Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '15

 
Kategori
İnançlar
 

Kuran'a yaklaşım sorunları Analizi. Yaklaşım sorunu Terör üretir mi?

Kuran'a yaklaşım sorunları Analizi. Yaklaşım sorunu Terör üretir mi?
 

1- "Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah bağışlayan, esirgeyendir." Tevbe Suresi 5. Ayet ( Diyanet Vakfı Meali ).

2- "Erkek olsun, kadın olsun, hırsızlık edenlerin, elde ettiklerine karşılık, Allah tarafından ibret verici bir ceza olarak kesin ellerini ve Allah, üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir." Maide 38.

3- "Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun."Nur Suresi 2. Ayet.

4- "Sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür." Nisa 34

Kuran'dan en hassas ayetleri paylaştım ve bu ayetleri gören bir çok kişi hem şaşırır hemde İslamdan soğuyabilir. Çünkü ilk ayette Müşriklerin bulundukları yerde öldürülmesini, ikinci ayette hırsızın elinin kesilmesini, üçüncü ayette zina edenlere kırbaç vurulmasını, dördüncü ayette ise asi kadınların dövülmesini emrediyor görüntüsü içinde.

Başka bir kişi yahu inandığımız kitap bu mu? Bu kitabın adalet neresinde? Dediğini duyar gibiyim....

Bu ayetleri okuyan diğer başka bir kişinin "İyi ki Atatürk gelmiş ve toplumumuzu bu tip çağ dışı ceza ve saçmalıklardan kurtarmış" dediğini hissediyorum....

Kabe'nin Hayat Şifreleri adlı 2012 yılında çıkan kitabımla edebiyat dünyasına bir bazı kelimeler kazandırdım "Düşünsel Tavaf", "Vicdani Tavaf". Evet biz müslümanlar düşünsel ve vicdani tavaf yapacak durumda olmadığımız için bu ayetleri okuduğumuzda parçayı bütünün kendisi sanma yanılgısı içine düşmekteyiz.

Kuran'a yaklaşım sorunumuz var. 

Kurandan nasibini almamış Geleneksellere karşı Kuran edebiyatı yapan akademisyenlerin çok azı Kuran'a yaklaşım tarzımızın yanlışlığını ortaya koymakta.

Kuran kitap olarak en fazla iki şeye önem verir. Ahlak ve Adalet.

Bu haliyle biri çıkıp şunu der. "Yahu madem öyle yukardaki ayetler ne öyle? Adalet ve ahlak bununla mı sağlanacak?"

Durduğu ve baktığı yerden böyle görünmekte gerçekten....

Oysa düşünsel Tavaf yaptığımızda 360 dereceden Kuran'a baktığımızda bakın neler çıkmakta. (Yukardaki ayetlere binaen)

1- Yukardaki ayet Medine Ayetlerindendir. Bir savaş hali başlamış barış bozulmuş durumdadır. Burada dikkat edilmesi gereken şudur, barışı bozan taraf asla Müslümanlar değildir. Ortada bir savaş durumu söz konusudur ve bu ayeti alıp da Marmaris'te ABD'li ya da Israil'li bir Turistin kafasına savaş durumundayız bunların öldürülmesi lazım diyemeyiz. Ülkemize gelen bir turist Misafir konumundadır ve misafire asla zulm edilemez. Canı malı emanettir.

2- Eğer fakir biri hırsızlık yaparsa onun elinin kesilemeyeceğini Kuran'ın bütününden çıkan adalet ilkesinden bilmekteyiz. Halife Hz Ömer döneminde yoksulların ellerinin kesilmediğini bilmekteyiz. Diğer yandan el kesme vb cezalar eskien de uygulanan cezalar ve Kuran şahit sayısını arttırarak garez ve iftira ile bu cezanın uygulanmasını engellemiş ve toplumun alışık olduğu cezaların hükmünü de ince bir deha ile kaldırmıştır. Burada görülmesi gereken husus Kuran eskiden uygulanmakta olan cezaları hafifleştirmiştir. Bunu şahit sayısındaki artıştan anlamaktayız.

3- Zina eden erkek ve kadına da ceza uygulanabilmesi için oldukça fazla şahit  gerekmekte ve bizzat şahitlerin olayı görmüş olması gerekmektedir. Pratikte uygulanabilirliği oldukça güçleştirilen bu ceza eskiden taşlanarak öldürme şeklindeydi. Kuran cezayı hem sopa'ya indirgeyerek hafifletmiş hem de şahit sayısını arttırmıştır. Ceza o toplum için yine caydırıcı olarak kalmış ancak uygulanabilirliği şahit saysının arttırılması ile ortadan kalkmış görünmektedir. Diğer yandan zina yaygınlaştıkça toplumun piçleşmesi başlar. Babalar kendilerine ait olmayan çocuklara emek verirler ve onu büyütürler. Babasının farklı biri olduğunu anlayan çocuklar veya evladının kendisine ait olmadığını gören babaların yaşayacakları travma "Yaşarken Ölmek gibidir". Burada ki hayat ve emek hırsızlığının önüne geçilmesi gerekmekteydi. Bu da şahidi bol, uygulanabilirliği imkansız caydırıcı bir ceza ile mümkündü....

4- İlkel Arap toplumu kadını hor gören ve bu yüzden daha doğmadan kız çocuğu doğduğunda kızgın çöl kumlarına gömen vahşi bir toplumdu. Bu toplum kadını eşek sudan gelene kadar döven ona değer vermeyen yapıdaydı. Bu toplumun ıslahı ancak algoritmik bir süreç içinde olabilirdi. "Kadını dövün" ayetinin öncesi ve sonrasına baktığımızda kadının erkeğini aldatma asiliği göstermesiyle alakalı. İlkel arapların medeniyetten uzak cami'ye bile küçük abdest bozan, idraktan yoksun kaba saba adamlar olduğunu düşündüğümüzde bu cezanın hafifletilmesi bile onların ayarlarını bozmuş yerine yeni bir ayar getirmiştir. Unutmayalım ki bir toplumun değişme ve dönüşme süresi çok kolay değil ve süreç çok ama çok uzundur. 

İçki ve faizin çok uzun bir zaman içinde yasaklandığını düşünecek olursak toplumun alışkanlıklarının değiştirilmesi kolay olmamaktadır.

Özetle Kurana Yaklaşım Nasıl Olmalı diye Sorarsak;

1- Kuran Mekke ve Medine ayetleri olarak iki bölümden oluşan karaktere sahiptir. Mekke ayetleri kişiyi, Medine ayetleri toplumu reforme etti.

2- Kurana yaklaşım tamamen dört ilke üzerinden olmalıdır. Ahlak, Vicdan, Adalet ve Sorumluluk. Bu ilkelere uyduğu sürece Kuran içinde bulunmayan her kanun rahatça islamidir denilebilir. ( Kanıt: Hz Muhammed İslam öncesinde imzaladığı haksızdan haklının hakkını alıp haklıya vermek olarak özetlenebilecek "Hılful Fudul" adlı antlaşma bugün olsa imzalardım derken bu içtihadı kolayca yapabiliriz).

3- Kuran 23 yılda inmiş bir kitaptır. Kuran'ın şimdiye kadar pek söylenmemiş bir özelliği vardır. Bu kitap bir SÜREÇ kitabıdır. Sırat'ı cadde (Ana Bulvar) olarak düşünürsek bu bulvarda yol kenarında bulunan medeni işaretler YOLDA nasıl davranılmasını göstermektedir. Patikadan eşekler gider. Caddeden Medeniler gidir. Basit bir bilgisayar oyununda bile LEVEL'llar varken Kuran'ı anlama çabasında ve yaşama çabasında olan biri yad a topluma 114. LEVEL'dan kimse başlatma hakkına sahip değil. Hiç kimsenin 23 yılda inmiş bir kitabı daha yeni Müslüman olmuş birine ya da bir topluma al bunun tamamını uygulama deme hakkı yoktur. Bu adil ve vicdani asla değildir. IŞİD ve diğer terörist örgütlerin asla anlamadığı ve asla anlayamayacağı durum budur.

Saygılarımla 

Ayhan Özcimbit

 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..