Kuran-ı Kerim ve AKP...

Merhaba değerli okurlar,

Yıllar önce İzmir'e yapacağım bir seyahat sırasında, Polatlı yolu üzerinde çok hoşuma giden şey görmüştüm.Yolun kenarına dikilmiş bir tabela.

Yolun her tarafında tabelaya rastlamak mümkün olduğundan, ilk aşamada bunda ne var diyebilirsiniz.Haklısınız da, çünkü yollarda onlarca tabelayı görebilirsiniz, ancak yazıma konu olan tabelanın ayrıcalığı, üzerindeki yazı idi.

Evet o tabelada büyük harflerle ve uzaklardan okunabilecek irilikte " WE WANT TO BE A CITY " yani, ingilizce bilmiyenlerin anlıyabilmesi açısından tercüme etmek gerekirse, " İL OLMAK İSTİYORUZ " denmişdi.

Tabelanın en altına ise, oldukça küçük harflerle " Bugüne kadar Türkçe söyledik olmadı..."

Türk insanının espri gücü hakikaten çok yüksek...

Bu güzel söyleyişleriyle Türk insanı, yalan söyleyen, söz verip de yerine getirmeyen o dönemin, ( gerçi bu dönemin siyasetçilerinin de onlardan farkı yok ya ) siyasetçilerine " anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az.." misali, çok tatlı bir ince gönderme yapmışlardı.

Ben de, bugünden başlamak üzere, özellikle, halk üzerinde, inancı tam olduğu kanaati bulunan Sayın Başbakanımız, Sayın Maliye Bakanımız, Sayın Ulaştırma Bakanımız ve diğer inançlı AKP'li siyasetçilerimize, onların ve halkımızın anlayabilecekleri lisanla bazı konuları, onların yapmaları gerekirken, neleri yapmadıklarını, yaptıklarının ise, kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'de, nasıl yer bulduğunu belirterek, takdiri ve değerlendirmeyi gerek siz halkımıza ve gerekse de icraattta bulunanların, bir kez daha aynaya bakarak, kendilerini görmelerine imkan sunmak amacıyla dile getirmek istiyorum...

Bakın değerli okurlar,

286 ayet'ten oluşan ve Medine'de indiği yazılan BAKARA SURESİ'nde deniyor ki;

Tefeciler, mahşerde Şeytanın çarptığı gibi kalkarlar.Bu onların, "Alış veriş, faiz almak demektir." demelerindendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi haram kıldı. Kim faizciliğe dönerse, onun yeri cehennemdir, orada sonsuz kalır.Allah haramla günah işleyeni sevmez.

Ey inananlar, Allah'tan sakının, almadığınız faizleri hemen bırakın.Bunu böyle yapmazsanız bilin ki, Allah ve Peygamberi ile savaşa giriştiniz demektir. Allah, Sizi yaptıklarınızla bırakmaz.

Evet sevgili okurlar,

Kutsal kitabımızda faiz ve tefecilik bu şekilde yer alıyor. Bugün ise Ülkemizde elini ya da kolunu faize kaptırmamış kaç vatandaşımız var ki? Elini ya da kolunu adı ister tefeci olsun, isterse de Banka olsun, buralara kaptıranlar, sanılmasın ki keyif için kaptırmışlardır. Geçinemedikleri için, Devlet olanaklarından yeterince yararlanamadıkları için kaptırmışlardır.

Halkın geçinemediği için kredi kartı ve tüketici kredisi ile, büyük bir borç ve faize bulaşmasının bedelini bu dünyada bulaşanlar çekiyorda, bu insanları bu işe bulaştıranların sorumluluğu ise, her halde öbür tarafta onlardan sorulacaktır.

İnanan dini bütün AKP'li siyasetçilerimiz, HALKIN YANI SIRA, DEVLETİMİZİ DE, ŞU SON 6-7 YILDA İZLEDİĞİ POLİTİKALARLA, DEVLETİN BORCUNU, 200 MİLYAR DOLARLARDAN FAİZLE BULDUKLARI 400-450 MİLYAR DOLARLARA ÇIKARTARAK, BURADA ÖZELLİKLE DİKKATİNİZE SUNMAK İSTİYORUM, KENDİLERİNİ VE OĞULLARINI DEĞİL AMA, HEM DEVLETİ VE HEM DE VATANDAŞI FAİZE KAPTIRMIŞLARDIR.

Bu uygulamaların sonucunda da, durumundan şikayetçi olan çiftçimize "Ananı al da git", dağa çıkana ise, ananın yanına gel " diyebilen Başbakanımıza, bir yurttaş olarak,

Ülke yönetimine geldikleri şu son 6-7 yılda Ülkemizin yer altı ve yer üstü zenginliklerini kullanarak 200 milyar dolarlık borcu aşağı çekmek yerine, niçin büyümek adına faizle alınan paralarla ülke ve insanını, %100'ün üzerinde borçlandırdıklarını, sormak istiyorum.

Bu borçlanılan ve bunların dışında özelleştirmeden elde edilen ve de diğer gelirlerden elde edilen paraların halka yansıması %2'lik %3'lük zam mı olmalıydı?

Büyüyen kimdi?

Fert başına düşmesi hedeflenen 10.000 dolar, eşit olarak mı halka yansıyacaktı, yoksa, birileri milyon ve milyar dolarları kaparken diğerleri işsizlikten, aşsızlıktan sürünmeye devam mı edecekti.

Evet, değerli okurlar, AKP iktidarında, Ülkemiz insanı hükümetin %2-lik %3'lük zamları, Belediyelerin makarna, bulgur, kömür yardımlarıyla hayatta kalma çabasını verirken, AKP'ye yakın olanlar ise, maalesef ki, halkın sırtına bindirilen faizli borcun kaymağını yemektedir...

Siyasetle uğraşmanın bir bedeli vardır.

Siz siyasetçiler, yaptıklarınızla ve yapmanız gerekirken yapmadıklarınızla, milyonların vebalini üstlendiniz.

Bugün tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenler, yedirenler, elbet bunun hesabını ama bu dünyada, ama öte yanda mutlaka bir gün vereceklerdir.

Görsel olarak, sakal bırakmakla, tespih çekmekle bu işlerin hesabı görülmüş olmayacaktır.

İşte bizim inançlı AKP'li politikacılarımızın, inançları ve icraatları...Örtüşüp örtüşmediği konusundaki takdir Halkındır.
Öbür tarafa biz karışamayız...