Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '07

 
Kategori
Kültürler
 

Küresel ısınma ve türban

Küresel ısınma ve türban
 

Soğuktan donanı karla ovuyoruz da, sıcakta yananı fırına mı koyalım?

Son yıllarda insanlığın aklını değişik yönlerden sararak endişelere yol açaran bir konu var. Adı “Küresel Isınma”. Bazı ülkeler buzulların erimesiyle denizlerdeki su seviyesinin yükselmesinden endişelenirken, bazı ülkeler de gittikçe kuraklaşan topraklara sahip olacaklarının kaygılarını taşıyorlar. Hayat ile eşdeğer saydığımız suyu da kaybediyoruz. Yakın zamanda ülkemizde de baş gösteren baraj seviyelerindeki düşüş, dünyada genel bir yargı olduğundan, panik yaratıyor. Birçok olumsuz sonuç ile karşı karşıya gelebiliriz.

Küresel ısınmayı yıllardan beri bilinçli veya bilinçsiz davranışlarımız tetikledi. Ozon tabakasının delinmesiyle, güneş ışınlarıyla daha samimi olduk. Ya buna parfümümüzle destek verdik ya da arabalarımızın egzoz gazlarıyla… Bir şekilde insanların, dünyanın her yerinden böyle katkılarımız oldu küresel ısınmaya. Şu anda çok geç kalmış olmamıza rağmen, sanırım yavaşlatmak için elimizden geleni yapabiliriz. Özellikle de çeşmelerden “şimdilik” akan suları israf etmemeliyiz, bilinçli kullanmanın yollarını arayabiliriz. Ankara’da su kesintilerini yaşayanların çeşmelere küsmesi, suyun yokluğunu idrak etmeleriyle olumlu sonuçlar doğuruyor diye tahmin ediyorum. Bir Ankaralı olarak benim de boşa akan musluklara tahammülüm kalmamış durumda.

Türban konusuyla ne alakası var diyebilirsiniz. Ama türban düşünüldüğünde küresel ısınmaya gerçekten önlem olabilecek bir kıyafettir. Tahmin ediyorum, hiç böyle düşünmemiştiniz. Şimdi serbest bırakılıp, ilerde zorunlu hale getirilirse, o su kesintisi kâbuslarından kurtulabiliriz. Dünya nüfusunda kadın sayısının önemli bir yerinin olduğunu da hesaba katmıyor değilim. Erkekler için henüz bir çözüm bulunamadığından, kadınların yardımına ihtiyacımız olduğuna da vurgu yapmadan geçemeyeceğim. Asıl söylemek istediklerime geri döneyim, vazgeçemediğim kadın konularından daha önemli. Türban, anlamca tesettürü de getirdiği için, lütfen sonraki cümlelerimde türban kelimesini daha geniş düşünün. Türban kıyafetleri, tam bilmesem de üç parçadan oluşabiliyor. En önemlisi de başın örtüldüğü parça. Türban takan ve dolayısıyla saçı açık olmayan bir kadının sık sık saçını yıkamasına, vücudunu kapatan kıyafetler giydiği için de pek fazla duş almasına gerek olmayacaktır. Ayrıca, saçı açık olmayacak bir bayanın, kuaföre gidip, boya ve fön konularıyla da ilgilenmesine lüzum olmayacaktır. Kullanılan kimyasalların oluşturabileceği gazlar ve fönün ucundan çıkan sıcak hava atmosfere karışmayacak. Fön ve bu kimyasalların üretimi için harcanan enerji kaynakları da, fazla süistimal edilmeyeceğinden tam bir tasarruf önlemi gibi görülmelidir.

Türban vücuda tam olarak yapışmadığı için, fazla kirlenmeyecektir. Bu sayede çamaşır makineleri için gerekli su ve enerjiden tasarruf sağlanacaktır. Gösterişin geri sıralara düşeceği dünya üzerinde, insanlar tek veya en fazla iki kıyafet sahibi olacaklar, bunun için işleyecek tekstil fabrikaları da yavaşlayacaktır. Yine enerji kaynaklarının tasarruflu kullanılması söz konusu oldu, gördünüz mü?

Kadınların yaklaşık olarak dünya nüfusunun yarısını oluşturduğunu düşünürsek ve türban kullandıklarını da hesaba katarsak, dünyanın ömrüne ömür katılmış olur. Bir de şu yöne gidelim. Kadınların türban taktığı bir toplumda sokakta gezerken erkeklerin onlara bakmayacağı, beğenmeyeceği, buna karşılık olarak evlenmek istemeyeceğini de ekleyelim. Bu sayede evlenmek için yapılan masraflar açılan her hane için enerji gereksiniminde de gerilemeler gözlenebilecektir. Ayrıca evliliklere bağlı olarak çocuk yapma hızında düşüşler yaşanacak, “su kaynakları” kullanımında fark edilir bir düşüş yaşanacaktır. Şu an var olan nüfus düşmeye başlaması üzerine kısıtlı kaynaklar da kalanlar için yeterince olacaktır. Afrika’daki içler acısı tablolara bile çare neredeyse. Acilen “Cihat” çağrısının verilip, dünyanın türbana sokulması gerekiyor. Kadın nüfusunun yarısına türbanı kabul ettirebilsek kesinlikle dünya yaşanılası bir yer olacaktır. Yumuşak bir geçiş ile birlikte önce türban takanlara özgürlük verilmeli sonra da yine yumuşacık başka bir çizgi ile de zorunlu hale getirilelim.

Ama bir nokta var ki, tüm dünya kötü senaryolara hazırlanmış, acil ve kısa vadede çözümler üretmiş iken, zaten bir şeylere zar zor ikna edebildiğimiz kadınlara bir de şimdi türban için dil dökmenin ne anlamı var? Uzun vadede müthiş bir plan olduğunu kabul ediyorum ama eğer amaç küresel ısınma ise yakın zaman için planlarımıza bunu dâhil edemeyiz. Türban konusu küresel ısınmaya da neden olabilir*. Daha basit önlemler olduğuna da çok eminim.

Söylemiştim, hiç bu yönden bakmamıştınız değil mi küresel ısınmaya? Geniş düşünmek gerek. Tüm dünyayı, tüm olguları tüm faktörleri ve tüm aktörleri… Benim bakabildiğim bu perspektif gerçekten düşündürüyor insanı. “Ay canım hiç art niyet yokmuş” diyesiniz gelmedi mi? Boşunaymış o mitingler yahu. Eğitim şart bu ülkede, daha hür düşünebilecek, pratik zekâlı yeni nesillere ihtiyacımız olduğu apaçık ortada. Yine de dünyanın göremediği bir önlem. Kim korkar “Küresel Isınmadan”!!

* Burada kullanılan küresel ısınma, etnik, dil, din, ırk çatışmalarına işaret etmektedir.

 
Toplam blog
: 52
: 507
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Yeni mezun bir maden mühendisiyim. Yükseklisans yapıyorum. Bunun yanında, kalkınma antropolojisi, ci..