Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Küresel değil, bizim kriz devam ediyor

Küresel değil, bizim kriz devam ediyor
 

Yüzme bilmeyen açılımlar


Kuyunun dibine düştükten sonra düşüş durdu, daha düşmüyorum diye sevinilir mi? Kuyuda kaldığımız sürece krizdeyizdir. Bizim kuyumuz işsizlik seviyesi, sigortalı ve sosyal güvenlikli insanca yaşanabilecek ücretlerle istihdam seviyesidir. Emeklilere insanca yaşayabileceği geliri sağlayabilen bir istihdam ve sosyal güvenlik sistemidir. Küresel ekonomik göstergelerdeki serbest düşüş durdu. Ancak düşüşün durması başka, düştüğü yerden normale çıkması başka bir şeydir.

Durgunluk, daha doğrusu kriz kavramında ölçü (insanca yaşatabilen) istihdam dedikten sonra, Türkiye’de %3 büyümenin işsizliği azaltmayacağını tersine artıracağını belirtelim. Teknolojik gelişmelerin etkisi ile daha az emek istihdamı ile aynı üretim sağlanıyor. Belirli bir büyüme oranı daha az ilave istihdamla gerçekleşiyor. Tarımdaki gizli işsizlik süreç içinde açığa çıkıyor, tarımdaki istihdam oranı azalıyor. Doğal olarak çalışma yaşına yeni ulaşanlar istihdamı gereken insan sayısına ekleniyor. Kısacası Türkiye’de işsizliği azaltmayı başlatabilecek, durgunluktan çıkış sürecinin başlama sınırı %4 ün üzerindeki bir büyüme oranıdır.

ABD’de ve Avrupa’da krizin zirvesinde işsizlik zirvesi %10 civarında kaldı. Aynı kriterlere göre ifade edilse Türkiye’de gerçek işsizlik %20 nin üzerindedir. Yüzde 10 un altına inmediği sürecede bu gerçek kriz, sosyal kriz devam edecektir.

İşsizliği üç yılda kriz seviyesinin altına indirebilmek için kesintisiz olarak en az %6 nın üzerinde bir büyüme gereklidir. Görünen odurki bu gidişleTürkiye’de kriz devam edecektir. Mevcut servetleri satıp tüketim esaslı ithalata vererekde böyle bir büyüme sürdürülemez. Kaldıki kolay satılır ve para eder türden olanlarıda zaten yerine yeni üretken istihdam yatırımları yapmadan satıp tükettik.

Yabancıların bize yatırım yapmasına bel bağlayarak, gelen paralarıda tüketip boğazımıza geçirerek, yabancılar para getiriyor diye futursuzca övünerek gerçekte %20 işsizlik oranını yakalamış ve aşmış durumdayız. Finans sektörümüzden, telekomunikasyona, enerjiden limanlara yabancılara satıp boğazımıza geçirdikce iktisadi bağımlılığımız arttı. Devir artık iktisaden işgal devridir. İktisadi bağımlılık arttıkca, borç alabilmek için daha ne tür açılımlarla karşılaşacağız göreceğiz. Sınır bölgelerimizi kira kılıfında satmaya yeltenmekde dahil düşünemediğimiz açılımlar. Irak sınırından İskenderun körfezine kadar kiralanacak (fiilen satılacak) sınır şeridinden nede güzel çıkış koridoru sağlanırdı Kuzey Iraka. Hem çıkış hemde enerji, petrol hatları koridoru Türkiye’yi teğet geçerek (bypass ederek). Üstelikde lafla IMF’e ihtiyacımız yok diyerek meydan okurmuş gibi görünerek satışların örtülmeye çalışılması, sahte fotokopi darbe belgeleri üretilmesi, gelecek seçimlerdeki oylarını şimdiden ipoteklemek için fakir ve işsiz halka “Norşin’liler” denilmesi işsizliğe, yokluğa çare olmuyor, karın doyurmuyor. Gündemi değiştirip iktisadi krizin üstünü örtemeyecek. Uzun ince yol gündüz gece gittikce, giderek hem dahada inceleşiyor, hem dahada uzuyor. Bu istikametin sonuda bataklık görünüyor.

Parsel parsel eyliyorlar ülkemi...!

Dr. Hamit Bozkurt

 
Toplam blog
: 54
: 1229
Kayıt tarihi
: 08.08.08
 
 

1950 yılında doğdum, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 1974 mezunuyum. 1986 yılında Gazi Ün..