan, Filistin, İsrail, Suudi Arabistan, Umman, Katar, Bahreyn, Yemen, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Kıbrıs, Tunus, Fas, Kuveyt, Cezayir, Libya, Sudan gibi devletler ve de Osmanlı tebaa ve etnik öğesinin dünyanın beş kıtasında yaşadığı düşünüldüğünde evrensel bir koleksiyondur. 

Türkiye’de bir Para Müzemiz, hatta Para koleksiyonlarının kalıcı sergileneceği bir mekânımızın dahi yok. 

Para Müzesiz bir ülke için LİDER Ülke- Marka Şehirler-Kültür Başkenti ve Uygarlıklar projesinden bahsetmek halkımıza ve yabancılara karşı ne derecede dürüst davranış olur bilemiyoruz. 

Herhalde ilerde devletimiz zengin olunca deve bir akçe, deve bin akçe hesabı bu koleksiyonları geri almayı planlıyordur. Bilemiyorlar ki Koleksiyonlar yıldırım gibidir, düştüğü yere bir daha düşmezler. Fırsatları değerlendirebilecek bilinçli bir birim veya makam kurulmadığı takdirde, Koleksiyoncunun ve Ünik Koleksiyonların değeri bilinmediği sürece daha çok yazılıp çizilecek. Yetkililere önemle hatırlatmak isterim ki; Zaman süratle ülkemizin aleyhine işlemektedir. Geç kalınmış bir para müzesi, içinde sergilenecek önemli koleksiyonları bulunamayacaktır. Acil olarak, bu görevi üslenecek daha ciddi ve bu konuda kararlı bir kamu kurumuna veya başka bir milli bankamıza bu vazifenin verilmesi gayeye süratle ulaşmak açısından çok daha verimli olacaktır. 

 
Toplam blog
: 29
: 2358
Kayıt tarihi
: 10.06.10
 
 

Mehmet Seracettin TEZÇAKIN (Araştırmacı - Nümismat) 1954 İstanbul doğumludur. 1974 Otelcilik Okul..