- Kategori
- Siyaset
Kuran kursları: Siyasi islamın beyin yıkama merkezleri
Kuran kursunda türbanlı kızlar
Henüz eleştirel düşünce yeteneği gelişmemiş masal çağındaki küçük çocukları adına "Kuran Kursu" denen toplu beyin yıkama merkezlerine teslim etmek hem insan haklarına, hem İslam’ın özüne, hem de laikliğe aykırıdır.
Bu kurslardan çıkan kafa bellidir: Tarikat reislerine kayıtsız şartsız inanan ve itaat eden, Atatürk’ü deccal, laikliği dinsizlik bilen, eleştirel akıl ve bilim düşmanı siyasi İslam mücahitleri... ideal AKP seçmeni!
Bu Kuran kurslarında küçük beyinlere ne şırıngalandığını AKP sanki biliyor mu ki bütün kaçak kursların denetimini ve cezalarını sıfıra indirdi? Nakşisi var, Süleymancısı var, Fethullahçısı var... AKP, tarikati ne olursa olsun gönül rahatlığıyla kaçak kurslara göz yumabiliyor, çünkü bir şeyden emin: Bütün Kuran kurslarında aynı tip, Arapça sure okumaya dayalı, ezberci ve tek doğrucu, sorgusuz eleştirisiz, dogmatik din eğitimi veriliyor.
İslam’ı ve Kuran’ı gerçekten anlamaya yönelik mitolojiye, toplum tarihine, dinlerin evrimine, çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere geçişe, din bilim çatışmasına, felsefe ve bilim tarihine, ayetlerin Türkçe açıklanmasına ve sorgulamaya dayalı bir Kuran kursu açın, hele bir açın, AKP kafası değil bu kursu kapatmak, başınıza yıkmak için elinden geleni yapacaktır.
Dogmatik ve ezberci Kuran kursu İslam’ın özüne de aykırıdır, çünkü tek tanrılı batı dinleri arasında akıl ve mantığa en çok değer vereni İslam’dır. Hz Muhammed "bilim Çin’de olsa gidip öğrenin" diyerek aynı Atatürk gibi bilime ne kadar değer verdiğini göstermişti. Bu nedenle İslam ilk dönemlerinde bilim ve felsefede o kadar ileri gitmiş, Farabileri, İbn’i Sina’ları yetiştirmişti. İslam’da akıl ve mantıktan uzaklaşarak ideolojik Arap emperyalizmiyle beslenen dogmatizm (tek doğruculuk) ve yobazlığa yönelme sonradan Emevi döneminde ortaya çıktı.
Ezberciliği ve tek doğruculuğu savunanların başında zamanın etkin din filozoflarından Gazali (1059-1111) geliyordu. Gazali "dini halka akıl ve mantık yoluyla öğretmeye kalkmayacaksın. Halka sadece neye inanması gerektiğini, hangi sözleri kaç kere tekrarlayacağını, namazda kaç kere yatıp kalkacağını söyleyeceksin. Sorgusuz sualsiz! Dinde akıl değil iman aranmalıdır" diyordu.
İşte Kuran kurslarının ve AKP’nin din anlayışı Gazali’nin ezberci dogmatik din anlayışıdır. Bu anlayışta halkın beyinsizliğine ve cehaletine korkunç bir güven, korkunç bir küçümseme vardır.
Gazali aptal mıydı? Hayır, tam tersi. Fakat onun için öncelikli olan İslam’ın akılcı ve aydınlatıcı yönü değil, dogmatik ve birleştirici yönüydü. Dogmalar tartışmaya açıldığında değişik yorumlar ve mezhepler ortaya çıkıyor, bu da İslam topluluğunun (ümmet) parçalanmasına yol açıyordu. Bu parçalanma da Arap emperyalizminin hiç işine gelmiyordu.
AKP’nin otoriter bir rejimle yönetilen "ümmet" ideali, aslında dogmatizme ve küçük yaştan beyin yıkamaya dayalı büyük bir toplum mühendisliği projesidir.
Kuran kurslarıyla küçük yaştan beyin yıkama laikliğe ve demokrasiye aykırıdır çünkü demokrasiler aklı hür, vicdanı hür vatandaşlar gerektirir. Ayrıca bu kurslarla çocukların kendi inancını kendi seçme özgürlüğü de ayaklar altına alınıyor.
Bırakın çocuk önce bir bilimi ve eleştirel düşünmeyi öğrensin. Oynasın, spor yapsın, sanatla uğraşsın, çok yönlü yetişsin. Bu arada mitolojiyi, felsefeyi, dinler tarihini öğrensin, genel kültürü artsın. Sonra 15-16 yaşına doğru kendi dinini, ideolojisini, politik görüşlerini özgür aklı ve iradesiyle kendisi seçsin.
6 yaşındaki bir çocuğun dininin ne olacağına tepeden inme karar vermek ve bu doğrultuda beynini yıkamak sadece inanç özgürlüğüne değil, insan haklarına da aykırıdır. Çünkü çocuğun beynine türlü korkular ve dogmalar aşılayarak onu eleştirel düşünce özürlü biyolojik bir robota çeviriyorsunuz.
Doğar doğmaz bir çocuğun nüfus cüzdanının din hanesine "İslam" yazmak inanç özgürlüğüne tamamen terstir. Laik bir ülkenin standart resmi bir dini olmaz. Hem nüfus cüzdanında din hanesinin ne işi var? Hani din bireyle Allah arasında bir şeydi? Sana ne benim dinimden? İstersem budist olurum, istersem müslüman, istersem de ateist. İstersem yarın dinimi değiştiririm. İstersem de birkaç dinden uygun bulduğum fikirleri alır, kendi kişisel dinimi kendim oluştururum. Dinim ne olursa olsun ben bir Türküm, yani Türkiye vatandaşıyım.
Çevrenizde kapitalizm, komunizm veya liberalizm kursları açılsa ve küçük çocukların beyinleri her kursun kendi ideolojisi yönünde yıkansa ne düşünürsünüz? Veya çocukların doğar doğmaz nüfus kütüklerinin "politik görüş" hanesine anna-babanın görüşleri doğrultusunda "sağcı, solcu, sosyal demokrat, siyasi islamcı" yazılsa? 6 yaşındaki çocukları sadece müslüman veya musevi değil, sağcı solcu veya demokrat diye damgalasak? Saçma değil mi?
Mustafa Tümener, Ağustos 2008