Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kuran’dan yanıbaşımızdaki muhteşem mucizeler

Kuran’dan yanıbaşımızdaki muhteşem mucizeler
 

Sivrisinekler bizi işte böyle görüyor


Geçenlerde bir tanıdığım hayatında ilk olarak Kuran okumuş ve çok şaşırmış. Kuran’ın hep bir kurallar kitabı olduğunu zannedermiş. Bu kişi 32 yaşında. Nüfus cüzdanında “Müslüman” yazan, (arada sırada olsa bile) oruç tutan, cenazede başını kapatan bir kişinin 32 yaşına kadar kendi kitabını hiç okumamış olması ne kadar ilginç (aslinda kötü) değil mi? Bu şekilde olunca insanların iki uçtan birine kayması ne kadar kolay oluyor değil mi? Yani ya kendisini bağnazlar tarafından anlatılan hurafeleri dinliyor ve korkup dinlizliğe gidiyor, ya bunlara inaniyor ve Kuran’la alakası olmayan, hatta Kuran’a tam ters bağnaz bir inanışa kayıyor.  Peki Kuran’ı okusa ne bulacak, sevgi, şefkat, kardeşlik, dostluk, barış, adalet, eşitlik ve yanıbaşımızdaki mucizeleri. Biraz düşünmek yeter.

Sivrisinek

Hani şu yazın insanı sinir eden, pata küte öldürdüğümüz. Çıkardığı zırıltı ile kulağımızın içine kadar giren, bir türlü arkasını kesemediğimiz.

Sivrisineklerle ilgili olarak genelde bilinen, onların kan emici yaratıklar oldukları ve kanla beslendikleridir. Oysa bu tam olarak doğru bir bilgi değildir. Çünkü sivrisineklerin tamamı değil sadece dişileri kan emer. Hem dişilerin hem de erkeklerin besinleri çiçek özleridir. Dişilerin, erkeklerden farklı olarak kan emmelerinin tek nedeni, taşıdıkları yumurtaların olgunlaşmak için kanda bulunan proteinlere ihtiyaç duymalarıdır. Yani dişi sivrisinek sadece türünün devamını sağlamak için kan emer.
 

Allah Kuran’da 2 ayette sivrisineklere dikkat çekiyor:

Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de.   (HAC SURESİ / 73 )

Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise, "Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz.BAKARA SURESİ / 26 )

Buradaki önemli nokta, Allah'ın ayette "dişi sivrisineklere" dikkat çekiyor olmasıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi kan emen ve erkeğe göre daha üstün özelliklere sahip olanlar, sadece dişi sivrisineklerdir. Kuran'ın indirildiği dönemde bu önemli ayrıntının bilinmiyor olmasına rağmen, Allah'ın ayette özellikle "dişi" sivrisineğe dikkat çekmesi tam bir mucizedir.

Yazın yorganın dışında kalan en ufak noktamız neresi ise hemen gelir orayı sokarlar. Çünkü sivrisinekler, son derece hassas ısı algılayıcılarına sahiptirler. Etraflarındaki varlıkları, yandaki resimdeki gibi sıcaklıklarına göre renk renk algılarlar. Bu algılama ışığa bağımlı olmadığı için, karanlık bir odada bile kan damarlarını rahatlıkla bulurlar. Sivrisineğin ısı algılayıcıları, 1/1000 derecelik sıcaklık değişmelerini bile fark edecek hassasiyettedir.

Son bir özellik daha

"Kan emme" tekniği ; akıllara durgunluk verecek kadar detaylı yapıların birlikte işlemesiyle oluşan kompleks bir sisteme bağlıdır.

Hedef üzerine konan sivrisinek, hortumundaki dudakçıklar aracılığıyla önce bir nokta seçer. Sivrisineğin bir şırıngaya benzeyen iğnesi özel bir kılıfla korunmuştur. Kan emme işlemi sırasında işte bu kılıf iğneden sıyrılır. Deri, sanıldığı gibi iğnenin basınçla deriye batırılması yöntemiyle delinmez. Buradaki asıl görev, bıçak keskinliğindeki üst çene ve üzerinde geriye doğru eğimli dişlerin bulunduğu alt çeneye düşmektedir. Alt çene testere gibi ileri-geri hareket eder ve deri üst çenenin yardımıyla adeta kesilir. Açılan yarıktan içeri sokulan iğne kan damarına ulaşınca delme işlemine son verilir. Sivrisinek artık kan emmeye başlayacaktır.

Ancak bilindiği gibi insan vücudu, damarlardaki en ufak bir zedelenme karşısında kanı anında pıhtılaştırarak, o bölgedeki kan akışını durduran bir enzime sahiptir. Aslında bu enzimin sivrisinek için büyük bir problem oluşturması gerekmektedir. Çünkü sineğin açtığı deliğe de vücut anında tepki gösterecek, o noktadaki kan hemen pıhtılaşmaya başlayacak ve yara onarılacaktır. Tabii ki bu da sivrisineğin hiç kan emememesi demektir.

Ama sivrisinek için bu sorun tamamen ortadan kaldırılmıştır. Sivrisinek kan emmeye başlamadan önce, vücudunda salgıladığı özel bir sıvıyı soktuğu canlının damarında açtığı deliğin içine bırakmaktadır. Bu sıvı, kandaki pıhtılaşmayı sağlayan enzimi etkisiz hale getirir. Böylece, pıhtılaşma sorunu olmadan, sivrisinek besinine ulaşabilir. Sivrisineğin soktuğu yerde oluşan kaşıntı ve şişmeye neden olan da işte bu pıhtılaşmayı engelleyici sıvıdır.
Şimdi
1)Sivrisinek, insan vücudunda bu tür bir pıhtılaştırıcı enzim olduğunu nereden bilmektedir?
2) Bu enzime karşı kendi vücudunda bir salgı geliştirmesi için, enzimin içeriğini (kimyasını) bilmek zorundadır. Bu nasıl olabilir?
3) Böyle bir bilgiye ulaşsa(!) bile, nasıl olup da kendi vücudunda böyle bir salgı üretip, bunu iğnesine aktaracak "teknik donanım"ı oluşturabilir?

Aslında bütün bu soruların cevabı basittir: Sivrisinek bunların hiçbirini başaramaz. Ne bunun için gerekli akla, ne kimya bilgisine, ne de salgıyı üretecek "laboratuvar" donanımına sahiptir. Bahsettiğimiz varlık, bir kaç milimetre büyüklüğünde akılsız ve bilinçsiz bir sinektir, o kadar!...

Onu böyle inanılmaz, olağanüstü ve hayranlık verici bir sisteme sahip kılan ise, insanı da sivrisineği de yaratan, "göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbi olan" Allah'tır.

Not: Ne evrim vardır, ne de (haşa estağfurullah) Kuran Peygamberimizin sözüdür.  

 
Toplam blog
: 17
: 3951
Kayıt tarihi
: 12.11.13
 
 

1980 Istanbul doğumluyum. Boğaziçi Universitesi Psikoloji mezunuyum İnsan düşününce insan..