Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '19

 
Kategori
İnançlar
 

Kur'an, Ayet, Levh-i Mahfuz

Yeryüzünde okuyan ve yazan tek canlı insandır. Yazı sayesinde bilgi sözde kalmamış ve unutulmamış, birbirine aktarılarak bilgi birikimi sağlanabilmiştir. 
Peygambere indirilen ilk vahiy “Oku!” emri ve ikinci sure “Kalem” suresidir. Okumak anlamadan tekrarlamak veya ezberlemek değil, anlayarak ve üzerinde düşünerek okumaktır.

“Yaratan Rabbinin adıyla oku (...) O’dur kalemle öğreten. İnsana bilmediğini öğretti.” (Alak, 1,4-5)
“Ve Kur'an'ı ağır ağır, düşüne düşüne oku!” (Müzzemmil, 4)

KUR’AN, kelime olarak “okumak “anlamında bir fiilden türetilmiş, “okunacak şeyleri toplayan kitap” anlamına gelmektedir. 
Kur’an’a göre, yaratılmış olan düzeni araştırmak ve öğrenmek insanları, akıllarıyla ve kendi araştırmalarıyla da Allah’ın varlığını ve birliğini öğrenmeye götürecek, insanı Yaratıcı’ya gerçek anlamda yaklaştıracak olan araçlardır. 
Kur’an‘da bir rehber kitap, kılavuz olarak, özgür irade ve seçme şansı verilmiş olan insana, aklını kullanma, ruhsal gelişme, Allah‘a yakınlaşma, yeryüzünde tüm yaratılmış olanlarla birlikte barış içinde birlikte yaşamanın yol ve yöntemleri gösterilmiştir. 
Kur’an formüllerin, çizelgelerin bulunduğu, okumak için uzmanlık gerektiren bir kitap değildir. Ortalama zekanın kendi kapasitesince anlayabileceği benzetmelerle, örnek olaylarla kolaylaştırılmış bölümleri de, belli konulara dikkat çekilen, bilgi arttıkça anlaşılabilen kısımları da olan bir kitaptır.
Her kişi de zaten kendi kapasitesince yükümlülük taşır.

„Onu, okunacak şeyleri toplayan bir kitap/ bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye kısımlara ayırıp ağır ağır indirdik.“ (İsra, 106)
“Ancak siz kendinizi yaktınız, bekleyip durdunuz, şüphe ettiniz, hayal ve kuruntular/hurafeler/anlamını bilmeden okuyuşlar sizi aldattı.”(Hadid, 14)
„Sizin onu kuşatamayacağınızı bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur’an’dan kolay geleni okuyun“ (Müzzemmil, 20)
“Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde yükümlülük getirmiyoruz“ (En’am, 152)
“Yemin olsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türden benzetmeyi yaptık ki düşünüp öğüt alabilsinler.”(Zümer, 27) 
(ayrıca bkz. Kamer, 17; Dühan, 58; Müminun, 62)

AYETLER , bazen bir cümlelik de olabilen, bağımsız anlam taşıyabilen bölümlerdir. Ayet, aynı zamanda mucize anlamına da gelir. Böylece, hem Allah tarafından vahyedilen her söz, hem de her yarattığı, yani isim verilebilecek her şey, her düzen (Dünya, Jüpiter, insan, sinek, yer çekimi, rüzgar,...) bir ayet, mucizedir. 
İnsandan beklenilen aklını kullanarak, tüm yaratılmış düzeni incelemesi, öğrenmesidir.

“Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri eğlenmek için yaratmadık. İkisini de sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar.” (Dühan, 38-39)
“Göklerde ve yerde nice mucizeler var ki, yanlarından geçip giderler de dönüp bakmazlar bile.”(Yusuf, 105)
“De ki’ Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır.”(Zümer, 9)
“Yeryüzünde ayetler vardır görürcesine bilenler için. Benliklerinizin içinde de. Hala bakıp görmeyecek misiniz? ”(Zariyat, 20-22)
“Yemin olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü” (Necm, 7-10,13-14,17-18)
Meryem oğlu İsa'ya açık ayetler verdik ve onu Ruhul-kudüs'le güçlendirdik. (Bakara, 253)
Onların ardından Mûsa'yı, ayetlerimizle Firavun'a ve kodamanlarına gönderdik. (A’raf, 103)
“ Allah bütün bunları rastgele değil, şaşmaz ölçülere bağlı olarak yaratmıştır. Bilgiyle donanmış bir topluluk için ayetleri ayrıntılı kılıyor.” (Yunus, 5)
(Ayrıca bkz. Enbiya, 16-17; Sad, 27; Neml, 61; Yunus, 101;Neml, 64; Fatır, 44)

KİTAP: Kur’an’daki tanımlara göre bilgi yok olmaz. Buna insanın düşündüğü, yaptığı, beş duyu ile algıladığı her şey de dahildir. 
Bütün yaratılış, en ince ayrıntısına kadar belli bir bilgi ve sistem çerçevesinde varlığını, düzenini sürdürür. 
Sayılara, formüllere dökülebilecek düzen sayesinde fizik, kimya, matematik, ... bilim yapabiliyor, yaşadığımız evreni, düzeni anlayabiliyoruz. 
Bu düzenin veya programın tanımı da Kur’an’da “kitap” olarak yapılmıştır. 
Sonuçta, evrenin tümü insanların okuyup anlaması için yaratılmış bir kitaptır.

“ Allah gökte ne var, yerde ne varsa hepsini bilir. Bunların tümü bir kitaptadır. Bütün bunlar Allah için çok kolaydır. (Hac, 70)
“Bir iş ve oluşta bulunsan, Kur'an'dan bir şey okusan; herhangi bir iş yapsanız, siz ona dalıp gitmişken biz üstünüzde mutlaka tanıklarız. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de Rabbinden uzakta/gizli kalmaz; tümü apaçık bir kitaptadır. (Yunus, 61)
"Onlara ilişkin bilgi, Rabbim katında bir Kitap'tadır. Rabbim ne şaşırır ne de unutur." (Ta-Ha, 52)
“Yerde ve gökte hiçbir gayb yoktur ki, açıklayıcı bir Kitap'ta olmasın. (Neml, 75)
“Zerreden daha küçük veya daha büyük hiçbir istisna olmamak üzere, her şey apaçık bir Kitap'ta belirlenmiştir” (Sebe, 3)
“Oysaki biz, her şeyi iyiden iyiye sayıp kitaplaştırmıştık.” (Ne’be, 29)
“Rakamlandırılmış bir kitaptır o.” (Mutaffifin, 9, 20)
( Ayrıca, Hud, 6; Ra’d, 38; İsra, 13, 58, 106; Kehf, 49; Enbiya, 10; Mü’ minun, 53; Zuhruf, 4)

LEVH-İ MAHFUZ: Her şey sadece Allah’ın istediği ve düzenlediği şekilde varlığını sürdürmekte, yani O’nu tespih etmektedir. 
Bu anlamda yaratılmış her bir canlı-cansız tüm cisimler ve düzenler, birer ayet-mucize olarak, insanların okuyup anlaması istenilen evren kitabının parçalarıdır. 
Kur’an da, Allah tarafından belirlenmiş, evrende yürürlükte olan, değiştirilemez düzenlerin ve kanunlardan oluşan bilgi, program olan Levh-i Mahfuz’dan (Muhafaza edilmiş/ korunmuş/ saklanmış Levha/Ekran/Tablo) evrene ve insana ilişkin gerçekleri açıklayan bir bölümdür. Onun için Kur’an, hangi peygamberin bağlısı olursa olsun, tüm insanlar için ortak bir yol gösterici, kılavuzdur.

“İş, onların iddialarının aksinedir! O, çok yüce bir Kur’an’dır! Korunmuş bir levhada/Levh-i Mahfuz’dadır”(Büruç, 21-22)
“Hamt olsun Allah’a! O size ayetlerini gösterecek de siz onları tanıyacaksınız.” (Neml,93)
“Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. ‘Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı’ demeyesiniz. İşte, müjdeci de geldi size, uyarıcı da! Allah, herşeye kadirdir.”(Maide, 19)

 

 

 

 
Toplam blog
: 174
: 4451
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

1958  doğumluyum. Arkeologum. Evliyim. Çocuğum yok. Çalışmıyorum. Yıllarca çalıştıktan sonra, zam..