Kupa'nın canı Portakal mı istiyor?

Güney Amerikalı Uruguay Avrupalı gibi oynadığı turnuvanın yarı final mücadelesinin ikinci yarısında tekrar kıtasının özelliklerini gösteren futbol anlayışına dönünce bütün Amerikalıların yaşadığı kadere razı oldu.

Çok iyi başladığı maçta hiç beklemediği bir gol yediği bir ara bocaladıktan sonra bu sefer Hollandalıları şoke eden golü bulup karşılaşmayı dengelemişti. Açıkçası Uruguay’ın yapması gereken şey aynen Hollanda gibi maçı soğutup rakibin ya da hakemin bir hatasını kollamak olmalıydı. Ancak Güney Amerikalı oluşunun genetik özelliklerinden olacak bir an önce kazanabilmek için hep hücumu düşünen bir oyun karakterine döndü; futbol oynamak istedi.

Bu turnuvada kazananların yanında hep bir hakem unsuru da oldu. Fakat o kazanan öyle bir top oynuyordu ki hatalı karar veren hakemler çok fazla konuşulmadı. Oysa dün belki de yan hakem iyi oynayan Uruguay’ın final şansını elinden alan müdahalede bulundu. Hatalıydı ancak iş işten geçti. Uzatmaların birinci dakikasında Uruguay’ın attığı gol sonrasında tabelada gözükenden uzatmadan iki dakika daha fazla maçı oynatmak da yetmedi. Ancak o zaman dilimi maçın en heyecan dolu anlarıydı.

Şu bir gerçek ki sadece Forlan’la da bir yere kadardır. Nereye? Üçüncülük mücadelesine…

Bu Dünya Kupasını izleyenler için Forlan adı unutulmazlar arasına girecektir. Tek başına çok ve büyük işler yaptı. Teknik direktörü onu erkenden çıkarmasaydı belki bir mucize de gerçekleştirirdi; ancak kenardaki adam inanmadı!

Hollanda çok iyi değildi ancak yetenekli ayaklara sahipti, taktik bakımındansa uzak ara ilerideydi. Robben tam bir imha silahı gibi; etkisizken bir anda ortaya çıkıp maçı değiştiriyor. Sneijder ise sanki uzun namlulu keskin nişancı gibi öyle bir boşluktan gol attı ki Uruguay’ın ipini de çekti. Turnuvanın ismi sonradan parlayan futbolcusuydu. Kuyt hiç durmaksızın arı gibi çalışıyor. Persie tecrübesini konuşturuyor. Bommel orta sahanın sigortası gibi duruyor.

Bu kadar etkili ve yetenekli futbolculara sahipseniz karşınızdaki takımın daha başka şeyler yapması gerekiyor. Uruguay onu yapamadı.

Hollanda adını finale yazdırdı. Dün yazdığım yazıda Hollanda-İspanya finalini beklediğimi işaret etmiştim; hatta “Kupa neden Portakallara gitmesin?” diye de sormuştum.

İşte şimdi bütün hesaplar değişti. Bu akşam oynanacak Almanya-İspanya yarı final mücadelesinden kim çıkarsa çıksın artık işi çok ama çok zor.

Üstelik dün akşam çok da yakından gördük Hollanda oyunun bütünü düşünerek çok akıllı bir taktikle oynuyor. Rakibini üzerine çekip onun maçı kazanabileceğine inandırdığı an son darbeyi vuruyor, işini bitiriyor.

Bu akşam varlarını yoklarını sahaya koyacak iki Avrupa Şampiyonu finalistinin iki sene öncesinden kalan hesabı da göreceklerine kimse kuşku duymuyor.

Kupa’nın gönlü Hollanda-İspanya diyor; Almanya en iyi futbolu oynamış olmasına ve bunu hak etmesine rağmen.