Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '15

 
Kategori
Bayramlar
 

Kurban bayramı

Kurban bayramı
 

görsel netten alıntı


KURBAN BAYRAMI

Erzurum’da o eski doyulmaz bayramların havası bir başkaydı. Kurbanlar alınır, bahçelerde beslenirdi. Ev temizlikleri yapılır, bayramdan 2 gün önce tüm yemekler yapılır serin kilerlerde muhafaza edilirdi. Kadayıf dolmaları, cevizli baklavalar, su börekleri ve pirinç pilavları hazırlanırdı. Dedem rahmetli evde ne kadar çocuk varsa hepsine yeni giyecekler, pabuçlar alırdı. Bahçeye getirilirdi. Alınan kurbanlıklar süslenir bir gün önce sokaklarda gezdirilir ve bahçeye ağaca bağlanırdı.

Sabah erken bayram namazına gidilir namazdan çıkınca kasapla birlikte doğruca eve gelinir ve kurbanın gözleri bağlanır, tekbirler getirilerek dualar okunarak bahçede kesilirdi. Çocukları kesinlikle kurban kesilirken yanına almazlardı. Evde çalışan 2 bacı küçük

Kuşbaşı kesilmiş etleri tereyağında kavurma yaparlar,  sofraya getirilir, sonra siniler kurulur tüm dost akraba 3 ayrı odada sinilerin başına oturur ve yemekler birbirini takip ederdi.

Yemekten sonra bayramlıklar giyinilir eller öpülür para ve şekerler dağıtılırdı. Evdeki bacılar kurban etlerini fakirlere ve kurban kesmeyen komşulara dağıtırdı. Hey gidi günler hey şimdi bu adetler hemen hemen kalktı bayram tatillerinde herkes bir yere tatile gidiyorlar.

Aşağıdaki fıkra kurban bayramı ile ilgili umarım şu sıkıntılı günlerde biraz olsun gülümsersiniz. Bu

Vesile ile tüm akraba, dost ve arkadaşlarımın Kurban Bayramınızı en iyi dileklerimle kutlar, selam sevgi, sağlık ve mutluluk dileklerimi iletirim.

FIKRA

Erzurum’da Kurban bayramında Müslüman olamayan birisi,  arkadaşına derki; “ben Müslümanların bu adetlerine bayılıyorum ne güzel, kurban bayramında hayvan kurban edip fakirlere dağıtıyorlar bende bu bayramda kurban keseceğim”  Arkadaşı da  “yahu sen Müslüman değilsin ki niçin kurban keseceksin” diye azarlar. Ama adam kararlıdır. Bir kurbanlık hayvan alır, bahçesinde kesmeye kalkar hayvan can havliyle ipten kurtulur, adamın üstü başı kan içinde kalır. Elinde koca bıçak, o vaziyette koşturur, hayvanı yakalayamaz.  Orda bulunan birisine: “ Yahu bunu nasıl keseceğim bana yardım edin” deyince adam: “git şu kahvehanede oturan Müslümanlardan yardım iste” Adamın üstü, başı kan içinde, elinde kocaman kasap bıçağı kahveye dalar ve “burada Müslüman olanlar kim” diye heyecanla sorar, adamın halini gören insanlar korkar ve birisi “Müslümanlar camiye namaz kılmaya gitti” derler. Adam camiye koşar ve “Müslümanlar burada imiş öyle mi” diye sorar. Adamın halini görenler korkar ve birisi namaz kıldıran hocayı işaret eder adam hocaya : “sen Müslüman mısın, öylemi” deyince hoca korkar ve “ Kim bana Müslüman dediyse Allah onun belasını versin, iki rekât namaz kıldırmayla Müslüman mı olunur” der.

NAHİDE ÇELEBİ

 

 

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..