Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '17

 
Kategori
İnançlar
 

Kur'an gerçekte Müslüman kadının Hicabi (başını örtmesi) konusunda ne demiştir?

Kur'an gerçekte Müslüman kadının Hicabi (başını örtmesi) konusunda ne demiştir?
 

Peki kadınlar nasıl bu hale geldi/ getirildi? Zaman içerisinde bazi İslam alimleri Kuranı yorumlarken kendilerinden tanımlamalar eklediler. ..........


Ku'ran Müslüman kadının hicabı konusunda gerçekte ne diyor:

Hz Resulullah döneminde kadınlar gece tuvalet ihtiyaçlarını gidermek icin kimse tarafından görülmesinler diye evlerinden çıkıp tenha yerlere, şehrin biraz dışına gitmek zorundaydı. Erkekler bunu fırsat bilip o civarda dolanmaya başladılar. Karanlıkta yürürken cilbab denen uzun pardesü giyen kadınlar (ki cilbab o zamanlar zenginlerin giydiği bir prestij semboluydu) bir aşirete ait diye rahatsız edilmezken, çünkü edilirlerse kadın kimin rahatsız ettigini ifşa eder ve eden ceza alırdı, daha açık giyinen kadınlar köle oldukları belli olduğundan erkeklerin hedefi halinde gelmişti. Bundan rahatsız olanlar Hz Resulullah’a konuyu ilettiklerinde ayet geldi, ayette kadınların rahatsız edilmemesi icin uzun ceket giymeleri daha uygundur emri geldi, herkes ayni giyinirse tüm kadınlar aynı görünür ve saldırıya uğramazlar mantığıyla.

Köleler icin bu durum biraz zor oldu, hem kapanıp hem nasıl iş göreceklerdi?  O dönemde giyim tarzı olarak iki faktör çok belirleyiciydi: kadının işi ve rolü, toplumlun örf ve adetleri

Müslümanlar olarak eski adetleri günümüze uyarlamayı severiz, yine aynısını yapalım.
Bugün Amerikada yaşayan müslüman bir kadın icin bu ne demek, benim gibi biri mesela Amerikada bugun nasıl giyinmeli? Bu iki faktörü göz önünde alalım: 1. toplumdaki rolüm ne? 

2. toplumdaki adetler ne yönde?  

Ben örtünürsem burda böyle bir adet olmadığından esas o zaman dikkat çeker ve rahatsız edilirim. Peki burdaki adet ne? Elbise, kot pantolon, yoga pantolonu yani tayt giymek, bunlar burda sadece kabul görmüyor aynı zamanda tavsiye ediliyor.

Peki, Müslüman inanan kadınlar olarak kapanmak bizim inancımızın bir gereği değil mi, bunları giymek doğru olur mu?

Örtünmek günümüzde Hicab kelimesi ile eşleştiriliyor. Belki de Kuranda anlatılan örtünme başka bir seye atfen kullanılıyor. Kuran 114 bölümden oluşuyor 6000 den fazla ayet içeriyor, bunlardan sadece üçü kadınların nasıl giyinmesi ile ilgili bilgi veriyor.

İlki demin bahsettiğim ayet. 

İkincisi Resulun eşlerine gelmiş, toplumdaki yerleri ve rolleri dolayisiyla daha ılımlı, göze batmayan giysiler giymeleri öneriliyor.

Üçüncüsü yine o toplumun eski  örf ve adetlerine atıf yapmış. Eskiden kadınlar başlarını eşarp ile kapatıp uçlarını kulak arkasından sırta, aşağı doğru sallandırırlarmış. Üstlerine de dar bir yelek giyip önünü açık bırakırlarmış, göğüslerini sergiler biçimde. Game of Thrones dizisindeki kadınlar gibi . İslam yayılmaya başladığında, ayet kadınlara bu eşarbı veya diğer başka bir giysiyi göğüslerini örtmeleri icin kullanmalarını emretmiş. 

Bu kadar, Kuranda sadece kadınların giyinmesi ile ilgili bunlar söylenmiş. Demek ki Allah madde madde kadının nerelerinin kapanması gerektiğini söylememiş. Hal böyle olunca İslam düşünürleri bu konu üzerinde çok tartışmışlar ve su sonuç çıkmış: 

Bu üç ayetin kapanma konusunu fazla detaylandırmadan genel hatlarıyla bildirmesinin esas sebebi; 

Kadın nasıl giyinmesi gerektiğine toplumdaki rolu ve o belirli toplumun örf ve adetlerine göre ve zamana ayak uydurarak kendi karar verebilsin diyedir.

Peki ya Hicab kelimesi nerden çıktı öyleyse? 
Hicab Kuranda bu üç ayette geçmiyor bile, geçtiği yerler var, ama direk olarak  kadının örtüsü anlamında değil, ayırma, bariyer anlamında (perde gibi), mesela kul ile Allah arasındaki ayırım veya inananlar ve inanmayanlar arasındaki fark gibi veya erkeklerin eşleriyle konuşurken aralarındaki fiziksel perde gibi veya Hz Meryem, Hz İsayı doğururken aradaki örtü gibi. Hicap kelimesi kadının örtüsü olarak hiçbir yerde kullanılmamıştır.

Hicap kelimesinin gerçek anlamını düşünürsek  -ayırım, kenara itilmişlik- Müslüman kadınları da düşündüğümüzde aklımıza gelen kelimeler bunlar değil mi? Neden olmasın, Müslüman kadınlara dünyada nasıl davranıldığını görmüyor muyuz? Okula gitmek istese kafasından tabancayla vuruluyor, araba kullanmaya kalkarsa hapse atılıyor, eğer kendi ülkesindeki politik direnişlere katılırsa, toplumun içinde küçük düşürülüyor. Üstelik bunu yapanlar sehrin dışında saklanıp kimliklerini gizlemeye bile çalışmıyorlar, bazı adamlar kadını orta yerde, dünyanın gözü önünde aşağılayacak kadar rahat davranıyorlar ve aldırış bile etmiyorlar, dertleri daha çok uluslararası zeminde manşetlerde boy göstermek. Hatta video çekip you tube a koyup yaptıklarıyla övünüyorlar. Neden suçlarını saklama gereği duymuyorlar? Çünkü suç işlediklerini düşünmüyorlar. Suçu işleyen kadınlar, kafalarındaki bu komik fikirler yüzünden topluma bir katkıları olacağını düşünüyorlar, halbuki  saygıdeğer kadınlar evde otururlar, adeta görünmez olurlar, tıpkı Hz Resulullah zamanındaki saygıdeğer kadınlar gibi…   Peki bu gerçekten o dönemde öyle miydi?

1400 sene evvel Feminizmden bahsedilemezdi elbet. Fakat Hz Resulullahın ilk eşi bu dönemde CEO olarak kabul edilirdi, yani bir şirketin en üst düzey yöneticisiydi, başarılı bir tüccar, ithalat ihracat yapan bir şirketin yöneticisi. Hz Muhammedi işe aldığında onun güvenilirliğinden öyle etkilendi ki sonunda ona evlenme teklif etti. Bugün kaç kadın bir erkeğe evlenme teklif edecek kadar kendine güveniyor acaba? Bir diğer eşi savaşta devenin üstünde ön saflarda savaşırdı, yine o dönemde kayıtlar gösteriyor ki kadınlar İslamiyet yayılırken ön saflarda olmayı talep etmiş, hatta bir kadın general düşmanı ezip geçmiştir. Kadınların eşlerini seçmesi ve evlenme teklif etmeleri adetler arasındaydı, hatta işler yolunda gitmezse boşanmayı başlatabiliyordu, kadınlar Hz Resulullahın huzurunda onunla fikir alışverişinde bulunabiliyordu, örtülerinin arkasına gizlenmiş evde oturmuyorlardı. Aşırı gericiler bizi 600 sene geri götürmek istiyor, o dönemde kadının statüsüne bakarsak bu bizim adımıza bir gelişme.  

Önemli bir soru sormak lazım Eğer bugünkü anlayış Kurandan veya İslam tarihinden gelmiyorsa, peki kadınlar nasıl bu hale geldi/ getirildi, nasıl bu kadar toplumun dışına itildi ve temel insan haklarından bile mahrum bırakıdı? 
Zaman içerisinde bazı islam alimleri Kuranı yorumlarken bu üç ayetteki kelimelere kendilerinden tanımlamalar eklediler. Mesela Kuranda örtü dediği yerde parantez açıp başını, yüzünü, boynunu, kollarını bileklere kadar örten kumaş  ve eldiven dediler. Sanki islamiyetin çıktığı dönemde çölde çok eldiven vardi.  Bu sözde alimler şu sonuca vardı. Kadının tek bir rolü var. Bu rolü anlamak için o alimlerin fetvalarına bakmak yeterli. Size birkaç örnek vereyim.

Kadınlar evlenme çağına gelmeden sadece ilkokulu bitirebilirler. Bu da ne demek, kızlar 11, 12 yaşında evlenebilirler. Kadınlar kocalarına karşı fiziksel görevlerini yerine getirmeden dini görevlerini yerine getiremezler. Islam kadınların sütyen giymesini yasaklamıştır çünkü sütyen göğüsleri kaldırır ve kadını genç gösterir ki bu hesaplanmış bir aldatmadır. Benim kişisel favorim ise şu, bir kadın kocasının hasta vücudunun tamamini yalayarak temizlese bile yine de onun hakkını ödemiş sayılmaz.

Kadınların en makbulleri cahil olanlar, böylece gücü yok, evden çıkmıyor, adamın her ihtiyacını her an karşılamak icin hazır bekliyorlar.

Bunlar size Allahın emirleri gibi geliyor mu ya da bunlar rahatsız edici ve garip bir sekilde erotik mi geliyor? Tıptı en kötü fantezilerde olduğu gibi? Bu sözde islam alimleri ve onları destekleyen köktendinciler bunları kabul ederek İslamı gerçek anlamıyla arındırmış oluyor mu, İslamı gercek formuna uygun hale getirmeye hizmet ediyor mu?
Yoksa bu adamalar da tıpkı Hz Resulullah doneminde karanlıkta pusu kurup tıpkı avını bekleyen yırtıcı hayvanlar gibi  kadınlara saldırmayı mı bekliyorlar ?

Kaynak: Samina Ali, Müslüman Amerikalı yazar ve aktivist, TED konuşması, Nevada Universitesi

 

Ahmed F. Yüksel

 

https://twitter.com/sufafy

https://twitter.com/AhmedHulusi

http://www.ahmedhulusi.org/

https://twitter.com/beyzazapsu

 

 

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..