Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '12

 
Kategori
Güncel
 

Kur'an'ı yakan alevler içinde yanan gelecek

Kur'an'ı yakan alevler içinde yanan gelecek
 

bu fotoğraf, Amerikan askerlerin yaktığı Kur'an'a ait değil. Protesto sırasında, ateşe verdiğimiz mescidin içinden çıkan bir Kur'an nüshasıdrı.


KUR’AN’I YAKAN KİM, BEDELİNİ ÖDEYEN KİM

ABD'nin Afganistan’daki en büyük üssü olan Bagram’da, başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere bazı dini kitapların çöplerde yakıldığını tüm dünya öğrendi.

Bilmeyenler için, görgü tanıkların ifadelerine göre olayın özeti şöyle,

NATO bünyesinde görev yapan Amerikan bir subay ve askerleri, başkent Kabil’in kuzeyinde bulunan Bagram üssünde aralarında Kur’an-ı Kerim’in de bulunduğu bir kamyon dolu kitabı yakılmak üzere çöpe atıp ateşe vermiş. Olay sırasında hazır bulunan Afgan çalışanların tepkilerine subay kulak asmayıp, güle oynaya olay yerinden ayrılmış. Çalışanlar da kendi imkânlarıyla ateşe müdahale edip, kitapların bir kısmını kurtarmışlar. Kurtarılan kitapları da yanlarına alıp bu korkunç olayı, tüm detaylarıyla eş-dosta anlatınca olan olmuş. ‘Kur’an-ı Kerim’in Amerikan üssünde ne işi var?’, sorusuna gelince, söz konusu kitaplar, üsteki tutuklu bulunan mahkûmlar tarafından okunuyordu.

Böylesine vahim olayın yaşanması şüphesiz tüm Müslümanları üzmüştür. Geleneklerine ve dini sembollere son derece bağlı olan Afganistan toplumunda bu saygısızlık hiçbir şekilde affedilemez. Son iki günden beri, Afganistan’ın çeşitli illerinde çıkan isyanlarında bilanço çok ağır. Resmi kaynaklara göre en az 18 kişi öldü ve onlarca insan da yaralandı. Ölenlerin sayısının artmasından endişe ediliyor. 

NATO ve diğer üst düzey kaynakların açıklamalarında, olayın ‘kasıtlı’ olarak yapılmadığını vurgulanıyor. Fakat, geçmişteki benzer olayları incelediğimiz zaman, olayın hangi mantıkla gerçekleştirildiği yönde güçlü ipucular bulmak zor olmasa gerek.  ABD’nin Gözü dönmüş ‘ demokrasi ve özgürlük’ haydutların yakın tarihi, benzer olaylara tanıklık etmiştir. Medyaya yansıyan olayların birkaçını hatırlatmakta yarar var.  

 - 2005 yılında Irak’ın ‘Ebu Gurayp’ hapishanesinde, hamile bir kadın askerin elleriyle yapılan işkenceleri dünya unutmadı.

- 2009 yılında Guantanamo’da yine Kur’an-ı Kerim yakma olayını Newsweek dergisi dünyaya duyurulmuş. Müslüman dünyasını ayağa kaldıran bu olay yüzünden Amerikan yetkilileri özür dileyip,bir daha tekrarlanmaması için her türlü önlemin alınacağını söylediler.

- 2010 yılında, Afganistan’ın Kandahar ilinde bir grup asker, öldürdükleri köylülerin başparmaklarını kesip, ‘kahramanlık hatırası’ olarak kavanozlarda saklarken, fotoğrafları medyaya yansımış.

-  Son olarak 2011 de, yine Afganistan’ın güneybatısında, insan hakların tartışmasız savunusu olan Batının ‘şövalyeleri’, öldürdükleri 16 yaşındaki bir çocuğun cesedi üzerinde işerken görüntülendiler.

Kısacası,  aklıselime sahip olan hiçbir insan bahsettiğim olayların, rastlantı veya gelişi güzel bir şekilde yapılmış olduğunu düşünemez. Burada şu önemli hususa değinmekte fayda var. Yapılan tüm bu korkunç hataların, işgalci güçlerinin resmi ideolojisini yansıtmamaktadır.  Zira çıkarları uğuruna harcanan milyarlarca doları, üç beş yobazın yaptıklarına kurban etmek istemezler. ‘kasıt’ varsa, askerlerin kendi içlerinden kaynaklanıyor olabilir.  Genel olarak, Afganistan’da görev yapan NATO için ‘affedilemez bir hata’ olarak tarihteki yerini aldı.

Özür işe yaramaz

Her zaman savunduğum bir gerçek var. İster sivil olsun, ister asker, Elinde ateşli silahı olan hiçbir insan sağlıklı düşünemez. Çünkü elindeki silahın verdiği yanıltıcı güvenle her zaman şiddete yatkındır. Bu tip insanlar, düşünmek için, başlarındaki beyinleri yerine, ellerindeki silahın namlusunu ve omuzlarındaki rütbelerin verdiği ayrıcalıklarını kullanıyorlar. Gerçek şu ki, aklını omzunda ve belinde taşıyan bir subayın yediği haltlar yüzünden onlarca suçsuz insan hayatını kaybediyor.  Her zaman olduğu gibi, sözde ‘ demokrasi ve özgürlük’ haydutların pisliğinin temizleme işi diplomasiye düştü.  Kur’an-ı Kerimi yakma skandalından hemen sonra, başta ABD Başkanı Obama ve Afganistan’daki NATO genel komutanı Orgeneral John Allen olmak üzere, üst düzey yetkililer özür dilediler ve olayın suçlularının cezalandırılması için ellerinden geleni yapacaklarına söz verdiler. AyrıcaABD’nin Savunma Bakan Yardımcısı Ashton Carter, apar topar Kabil’e giderek Kuran yakma olayıyla ilgili olarak Afgan yetkililerden özür diledi. Fakat başından beri işgalci güçlere zaten tepkili olan Afganların bu öfkesini dindirecek hiçbir girişim, yapılan ayıbı ortadan kaldıramaz. Dahası, kültürel bakımından yüzyıllar boyunca genlerinde intikam alma duygusu işlemiş olan Afgan halkını, sıradan ‘pardon’ demeler durduramaz. Onlar, işgalcilere gücü yetmese de kendilerine zarar vermeyi iyi bilirler.

Son olarak, bana  bu satırları yazdıran bir başka önemli neden şudur.  Elbette ki bu olay yüzünden bir Müslüman olarak yüreğimiz sızladı. Buna karşı tepki göstermemiz de son derece doğal hakkımızdır. Fakat kaş yaparken göz çıkartmamamız gerekiyor. Şüphesiz bu utanç verici olay hiçbir şekilde Kur’an-ı Kerim’in manevi azametine ve saygınlığına zarar veremez. Durum böyleyken, öfkelerimize hâkim olamadan kendi insanımızın kanını dökmek hiç akılcı bir davranış değil. ABD’deki o sadist  rahibi hatırlayın. Geçen yıl Nisan ayında Florida eyaletinde küçük bir kilisenin rahibi olan Terry Jones’un  sadece bir nüsha Kur’an yakması sonucu bizim Müslüman dünyası ayağa kalktı.  Olay yerinden on binlerce kilometre uzaklıktaki  güzel ülkem Afganistan’da, Terry Jones  Kur’an yaktı diye gösteri yaptık. 20 kardeşimizin kanını döktük ve önümüze gelen her şeyi yıkıp döktük.           

Komşumuz Pakistan’daki gösterilerde, isyancılar önüne gelen her şeyi ateşe verdi. Yakılan bir bankanın arka tarafında bulunan küçük bir mescit ve içindeki onlarca Kur’an-ı Kerim ve dini kitaplar alev alev yandı. Ama kendi ellerimizle yaktığımız Kur’an-ı Kerim için gıkımızı çıkarmadık. Son sözüm. Hiçbir olay veya gelişme yüzünden insan kanı dökmeye değmez. Hatta  Kur’an-ı Kerim’in bir fiziki nüshası yakılmış bile olsa ….

Seyit CELAL

 
Toplam blog
: 16
: 1326
Kayıt tarihi
: 16.06.11
 
 

1986 da Afganistan’da doğdum. Mart 2008’den beri TRT’de gazeteci olarak çalışıyorum. ..