Kur'an diyor ki; Önce dünya sonra güneş yaratıldı.

Bilim adamlarının aksine, önce yeryüzü yaratıldı sonra uzay.

Bakara suresi ayet 29 Yeryüzünün (yerküre) önce yaratıldığını, sonra da uzayın yedi gök olarak yaratıldığını yazar. Ayet çok açık ve seçiktir.  Önce yerküre (dünya) yaratılmış sonra da tüm yıldızlar, galaksiler ve yerküre dışındaki her şey yerkürenin yaradılışından sonra yaratılmıştır. “O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi bilir (Bakara suresi, ayet 29).  Ayrıca Fusilet suresi ayet 9-12 meali aşağıda verilmiştir.

Astronomi ve diğer bilimlere göre ise dünya ve benzeri gezegenlerin yaratılması, oluşumu evrenin oluşumunda ilk değil daha sonraki aşamalar, oluşumlardır.

Kur'an'da yeryüzünün yaratılması, evrenin yaratılması silsilesinde ilk yaratılandır, lakin yeryüzünün döşenmesi, yani dağlarının, denizlerinin ve içindeki mahlûkların tamamıyla yaratılması ve yeryüzünün kemal şeklini alması, gökyüzünün yaratılmasından sonradır. Demek ilk önce yeryüzü yaratılmış, sonra gökyüzü  (uzay -evren) yaratılmış ve daha sonra da yeryüzü döşenmiştir (Nâziat suresi 27. ve 30.).

Şaşırtıcı olan ise Kur'an sadece yerküreyi (üstündeki dağları, canlıları ve bitkileri ile)  4 Kur'an gününde (bizim günümüzle 4000 günde)  yarattığı halde kainatın geri kalanını, tüm galaksileri, nova ve kara delikleri, milyarlarca yıldızlar ve gezeğenlerin tamamını ise daha kısa sürede 2 Kur'an gününde yarattığını yazar. Sadece yeryüzünün yaradılışının kainatın geri kalanının tamamının yaradılışının iki katı zamanda yaratılması elbet de Allah'ın takdiridir. Öte yandan yeryüzüne (dünyaya) ve üstündeki canlılara ve yaşama verdiği önemi yansıtmaktadır diye düşünebiliriz.

Ancak güneşin uydularından bir tanesi olan yerkürenin güneşten önce yaratılmış olması bilim adamlarının tersini söylemektedir

Fussilet suresi ayet 9-12
"De ki: "Siz, yerküreyi iki günde yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O." 
O, yeryüzüne, denge ve dayanıklık sağlayan dağları üstünden yerleştirdi. Onda bereketlere vücut verdi. Ve onda, azıklarını dört günde takdir edip düzenledi. İsteyip duranlar için eşit miktarda olmak üzere... 
Sonra buhar/duman halindeki göğe yöneldi de ona ve yerküreye şöyle seslendi: "İsteyerek veya istemeyerek gelin!" Onlar şöyle dediler: "İsteyerek geldik!" 
Böylece onları, iki günde yedi gök halinde takdir edip (düzenleyip) her göğe kendi iş ve oluşunu vahyetti. Ve biz, arza en yakın göğü kandillerle ve bir korumayla donattık. İşler bunlar Azîz ve Alîm olanın takdiridir."

Allah'ın yarattığı ve bize verdiği bir şaheser olan aklımızı insanlık yararına kullanmanın da, tabiatı ve evreni anlamaya çalışmanın da Allahı hoşnut edecek bir ibadet olduğunu düşünmekteyim.