Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '10

 
Kategori
Siyaset
 

Kuraklıkta yağmur yağdıran ABD, deprem yaratacak silah geliştirmiş olabilir mi?

Kuraklıkta yağmur yağdıran ABD, deprem yaratacak silah geliştirmiş olabilir mi?
 

Küt kuyruğunu sallayarak zihinlerde dolaşan kuşku akrebidir.


Kuraklıkta yağmur yağdıran ABD, deprem yaratacak silah geliştirmiş olabilir mi?

KıvılcımHaber

Haiti 7 küsur şiddetinde bir depremle yerle bir oldu. Yüzbinlerce ölü, milyonlarca yıkıntı konut, milyarlarca zarar, ziyan; Haiti halkının alınteri, göz nuru heder olup gitti.

Şimdi dünyanın gözleri önünde, insanlığın vicdanını sızlatırcasına, onca yardım çabasına rağmen açlığın, yoksulluğun kol gezdiği ülkede, bir de kaos ortamı ortaya çıktı. Yağmalamaya kalkışan aç insanlar sokak ortasında infaz edilmekte, halk tarafından linç edilmekte, yakılmış ve yanan cesetler sokaklarda sürüklenmektedir.

Haiti’de insanlık da ayaklar altında, acıma, merhamet gibi insanı duygular depremle birlikte toprağa gömülmüştür. Biz işin bu kadar dramatik yanına değinmeyeceğiz. Zira yüreğimiz bunu kaldırmaz.

Bizim araştıracağımız konu, Venezüella Başkanı -ABD emperyalizminin darbeyle yıktığı ama halk ihtilaliyle tekrar geri dönen- Hugo Chavez’in, geçenlerde ortaya attığı ama medyada fazlaca yer tutmayan, devletleri, milletleri ve hakları da fazlaca enterese etmemiş olan bir iddiasıdır.

Chavez diyordu ki, “Haiti depremini, Amerika özel bir silahla gerçekleştirdi.”

Evet, ilk anda insana saçma değil saçmasapan, hatta delisaçması bir iddia gibi geliyor. Hele bazı kesimler için zındık bir iddia olmaktadır. Zira Tanrı’nın işine karışılmakta, ona şirk koşulmaktadır. Burası ayrı bir komedi tabii ki!

Ama bizim bildiklerimiz, bunun mümkün olduğunu gösteriyor. Yani Amerikan emperyalizminin geçmişte gerçekleştirdiği bazı teknolojik atılımları bilenler için böyle bir silahı ABD’nin geliştirmiş olabileceği sürpriz değildir.

Benim ilk gençliğimin kahramanları arasında, Amerikan emperyalizmine karşı şanlı Vietnam Savaşı’nın halk önderleri Ho Şi Min vardı, Vo Nguyen Giap vardı. Rahmetli babama devrimci çevreler “Giyap baba” derlerdi. Bunlar sadece Vietnam halkının değil, sadece Hindi Çini halklarının değil, bütün Ezilen Dünya milletlerinin Atatürk’ten sonra önde gelen efsane önderleriydi.

İşte kan emici Amerikan haydudu, savaş meydanında bileğini bükemediği Vietnam halkını dize getirebilmek için, öyle bir teknoloji geliştirdi ki, o zamana göre eşi benzeri görülmüş değildi.

Nasıl yapıyordu bunu?

Vietnam halkını aç bırakarak!

Tam hasat zamanı, Vietnam halkının ekin tarlalarının üzerindeki atmosferde parçalar halinde bulunan bulutlara gümüş iyodür ve buz parçacıkları ekmek üzere imal ettiği bombaları patlatıyor, ekin tarlalarını sellerle ve diğer su felaketleriyle mahvediyordu. Ama buna rağmen kahraman Vietnam halkı, Fransız emperyalizminden sonra Amerikan emperyalizminin de “kâğıttan bir kaplan olduğunu” ispatladı, bilindiği gibi. Ona tarihinde aldığı en büyük yenilgiyi tattırarak küçük bir milletin, eğer azmederse büyük bir milleti ve büyük bir kuvveti yenebileceğini ispatladı.

Aradan uzunca bir zaman geçti. 70’lerin içinde Amerikan haydudunun denediği ve Vietnam halkını açlıktan kırıp geçirdiği tufan ve seller konusu artık güncel hayatın bir parçası oldu. Ve en önemlisi o sıralarda medyada Vietnam’da bir zamanlar yağmayan yağmuru yağdırarak Vietnam tarlalarını sellerle mahveden ABD, aradan geçen bunca sene sonra kuraklığın da çaresine bakmıştır denmeye başlanmıştı. Zaman zaman kuraklık nedeniyle yağmur bombalarından bahsedilir oldu basında, hatırlayanlar varsa. Kuraklık yaratan bombalar icadedttiği bağlamında yayınları çok okuduk.

Ve bugün aynı tartışmalar insanlığın gündemine yavaş yavaş düşmeye başladı. 60’larda yağmur bombası…

70’lerde kuraklık bombası…

80’ler ve 90’lar boyunca, Chavez’in bahsettiği silahı niçin geliştirmemiş olsun Amerika?

Pekâlâ geliştirmiştir.

Bütün çabalarını dünya milletleri ve halkları üzerinde hegemonya kurmaya harcamıyor mu?

Ezilen Dünya’da, ayakta milli devlet koymamak için seferber etmiyor mu varını yoğunu?

90’ların sonunda Marmara depremi sonrasında da, buna benzer söylentiler çıkmıştı medyada. Askeri tesislerin yerle bir olduğu ve yüzlerce ölü ve yaralı bulunan Gölcük’te bir mağarada bazı Amerikalı elemanların deneyler yaptığı yazılıp çizilmedi mi? Bu ve benzeri durumlar araştırılmadı, yayınlanıp unutuldu.

Bugün insanlığın, teknolojinin vardığı mevcut aşamada birçok değeri bedava elde edebilecek seviyeye ulaşmış olduğu bilim insanları tarafından tartışılmaktadır. Örneğin insanlığın bugünkü teknolojik seviyesi, dünyanın nüvesine (çekirdeğine) sirayet ederek magmanın o bitip tükenmez sonsuz enerjisinden yararlanma, onu yeryüzüne çıkarma ve insanlığın hizmetine sunma aşamasındadır. İnsanlık böylece hiçbir para harcamadan o sonsuz kaynaktan gelecek enerjiyi kullanabilecektir; bedava aydınlanabilecek, bedava ısınabilecek, fabrikaları vs.yi bedava çalıştırabilecektir. Ama bu olanağa ne yazık ki, kapitalist-emperyalist düzen nedeniyle ulaşamamaktadır. Ayrıca kapitalist tekeller, enerji tekelleri bu bilgiyi gizli tutmaktadır.

İnsanlık bu tür kolektif hizmetlerin eşiğine de gelmiş durumdadır. Bunun aksini iddia edenler, Ozon tabakasını yamayacak bir tröst göstermek zorundadırlar. Ozon tabakası gibi insanlığın önüne dikilmiş duran ve ancak kolektif çabalarla çözümlenebilecek olan tehlike ve tehditler karşısında çözüm üretmek zorundadırlar. Ve çözümleri de yoktur.

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..