Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '09

 
Kategori
Blog
 

Kumpas

Kumpas
 

Yok.


Dalıp gitmişiz, 10 Şubat geride kalmış. Üyeliğimizin üçüncü yılına girmişiz ama ne gam? Hem sonra ne anlamı var özel günlerin yapaylıklarından başka? Söyle bakalım Culduz Efendi, ne anlamı var?

Geçelim efendim.

Tartıştık. Daha önce de tartışmıştık. Biliyorum ki bundan sonra da tartışacağız. Sel gider kum kalır misali, tartışmalardan yararlanmak gerekir. Fena mı oldu işte…”Misafir blogger”, “Kiralık blog” gibi yeni kavramlarla tanışmış olduk.

Taraftar toplamak için “Sen de katıl hemşerim, yorum yaz” diye başlayan mesajlar okuduk. Birileri “destek yorumu” dileniyordu üyelerden. Kimi üyeler katıldı. Kimi üyeler ise bu girişimi ayıpladı…Destek yorumu kampanyasına katılan bir arkadaş, bu durumu “Siyasi duruşla pekişen ortak bir dil” olarak niteledi.

Bu ortak dil “Biz” diyordu durmadan. “Biz” ne anlama geliyordu, “Onlar” kimlerden müteşekkildi? Bunlar pek belirtilmeden tek bir sayfada toplanıyorlardı, “ne kadar çok yorum gelirse o kadar çok haklıyız” şiarıyla hareket ediyorlardı.

Oysa ortada sadece yurtdışında yaşamlarını sürdüren insanlarımıza yönelik yakışıksız bir tanımlama ve o yazıya “malum şahıs” tarafından yazılmış iki sefil yorum vardı. O yazıyı şirazesinden çıkaran da “provakatif” olduğu pek aşikâr olan o iki yorumdu.

Daha önceki tartışmalarda söyleyecek sözleri olmadığından ağızlarına fermuar çekmiş kimileri, “fırsat bu fırsattır, dur bir tane de ben ekleştireyim” diyerek klavyelerinin başına oturdular ve ağızlarındaki fermuarı açabilmenin keyfini yaşadılar.

Aynı bayrak altında toplanmaları iyi oldu… Kendilerini tanımış olduk!

Bu güzide çarşımız, Türkiye’yi bire bir yansıtıyor. Güzel ülkemizde neler yaşanıyorsa, sitemizde de aynı şeyler yaşanıyor. Ne var ki “homojen” bir toplum değiliz biz.

Bugün yaşamlarını yurt dışında sürdüren insanlarımıza “köle” denildi. Daha önce de “dağdaki cahil çobanın” oy hakkı tartışılmıştı…Daha geçenlerde “Ermeni” sözcüğü küfür olarak kullanılmıştı. Kendilerini Nasyonal Sosyalist (ulusalcı/solcu) olarak niteleyen bu “Elitistler”, kurbanlarını tek tek avlamayı tercih ediyorlardı. Önce “Alevi’yi” haklıyor, ondan sonra da “Türbanlının” hakkından geliyorlardı.

Sırada “Pırasacı Arnavutlar”, “Kuyruklu Kürtler”, “Bulgar tohumu” diye niteledikleri göçmenler vardı.

Elde bayrak, “Ordu göreve” diye bağırarak “darbe “ çığırtkanlığı yapanlar da bunlardı.

Fana mı oldu? Tek bir bayrak altında toplandılar ve klanlarını oluşturarak renklerini belli ettiler. “Führer”leri kimdir, bilmiyoruz ama kartlar açılmış, oyuna katılanlar belli olmuştur.

Dediğim gibi tartıştık. Daha önce de tartışmıştık. Biliyorum ki bundan sonra da tartışacağız. Tartışmalardan dersler çıkarmak ve yararlanmak gerekir.

Yaaa, işte böyle dostlar. Kaçırmışız “doğum günümüzü”. 10 Şubat geride kalmış.

Kutlamaları kabul ediyorum, haberiniz olsun.

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..