Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '06

 
Kategori
Futbol
 

Kupayı Fransa kazanır

Herkesin gündeminde kendi hayatını ilgilendiren olaylar önceliklidir. Genel çerçeveden baktığımzda ise, şu günlerin en popüler olayı sanırım dünya kupası maçları... Milli takımımızın katılamaması yüzünden beni pek cezbetmiyor ama, yine de sonuçları uzaktan da olsa takip ediyorum.

Futbolla ilgim bu kadar işte. Tabii sempati duyduğum bir takım var. Yendiği zaman seviniyorum, yenildiğinde birazcık üzülüyorum, ama o kadar. Dahası zaten ne işe yarar ki?

Fanatik bir seyirci değilim sizin anlayacağınız. Biraz daha ileri gidip, seyircinin fanatik olmaması gerektiğini düşündüğümü de söylemeliyim. Hele bu, çevreye ve başka insanlara zarar verecek boyuttaysa, buna zaten taraftarlık falan da denemez. Bu düpedüz insanın iç dünyasındaki kabalık ve şiddet duygusunu, bir paravan arkasına saklanarak ön plana çıkarması ve bunu meşrû göstermeye gayret etmesinden başka bir şey değil.

*****

Futbol maçlarının insanı bir tiyatro oyunu, ya da sinema filmi seyreder gibi kendine bağladığı olmuştur. Futbola bu kadar ilgi duyan, sevgi besleyen insanlar da olabilir. Amabu dünya kupasında bana sanki, "bu maç gerçekten seyretmeye değerdi" denecek bir karşılaşma olmadı gibi geliyor.

Belki kaybettiğimiz İsviçre maçının burukluğuyla, belki de vaktimin pek olmaması yüzünden düne kadar hiçbir maçı seyretmemiştim. Dün akşam saatlerinde Portekiz'in İngiltere'yi elediğini duyunca biraz şaşırdım, biraz da sevindim. Sebebini tam olarak izah etmek mümkün değil. İnsanın kafasında şu veya bu sebeple bir takıma karşı sempati veya antipati oluşabiliyor.

Gece bir arkadaşımızda misafirlikteydik. Tam konuşurken gelen bir telefonla Brezilya Fransa maçının oynandığı haberini aldık. O saatlerde zaten seyredilecek doğru dürüst bir şey de olmadığı için televizyon maç kanalına alındı. Ve böylece zorunlu olarak maçı izlemek mecburiyetinde kaldım.

Bu kadar futbol otoritesi varken, oyunla veya takımların taktikleri ile ilgili benim bir şey söylemem uygun olmaz. Ben zaten bundan anlamam da. Yalnız bir seyirci olarak Brezilya'nın kazanmasını istediğimi, ama Amerika temsilcisinin beni ve benim gibileri mutlu edecek bir oyun ortaya koymadığını söyleyebilirim.Sonuç olarak "Brezilya haklı olarak elendi"cümlesine kimseitiraz edemez sanırım.

Ne yaparsınız, top yuvarlak işte. Sekiz yıl önce de Brezilya'yı yenen ve eleyen Fransa olmuş. Bu bilgileri zaten gazetelerde siz de okumuşsunuzdur.

*****

Hani Nasreddin Hoca'nın bir fıkrası vardır bilirsiniz. Hoca'ya iki çeşit sirke tattırmışlar. Bunlardan hangisi güzel diye. Hoca sirkelerden birini tadar tatmaz, öteki güzel, diye basbas bağırmaya başlamış. İlahi hoca, ötekinin tadını bile bilmiyorsun, nasıl onun daha güzel olduğunu söylersin, diyenlere de, "bundan daha berbatı olması mümkün değil ki", demiş.

Şimdi ben de seyrettiğim bu tek maçtan sonra diyorum ki, bu Fransa kupanın finalini oynar, büyük ihtimalle de kupayı kazanır. Kesinlikle öyle olmasını istediğim için değil. Gönlüm Portekiz'den yana. Ama bu Zidane, bir şampiyonluklamilli takımaveda etmeyi kafasına koymuş gibi. Bence bu duygu, Almanlar'ın "biz ev sahibiyiz, bu yüzden kazanmalıyız" şeklindeki baskısından daha etkili...

Bakalım ne olacak?

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..