Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '06

 
Kategori
Trafik
 

Kuralsız mıyım?

Kuralsız mıyım?
 

Internetten alinti


Yaşamı kolaylaştırmak, stresi azaltmak, toplumsal asayişi sağlamak için - gündelik yasamimizda uygulanmasi gereken çeşitli kategorilere ayrılmış kurallar vardır. İnsanların güvencesi icindir trafik kurallari akici bir trafikte ilerlerken arac kullanmanin bir baska keyfi vardir.

Rüzgarda, fırtınada savrulan her hangi bir cisim gibidir kuralsiz yasam. Nereye savrulacağını bilememenin stresi içindedir insan. Kuralsızlık zihinsel yorgunluğu artırır. Trafik kurallari öğrenilir ve  rutinleşir, uygulamak icin düsünmezsiniz. Aynen aracinizla giderken ani fren yapmaniz gerektiginde, ayaginizin fren pedalina bir refleks hareketiyle gitmesi gibidir. Kafaniz daha dinctir. 

 

Benim 18 yaşında bir oğlum var. Geç yattığı için her sabah uyanmakta zorlanır. Akşam erken gelmesini, erken yatmasını söylediğimde; " tamam anne sen merak etme ben uyanırım" der. Sabah olur, kurduğu saat gün boyu çalsa duymaz. Oysa akşam erken yatsa ve içindeki saati kurmak için kurallar koysa kendine; stressiz ve rahat uyanacaktır.

İnsan neden yasalara-kurallara uymakta direnir, uyum sağlamakta zorlanır diye düşünmeye başladım.

Disiplin ve kurallar yaşamımiza denge ve rahatlık getirdiğini düsünürüz ama  umursamayiz.

Burada okul öncesi kreşlerde, çocuk bahçelerinde teorik ve uygulamalı trafik eğitimi veriliyor. Üç yaşındaki bir çocuk bile öğreniyor ve uyguluyor. Oğlum üç yaşlarındaydı. Yayalar için geçerli trafik kurallarını birlikte uygulamali öğretmek annenin ve babanin da görevidir. Bunun bilincinde olduğum için ben de öğretmiştim ogluma.

Yıllar önce evimizin yakınlarında pek işlek olmayan bir yoldan karşıya geçmek için üç yaşındaki oğlumla, yeşil ışığın yanmasını bekliyorduk. Hiçbir vasıta ve insan yoktu görünürde . Arkamızdan gelerek, yanımızdan hızla kırmızı ışıkta karşıya geçen birini gördüğümüzde oğlum sordu; „ anne o geçiyor biz niye bekliyoruz? “. Doğal olarak oğlum çelişkiye düştü. Annesinin ona öğrettiği mi doğruydu, yoksa kırmızı ışıkta geçen insanmı doğru yapıyordu diye. Tabi al yeni baştan, tekrar ona neden kırmızıda durulmasinin gerekli olduğunu ve o kişinin neden kırmızda geçtiğini bir kez daha olay yerinde anlatmaya çalıştım.

 

 

Geçen gün aldığım bir ikazı paylaşayım sizinle.

Trafik lambasında bekliyorum. Park yerlerinden çıkan vasıtalar birkac adim sonra kendilerini trafik lambasinin önünde buluyorlar. Mesafe kisa oldugu icin yürüyüş temposunda ilerlemek zorundalar. Onlar benim solumdalar. Karşıya geçmek istedigimde de solumda hiç araba yoktu. Benim yanımda bekleyen yaya da yoktu. Acelem vardı ve geçtim.

Gecerken karsida orta göbekte bekleyen yasli bir bayanla karsilastim. Başı yarı öne eğik vaziyette ben gecerken  bana mirildandi. Çünkü o  beklerken ben gecmistim. Yaslilar bu konularda titizdirler. Dolayisiyla ikaz edilecegimi de zaten düşünmüştüm. Doğru değildi yaptığım. Böyle bir durum her iki taraf icinde utanç verici oluyor.

Ya o insan aptal olmalıydi bekledigi için, yada ben ona ve kurallara saygısız olduğumu göstermelik sergilemiş oluyordum. Kural kuraldır. Kişisel içerikli nedenlerle ona acelem vardi gectim diyerek kendimi savunmaya kalkarsan kendimi daha da kücük düsürmüs olurdum. Herkes benim gibi acelem var deyip kirmizida gecse kurallar islemez ve bugün o yollardan güvence içinde rahat geçmek mümkün olamazdı.

Onun yaninda göbekte beklerken karsimda yine kirmizi isik yaniyordu. Orada bekleyen insanlarin gözünde ikinci kez küçük düşmemek  ve kendi güvencem icin bekledim cünkü bu gecitten üc yönden gelen araclar geciyordu.  Kurallar ihlal edilince  ücüncü sinif insan kategorisine dahil ediliyorsun otomatikman. Birde yabanciysan: "iste yabanci n'olacak!..." diye asagilanarak ikinci bir damgayi da almak mümkün.

 

Çevremde ve yanımda küçük çocuk/cocuklar oldugunda isim ne kadar acelem olursa olsun kırmızı isikta geçmem, kötü örnek olmamak için beklerim. Aslında kurallara riayet ederim. Bakmayın bu anlattığım küçük bir istisnadır. İstisnalar kaideyi bozmaz.

Trafiğin sakinleştiği bomboş bir kavşakta yapayalnız beklemek bazen insana aptalca gelsede, kurallara uymak prensip haline getirilince  zor gelmiyor.

Bu ülkede kurallara uymak rutinlesmistir. Suçlu duruma düsünce yasal uygulamalarla uğraşmak ayrıca stres yaratıyor. Cünkü hatir gönül yok- mazeret öne sürmek, ikna etmeye calismak aptallik ve mantiksizlik.

Cok eski yillarda yaya gecitlerinde lamba oldugu halde polislere rastlanirdi. Polis olunca kacamak yapilmiyor haliyle. Aksi halde ya ikaz ya da para cezası uygulaniyordu. Bizlerde sonuçta yararlarını kavradık ve rahatiligina alistik.

 

Yine yillar önce yasanmis kücük bir olayi anlatayim:

Trafik lambalarinda cok yasli bir bayan karsiya gecmek icin  yesil isik yansin diye dügmeye basmis. O sirada tesadüfen isik yesil yanmis ve gecmis. Ve tekrar kapatmak icin dügmeye bastigini gören polis sormus;

"neden tekrar dügmeye bastiniz?" diye. Oda, " isigi kapattim" diye yanit vermis. Oysa otomatik sönüyor lamba. Bu anlattigim olayin 35-40 yilik gecmisi var. Yeni kurallara alisincaya dek bu gibi olaylari yasamak normaldi o yillarda.

Sevgiler-saygilar

Mine

03.11.2006

Güzel Insan gel etme eyleme
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=12210

 
Toplam blog
: 139
: 4264
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

Yurt dışında yaşıyorum. Spor, yürüyüş vb. bedensel aktiviteleri düzenli uyguluyor - vegan tarzı besl..