Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '08

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Kültürel durumumuz

Kültürel durumumuz
 

Kişinin içinden gelen yasakları uygulaması veya uygulamaması bizim için sorun teşkil ediyor. Yani kişinin kendi kurallarına uymasını bekliyoruz.

Örneğin, sigara icmek istemeyen bir kişinin sürekli sigar icmesi ve kendine engel olamaması, hırsızlık yapmak istemeyen birinin dayanamayıp bir şeyler çalması, çocuğunu dövmek istemeyen bir annenin çocuğunu dövmesi, kumar oynamak istemeyen bir adamın kumar oynaması gibi. Kültürün ve inanclarimizdan kaynaklanan yasaklara uymamız gerektiğini kesinlikle savunuyorum. Fakat bu farkliliklari siyasal ve kültürel farklılıkliliklarımizi düşünerek söylüyorum. Kişinin gerçekten savunmadığı kuralları ve yasağı kişiye ozdesleslestirmek, psikyatristlerin ve terapinin işi degildir.

Yansızlaştırilamayan erotik duyguların veya zararsız hale getirilemeyen saldırgan duyguların olduğu sıkıştırılmış, ilişkiler üzerinde yoğun bir basınç yaratır. Bu en temelde çocukluk yaşantılarımıza kadar uzanan bir davranışlar bütünüdür. Psikogenetik yapımız içinde aşırı yüklü erotik duygular veya aşırı yüklü agresyon verimli yaşam enerjisinin oluşmasında engelleyici bir rol oynamaktadır. İnsanın kendi kendine koyduğu yasakları uygulayamamasının nedeni nedir? Bunun çok çeşitli cevapları ve nedenleri olabilir. Ama en temeldeki en önemli nedeni, kişinin ayartılabilirliğidir. Kişinin ayartılabilirliği ise karmaşık, bastırılmış duyguları insan benliğinde ateşlenen sistemi içinde anlaşılabilir. Basit bir sorun gibi ele alınamaz. Coğu zaman çocukluk döneminde oluşmuş bilinçdışı dışlanma, bizim kocaman ve güçlü bünyemizi nasıl dize getiriyor? Ilk aşamada bu astarı yüzünden pahalıya mal olan doyum mekanizmalarını keşfetmek. Sonraki aşamada ise bunların yerine, suçluluk duyguları uyandırmayacak yeni doyum mekanizmaları oluşturmak gerekiyor.

Bulari keşfetmek kişinin tek basina yapması çok zor bir durumdur. Bu keşfi kişi kendi başına neden yapamıyor? En önemli nokta şudur; suçluluk duygusu ve cezalandırılma arzuları ve hastalıklarının doyumunun gücü, bu keşfi yapmak isteyen kişinin yol haritasını sürekli karıştıracak hedefe varmasını imkânsız hale getirecektir. Terapide kişinin aktarım ve karşı aktarım ilişkisi içinde bütün bu duyguların derinliklerine inilmesi mümkün olduktan sonra, gerçek anlamda bir etkisizleştirme veya yansızlaştırma durumu mümkün olabilir.

Saygılarımla,

Mustafa Uçman

 
Toplam blog
: 92
: 2862
Kayıt tarihi
: 14.01.08
 
 

Hatay-Antakya’da 1963 yılında doğdu. İzmir İmam Hatip Lisesinden sonra 1981 yılında aile birleşim..