- Kategori
- Güncel
Kurban olduğum Allah, verdikçe veriyor...
Seçimlere iki gün kala, ortadaki söylemlere bakarak şu Sezen Aksu şarkısını söylemek ne kadar uygun olur değil mi?
Tanrım tek başına koyma kullarını
Yalnızlığa ancak sen dayanırsın
Eşsiz dostsuz kalanın zordur halleri
Yalnızlığa ancak sen dayanırsın
Şu gelen yar olaydı
Elinde nar olaydı
İkimiz bir gömlekte
Yakası dar olaydı
Yeşil bağın üzümü
Yola diktim gözümü
Ne gelen var ne giden
Kime deyim sözümü
Tanrım tek başına koyma kullarını
Yalnızlığa ancak sen dayanırsın
Bu dünyada cefa çektirme bize
Yalnızlığa ancak sen dayanırsın
Güveyli evler gördüm
Kurulmuş yaya benzer
Güveysiz evler gördüm
Kurumuş çaya benzer
Tanrım tek başına koyma kullarını
Yalnızlığa ancak sen dayanırsın
Güzel çirkin deme sen kayır yine
Bir münasip koca her birimize
Hasretini çekmişlere
Tazeyken dul kalmışlara
Alı gülü solmuşlara
Ver ver ver ver
Gökte uçan kuşlara
Kurumuş kocamışlara
Boynu bükük kalmışlara
Ver ver ver ver
Hey tanrı bana üç tane
Üç de yetmez beş tane
Beşte yetmez yedi tane
Ver ver ver ver
Ver Allahım ver.
Evet, önce Bülent Arınç’ın sınıf arkadaşı Yargıtay Başkanı seçildi. Bülent Arınç hemen sevincini göklere zıplayarak(!) gösterdi. “Benim Güzel arkadaşım” diyerek, yeni Yargıtay Başkanına ne kadar yakın olduğunu gösterdi. Derken ardından Danıştay Başkanlığına seçim yapıldı. Yine Bülent Arınç’ın okul arkadaşı seçildi! Bu kez hızını alamayan Bülent Arınç “Kurban olduğum Allah, verdikçe veriyor” diyerek, sevinç naraları ile yeri göğü inletti.
Bülent Arınç’ın bu sevinç nidalarına bakılırsa, yargı bitmiş görünüyor. Bir Başbakan Yardımcısı, yüksek yargı organının başına getirilen, pardon seçilen birisi için bu kadar niye sevinir?
Yargı Bağımsız değil miydi?
Yoksa ‘İleri demokrasi’lerde sistem böyle mi işliyor?
Hey tanrı bana üç tane
Üç de yetmez beş tane
Beşte yetmez yedi tane
Ver ver ver ver
Ver Allahım ver.
Şu dizeler tam da Bülent Arınç için söylenmiş vaziyette. Birkaç yüksek yargı başkanının yandaş, pardon Bülent Arınç’ın arkadaşı olması yeter mi? Ver Allahım ver, tüm yüksek yargı organlarının başkanılığını Bülent Arınç’ın arkadaşlarına ve akrabalarına ver!
Birkaç kelime de yeni icat (!) edilenbakan yardımcılığı için söylemekte fayda var. Bu Rahmetli Özal’ın uygulamaya koyduğu ancak başaramadığı bir uygulama. Biliyorsunuz rahmetli Özal’da Başkanlık sistemini çok istemişti. Ancak ne aldığı oy oranı, ne de yaşamı müsaade etmedi. Şimdilerde aynı uygulamayı Başbakan gündeme getiriyor. Yalnız Başbakan’ın açıkladığı Bakan Yardımcılığı ile rahmetli Özal’ın uygulamaya koyduğu bakan yardımcığı arasında küçük nüans farklılıkları var. Rahmetli Özal bakan yardımcılarını milletvekillerinden seçmişti. Şimdilerde bakan yardımcısı olmak için İlkokul mezunu olmak yeterli! Ayrıca meclis dışından seçilecek olması ilginç!
Yeni oluşturulacak Bakan Yardımcılığı için 180 bin kişilik kadro tahsisatı yapılmış!
Üniversite mezunlarının yüzde 28’i işsiz gezerken, ilkokulu bitirmiş birisinin bakan yardımcılığı görevine getirilmesindeki mantık ne olabilir? Böyle bir bakan yardımcısının ülkeye ne katacağı düşünüldü mü acaba?