Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Kurban'a eziyet bayramı mı?

Kurban'a eziyet bayramı mı?
 

Bir kurban bayramını daha geride bıraktık. Dini vecibelerini yerine getirmek ve sevap işlemek amacıyla yapılan kurban kesiminde, bazı yerlerde kurbanlıklara uygulanan eziyetler yediden yetmişe herkesi rahatsız edecek nitelikteydi. Kimi yakalayamadığı boğanın ayaklarını keserek cezalandırdı, kimi savaşırcasına kanını akıttı kurbanın, kimisi de kaçan hayvanın boynuz darbeleriyle yaralandı. Bütün geçmiş bayramlardaki yaşanmışlıklara ve yasal uyarılara rağmen, yine eski alışkanlıklar ön plandaydı kurban kesiminde. Çocukların gözü önünde kesilen kurbanlıklar onları ruhsal olarak olumsuz etkilerken, oluk gibi akan kanlar denizin mavisini kırmızıya dönüştürdü. Kesim sırasında meydana gelen ölüm ve yaralanmalar ise trafik canavarını aratmayacak nitelikteydi.

Kurban, dinin buyruğunu veya bir adağı yerine getirmek için kesilen hayvan veya doğaüstü güçleri, yüce varlıkları ve tanrıları hoşnut etmek, onlara teşekkür etmek veya onlardan isteklerde bulunmak için kesilen hayvan anlamına gelmektedir. İnsanlığın var oluşundan itibaren hemen hemen bütün kültür ve inanışlarda kurbanın olduğu bilinmektedir. Tek ve çok tanrılı dinlerin çoğunda bulunan kurbanın temel amacı; tanrıya yakınlaşma veya ondan yardım dilemektir. Kurban olayının yerine getirilmesi ise din, kültür ve insanoğlunun gelişimine paralel olarak zamanla farklılık göstermiştir.

Geçen yıllardaki kurban bayramlarında meydana gelen birtakım hoş olmayan görüntülerin bu yıl da tekrarlanmaması için Diyanet İşleri Başkanlığı Resmi Gazetede bir tebliğ yayımladı. Tebliğde, bayram münasebetiyle dini vecibe ve ibadet amacıyla kurbanların kesimi sırasında sağlık şartlarına, çevre temizliğine uygun olarak ve hayvana en az acı verecek şekilde kesilmesi gerektiği bildirildi. Aynı yönetmelik, kurban satılacak veya kesilecek yerlerin belirlenmesi, kesim yapacak kişilerin eğitilmesi ve bu konulara ilişkin diğer hususlarla ilgili tedbirlerin alınması ile ilgili düzenlemeler de içeriyordu.Ancak bayram süresince ekranlara yansıyan kadarıyla görüldü ki, ne Diyanetin “hayvana en az acı verecek şekilde kesilmesi gerektiği” resmi uyarısı dikkate alınmış ne de Din bilginlerinin “zulümle ibadet olmaz” veya “Allah’ın verdiği cana eziyet ederek Allah’a yaklaşılmaz” telkinleri önleyebilmişti kesimde hayvanlara yaşatılan eziyeti. Hayvanlar kurban edilmeye çalışılırken ortalık savaş alanına dönmüş, kendi işini kendileri görmek isteyenler kurban edelim derken kurbanlık durumuna düşerek ülke genelinde çok sayıda ölüm ve binlerce kurban kazasına neden olmuştur.

Kurban bayramlarında göz ardı edilen önemli bir husus ise kesimin çocukların gözü önünde yapılmasıdır. Uzmanlar, kurban kesimi sırasında çocukların bulunmasının onların ruh sağlığını olumsuz etkilediğini belirtmektedir. Ancak, yine eski alışkanlıklar baskın olmalı ki bu bayramda da birçok yerde çocuklar bayram öncesinde kendi elleriyle besledikleri hayvanın kesilirken can çekişini izlediler. Bugünün çocukları yarınların şekillenmesinde rol oynayacak olan temel aktörlerdir. Sağlıklı bir psikolojik gelişim sürecinden geçmemiş çocukların oluşturacağı toplumların sağlıklı olması beklenemez.

Bir diğer önemli husus ise kurban kesiminin milli ekonomiye olan etkisidir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ülkemizde 2008 yılında resmi olarak yaklaşık 490 bin ton civarında kırmızı et üretilmiştir. Yine geçen yıl kurban bayramında ise yaklaşık 160 bin ton kırmızı et üretildiği bildirilmiştir. Bu veriler kurban bayramındaki hayvan kesimin yıllık kırmızı et üretiminin yaklaşık %25-30’una denk geldiğini göstermektedir. Deri sanayi yetkilileri, kurbanlıkların pazara sunulmadan önce bilinçsizce boyanması ve kurban kesiminin uzman kişiler tarafından yapılmaması nedeniyle elde edilen derilerin büyük bir oranının hasarlı olduğu ve işlenemez hale geldiğini belirtmektedir. Bu da büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır.

Yüklendiği sevgi ve saygı misyonuyla toplumsal birlikteliği hoşgörü ortamında pekiştiren bayramları, çağın gereğine göre ve sosyal kurallar çerçevesinde kutlamak kuşkusuz onları daha işlevsel hale getirecektir. Kurban olsa bile bir canlıya eziyetin hiçbir haklı gerekçesi olamaz olmamalıdır da. İnsan olma bilinci ve yaratılanı yaratandan dolayı sevme şiarı ile canlıya yaklaşım anlayışının egemen olduğu toplumlarda sağlıklı bireylerin oluşabileceği gerçeği unutulmamalıdır.

 
Toplam blog
: 87
: 2735
Kayıt tarihi
: 02.07.09
 
 

Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nden 1997’de mezun oldum. Aynı Üniversitede yüksek lisans ve..