Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '07

 
Kategori
Futbol
 

Kupanın rengi siyah-beyaz

Kupanın rengi siyah-beyaz
 

Fortis Türkiye Kupası final karşılaşmasında, “ligde ikinci yarının flaş takımı” apoletiyle karşısına dikilen K.Erciyesspor’u uzatmada attığı golle 1–0 mağlup eden Beşiktaş, kupa onurunu yedinci kez yaşamaya hak kazandı. Müsabaka öncesinde Turkcell Süper Lig puan cetveline göz atanlar Beşiktaş’ın kupayı zorlanmadan alacağı gibi bir sanrı yaşasalar da, ikinci yarının puan durumundan haberdar olanlar için maçın epey zor geçeceği aşikârdı. Finalde yaşanan 120 dakikalık mücadele, önemli pozisyonlar ve tehlikeli akınlar doğurmaktan çok bir orta saha kapışmasına sahne oldu. Öyle ki, maç bitimiyle birlikte yayıncı kuruluşun 3 dakikalık özeti nasıl dolduracağını düşündüm ister istemez... Koskoca Türkiye Kupası finalinde oynanan bu yavan futbolda kupaya soyunan ekiplerin geçen yılın finalinde olduğu gibi iki büyük takım olmayışı etken miydi acaba? Görünüşe göre “Beşiktaş nasıl olsa kupayı alır” şeklinde düşünen Beşiktaş taraftarları dahi tribünlerdeki yerlerini almaktan imtina etmiş, Atatürk Stadı tribünlerini afili bir yalnızlığa terk etmişlerdi. Hal böyle olunca sahadaki futbol da tribünlere uydu, hepimizi uyuttu.

Maçın başından itibaren Beşiktaş, Tigana’nın seyredene acı çektiren dizilişine dört elle sarıldı. 4–2–3–1 sisteminde Nobre yine tek santrfor, Bobo ise sahada olmasına rağmen sol açıktı. Sakatlık problemini kısmen de olsa atlatan Koray iğne desteğiyle Serdar’ın imdadına yetişmiş, Nobre’nin arkasındaki üçlü Bobo, Ricardinho ve Burak’tan oluşmuştu. Her maçta olduğu gibi bu saydığımız dörtlüye, mösyö Tigana tarafından “kontrollü oyun” prangaları vurulunca, Beşiktaş neredeyse maç boyu kupayı tutup kaldıracak bir görüntü ver(e)medi. Sanıyorum taraftarın vicdanındaki mahkeme izleyene acı çektiren bu oyun anlayışı yüzünden Beşiktaş kenar yönetimini “cürüm işlemek maksadıyla teşekkül oluşturmak” suçundan yargılıyor haftalardır. Kupa seremonisinde göze çarpan ayrıntı, Başkan Yıldırım Demirören’in taraftarla aynı duyguları paylaştığını gösteriyor. Beşiktaş’ın kupayı aldığı anda dahi Tigana’ya mesafeli yaklaşan Demirören, anlaşılan sezon sonunda Fransız hoca ile yolların ayrılmasından yana. Bana göre haksız da sayılmaz. Eğer 77.dakikada maçın en net gol pozisyonunu yakalayan Lazarov topu ağlarla buluştursa ya da İsmet Arzuman Erciyesspor’un net penaltısını süzüp beyaz noktayı gösterse bugün futbol kamuoyu çok değişik konuları tartışıyor olabilirdi. Bu ülkede yıllarca Lucescu’nun oynattığı futbolu “catenaccio” olarak tanımlayıp “tu kaka” kampanyası düzenleyenler, Tigana’ya gönüllü savunma avukatı oldular bu günlerde... Acaba diyorum medyada yapılan kritiklerin temelinde teknik adamlardan çok, takımların başarısını baltalama gibi bir art niyet mi yatıyor? Lucescu’nun idaresindeki Beşiktaş’ın 3,4 ya da 5 gol attığı maçların sayısıyla, Tigana yönetimindeki Beşiktaş’ın 3,4 ya da 5 gol attığı maçların sayısını çıkarsak arşivlerden, acaba bize neler anlatır o tozlu sayfalar? Bir düşünün isterseniz.

Kayseri ekibine gelecek olursak, gücü nispetinde oynamayı ve kora kor mücadeleyi ekibine aşılayan Bülent Korkmaz yönetimindeki Erciyesspor, maç boyu orta sahada Emre Toraman ve Mustafa Sarp’ın kazandığı toplarla Lazarov, Cenk ve Mehmet Eren’i kaçırmaya çalıştı. Cenk’in sakatlanıp çıkmasıyla birlikte Lazarov Beşiktaş defansının kucağına düşünce bu stratejilerinde başarılı olamadılar. Oyundan alındığı dakikaya kadar yaptığı koşularla Lazarov ve Mehmet Eren’e uygun depar kulvarları açan Cenk’in yokluğunda kanat organizasyonları da gerçekleştiremeyen Erciyesspor, kondisyonun uzayan maçta giderek belirleyici faktör haline gelmesi sebebiyle final mücadelesini kaybetti ancak alkışı hak etti. Mavi-siyahlılar tarihlerinde bir ilki gerçekleştirmeleri üstelik de bu başarıyı ligden düşmek üzereyken yakalamaları nedeniyle her türlü övgüye şayan. Umalım ki, ikinci yarının sempatik ekibi, ligde kalarak bu başarılı futbolunu taçlandırsın.

Sonuç itibariyle Beşiktaş Fortis Türkiye Kupasını üst üste ikinci kez müzesine götürmeyi başardı. Ancak akıllarda “Beşiktaş işi uzatmadan kupayı alamaz mıydı?” sorusu kaldı. Hafta sonu Fenerbahçe ile yıpratıcı bir maç oynayan Beşiktaş, kupa gecesinde de 120 dakikalık efor sarf etti. Bu yorucu maratonun etkileri ise muhtemelen 32. hafta maçında Bursaspor deplasmanında kendisini gösterecek. Beşiktaşlılar adına umalım ki, Şampiyonlar Ligi açısından önemli bu maç sonunda Tigana o bilindik “Takım olarak yorgunduk. Mazeretimiz var.” nakaratını tekrarlamasın.

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..