Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '09

 
Kategori
Futbol
 

Kulübede kim var? Lucescu mu? Denizli mi?

Kulübede kim var? Lucescu mu? Denizli mi?
 

Bu düpedüz catenaccio!


Her iki takım açısından da hayati öneme haiz maçta Beşiktaş deplasmanda Trabzonspor’u yenerken şapkadan tavşan çıkaran isim Mustafa Denizli oldu. Siyah-beyazlı takımda işbaşı yaptığı haftalarda uyguladığı 3-4-3 (zaman zaman 3-4-1-2) sistemiyle filmi geri saran tecrübeli teknik adam, haftalardır “sistem değişmeli” dediğimiz Beşiktaş’a yaptığı dokunuşla en azından bir şeyleri de değiştirmiş oldu. Bahsettiğimiz değişim öylesine göze batan etkilere sahipti ki, maç başladığında Lucescu’nun kimi zaman Catenaccio sıkıcılığında ama her zaman sonuca gitmeyi başaran Beşiktaş’ını izlediğimizi sandık. Kaleci Hakan Arıkan’ın önündeki 3 stoper ile üçlü savunma gibi gözüken sistem, her iki kanattaki beklerin yabancıların deyimiyle “Wing Back” görevini üstlenmesi neticesinde top rakipte iken beşli bir defans bloğuna dönüşüyor; bunun dışında takım halinde yarı sahasına çekilen Beşiktaş, asma kilidi (Catenaccio) Trabzonsporlu forvetlerin ayağına vurmayı amaçlıyordu.

Peki, Lucescu’nun Beşiktaş’ı ile Trabzonspor önündeki Beşiktaş’ı ayıran en önemli fark neydi? Elbette ki, bu sorunun en yanıtını Trabzonspor’un bulduğu pozisyon sayısıyla ve Hakan Arıkan’ın maçın yıldızı olmasını sağlayan performansıyla verebiliyoruz. Lucescu’nun oynattığı sistemde de rakipler topa sahip olma konusunda Beşiktaş’a üstünlük kuruyorlar ancak bu üstünlük “bal yapmayan arı” misali ikinci bölgede topa hâkimiyetten bir adım öteye gidemiyordu. Oysa kendi sahasında bilhassa yediği ilk golden sonra cesurca rakip kaleye yüklenen Trabzonspor, akınlarını çoğu kez Hakan Arıkan’ın ellerine kadar ulaştırabildi. Bu da aslında sistemin Beşiktaş açısından çok da iyi sonuçlar vermediğini düşündürüyor.

Maç öncesinde “Sezon başından bu yana Ernst ve Ferrari’nin sırtında gidiyor.” diyerek nitelediğimiz Beşiktaş takımı için aslında çok da fazla değişen bir şey yok. Yine Ernst ve Ferrari mükemmele yakın oynadılar. Bu isimlere geçmişte Ekrem Dağ nispeten katılıyordu ancak bu maç için görevi Hakan Arıkan’ın devralması 3 puanın kazanılmasını sağladı. Trabzonspor’un kurduğu baskıdan birçok pozisyon yaratması ise ön bölgede oynayan futbolcuların çoğunlukla sistemin gereksinim duyduğu oyuncu tipine uzak seçimler olmasıyla alakalı. Özellikle ilk yarıda Uğur İnceman ve Tabata’nın üstlendiği görevler ile oyuncu profilleri karşılaştırıldığında durumu açıklayabilmek sanıyorum sadece “fatal error” terimiyle mümkün olabilirdi ki, Mustafa Denizli de ikinci yarıya girerken yaptığı değişikliklerle sistemi ciddi bir hatadan kurtardı.
Trabzonpor ile ilgili söyleyebileceklerimiz bir parça acı reçete içeriyor. Bordo-mavili takımın her şeyden önce yabancı sayısını 6 ile sınırlandırması daha faydalı olacakmış gibi görünüyor. Eldeki mevcutlardan problem yaratanların (ya da bizatihi kendileri problem olanların) isimlerine ve şöhretlerine bakılmaksızın biletleri kesilmeli. Teknik Direktör Hugo Broos’un “Bu kadro ile şampiyonluk çok zor” demeci doğruluk payı içermekle birlikte bunun sıklıkla dile getirilmesi de takımın kimyasını bozuyor olabilir. Büyük maçlarda Trabzonspor takımının motivasyon açısından ciddi bir sorun yaşamadığı bu karşılaşma ile birlikte bir kez daha tescillenmiş oldu. Demek ki Belçikalı teknik adamın maç öncesi çalışmalarında ve oyuncularını hazırlamasında bir problemi yok. Problem çoğunlukla, A planının ters gittiği anlarda B planlarına geçişte yaşanıyor. Zaten Broos’un “Bu kadro ile şampiyonluk çok zor.” derken anlatmak istediği de taktiksel devinime müsait bir kadro yapısına sahip olmayışından kaynaklanıyor.

Bu galibiyetle birlikte puanını 24’e taşıyan Beşiktaş için 13.haftadaki Fenerbahçe karşılaşması çok çok önemli hale geldi. Bu büyük derbiye ilişkin bu maçtan çıkarılabilecek en önemli done ise, Mustafa Denizli’nin kazanan kadro ve sistemde ısrar etmesi halinde Beşiktaş’ın sahadan ağır bir yenilgi ile ayrılabileceği gerçeği. Kanatları ikişer futbolcuyla çok etkili biçimde kullanan Fenerbahçe’ye karşı bu sistemde sahaya yayılmak siyah-beyazlılar için intihar ile eş anlamlı olur.

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..